27 Ocak 2013 Pazar




NARAYAMA  EFSANESİ  VE  KÜLTÜR  FARKLILIĞI  ÜZERİNE



Kültür farklılığı, bize ters gelen bir davranışın, adetin, örfün başka ulusların kültüründe normal karşılandığı ve olumlandığı anlamına gelir. Nesilden nesile aktarılan kültürün gerçekte ne olduğunu çoğu kez düşünmeyiz bile. Sadece biliriz.
TDK sözlüğüne göre, kültürün 6 ayrı anlamı var.Ben, ilk anlamını yazacağım, çünkü yazımın içeriği bunu gerektiriyor: "Kültür, tarihi, toplumsal, gelişme süreci içinde yaratılan maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada , sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin"demektir.
İletişim araçları, uluslararası ilişkiler, ticaret nedeniyle toplumdan topluma kültür akımı olması kaçınılmazdır. Günümüzde gelişen bilim ve  teknoloji sayesinde bu akım çok daha güçlenmiştir.

Japonlara ait Narayama Efsanesini okurken,Kızılderilileri anlatan bir filmde, Japonlarla Kızılderililerin ortak bir geleneğini  fark ettim; bir toplumun kültüründen bazı ögelerin başka bir kültüre geçişini, kültürel etkileşimini .
Narayama Efsanesine göre:"Kıtlık ve yoksulluğun kol gezdiği Japonya' daki bir dağ köyünde 70 yaş ve üzerindekiler gönüllü olarak Narayama Dağı' na götürülüp,ölüme terk edilirler. Toplumun örf ve adetlerine uyum için sofradan bir boğaz eksilsin diye ailenin güçlü, kuvvetli fertleri tarafından karlı dağa götürülüp, açlık ve soğuktan ölmeleri için bırakılırlar.Büyükanne Orin, dağa götürüldüğünde kar yağdığı için şanslı sayılır; açlıktan uzun süre acı çekerek ölmek yerine, soğuktan donarak ölmek daha az acı çekmesine neden olacağı için." Kısaca efsane böyle.
Kızılderililerin geleneğinde de, yaşlı olanlar ailelerine haber vermeden kendi iradeleriyle kutsal kabul ettikleri yerlere çekilip,tek başlarına ölümü beklemeye giderler.Biri Amerika kıtasında yaşayan bir topluluğun diğeri Asya kıtasında yaşayan bir ulusun, ufak tefek ayrılıklara rağmen aynı geleneğe sahip olması,"kültür göçü" ne bir örnektir.Bu göç, kıtaları ve coğrafyaları aşarak toplumlara ulaşıp yer edinmiştir.

Narayama Efsanesi' nde yaşlılara yapılan muamele bize yanlış gelebilir.. Çünkü kültürümüzde, yaşlılara saygı gösterilip, evin baş köşesinde yer verilir, ölünceye kadar da bakılır.Anadolu' da şaka yollu da olsa kadına "kaşık düşmanı" denildiğini unutmadan, bir boğaz eksilsin diye, gelecek nesillere(doğacak bebeklere) yer açmak için yaşlıları Narayama Dağı' na götürenleri vicdansızlıkla suçlayabilir miyiz? Ya da, üretmeden tüketmemek için ölümü beklemeye giden yaşlıların davranışını fedakarlık olarak nitelendirebilir miyiz? Bunu ön yargısız değerlendirebilmemiz güçtür; çünkü içine doğduğumuz kültürün etkisinde kalırız ister istemez.

Her insan kaçınılmaz bazı kimliklerle doğar. Bir insanın kendi iradesi dışında, doğumda edindiği kimlikler vardır: (Aile kimliği, Coğrafya kimliği, Din ya da mezhep kimliği, Irk ya da milliyet kimliği, Vatandaşlık kimliği gibi.) Ne zaman kültür farklılıklarını ve farklı kimlikleri kabul edip onlara saygı duymayı öğrenirsek ve "kültür çevresi"ni genişletirsek, o zaman dünyada bir çok sorunun çözüldüğünü de görebiliriz. İnanın! Dünyanın buna çok ihtiyacı var...


Görsel, www.sinemalar.com' dan alınmıştır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder