Latince anlamı mutluluk demek olan Faust, Goethe' nin yaşamı simgelerle anlattığı, iyilik ve kötülüğü irdelediği ve insan iradesinin üstünlüğünü ortaya koyduğu bir tragedyadır. Bu tragedyada Faust, bilgi ve bilim uğruna dünyanın bütün zevklerinden vaz geçen, zamanın hızla akıp geçtiğini görünce de acı çeken bir insandır.İyiliği temsil eder. Mefisto ise insanları kolayca baştan çıkarıp, sapkınlığa sürükleyebileceğini, haz veren zevkleri tattıklarında ruhlarını şeytana bile satabileceklerini iddia eden şeytandır. Kötülüğü temsil eder.
Gökte, Tanrı ile şeytan bahse tutuşurlar: Tanrı insanın yaradılışı gereği iyi olduğunu, dünyadaki eylemleri nedeniyle hatalar yapsa da sonunda ruhunun iyiliğinin baskın geleceğini ve doğru yoldan sapmayacağını bilmektedir. Şeytan ise insanları baştan çıkarabileceğini iddia etmektedir. Sonuçta bahsi Tanrı kazanır: Faust şeytana ruhunu satmaz ve yenilmez.Kısaca özetlediğim Goethe' nin" Faust"u anlaşılması ve okunması zor bir kitap.
Akıcı bir dil kullanması nedeniyle okunması ve anlaşılması daha kolay olan ve bana göre Faust' u çağrıştıran Marc Levy' nin Can Yayınlarından çıkan "Sonsuzluk İçin Yedi Gün" kitabını günümüzü anlatması nedeniyle ilgiyle okudum. Kitabın konusu kısaca şöyle: Günümüz San Francisco şehrindeki devasa gökdelenin en üst katında duvarları ortak olan iki ayrı ofiste Tanrı ile şeytan bahse girdikleri iddiayı gerçekleştirmek üzere temsilcilerini seçerler. İddianın konusu: "...gelecek bin yılda yeryüzünü yönetmekle görevli olacak kişinin meşruiyetini kanıtlamaktır." Tanrı iyiliği temsil eden ve bir melek olan Zofia' yı seçer. Şeytan ise kötülüğü temsil eden ve iblis olan Lucas' ı seçer. Zofia ve Lucas görevlerini yapmak üzere şehre inerler.
Yazar, kitapta yirminci yüzyılın katlanılır gibi olmadığından bahisle; politika, ekonomi ve iklimle ilgili tüm analizlerin yeryüzünün cehenneme dönmekte olduğunu ortaya koyuyor.Zofia ve Lucas' ın bahse konu görevleri; insanlığı daha fazla iyiliğe ya da kötülüğe yönlendirmektir. Bunu başarabilen kendi tarafına zafer getirecektir. Yeni dünyanın idari yetkisi galip gelende olacaktır. Süre yedi gündür.
Melekle iblis yani Zofia ve Lucas birbirlerini tanımadan bir restaurantta karşılaşırlar ve aralarında müthiş bir çekim oluşur; zıt kutupların birbirini çekmesi gibi. Ve aşık olurlar. Sonuçta bu karşılıklı sevgi, kötü olan iblisi bile yola getirir ve bahsi sevgi kazanır.Tanrı, Zofia' ya"Kendi yarısını bulanın tüm insanlıktan daha bütün olacağını söyler. Kendi içinde biricik olan insan değildir; böyle olmasını isteseydim onu tek yaratırdım; ancak sevmeye başladığında tek olur insan. İnsan yaratısı belki kusurludur, ama evrende birbirini seven iki insandan daha kusursuz hiçbir şey yoktur"der.
Kitabın sonunda şeytan Tanrı' ya"tamamen kusursuz ya da tamamen kusurlu bir dünya olsaydı sıkılırdık"der. Gerçekten de Tanrı, insanoğlunun kusursuz olmasını isteseydi melek olarak yaratmaz mıydı? İnsana iradesini kullanarak seçim yapma hakkı tanıması insana verdiği değeri göstermez mi?
KAYNAK: Marc Levy, "Sonsuzluk İçin Yedi Gün"
KAYNAK: Marc Levy, "Sonsuzluk İçin Yedi Gün"
Ben okumadım ama özetiniz neredeyse kitabı zihnimde canlandırmama yetti.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.
Sil