23 Mart 2020 Pazartesi




YAŞAMI ERTELEMEK


Aralık 2019'da, Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyayı kasıp kavuran, binlerce ölüme neden olan Covid-19 virüsü yayılmaya devam ediyor. Evlere kapandığımız ve dışarı çıkamadığımız bu günler, düşünmemiz, kitap okumamız, aile bireyleriyle birarada olmanın keyfini çıkarmamız için bir fırsattır diye düşünüyorum. Bir de geçmiş hayatımıza bakıp yaşamın ertelenmemesi gerektiğini hatırlamak için elbette. 

Yaşamı neden ertelememeliyiz? İşte cevabı:

Beni her ölüm etkiler.
Tanımasam bile üzülürüm
Yitirilmiş ümitlere...
Hiç gerçekleşmeyecek ideallere,
Yaşanmamış sevgilere üzülürüm...
Bu yüzden, korkarım yaşamı ertelemekten.
Ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsa
Söylenmeli, yapılmalı.
Seviyorsanız, sevdiğinizi bugün söyleyin.
Sevdanızı bugün yaşayın.
İşinizde yapılacak ne varsa
Bir an önce yapın.
Yarın çok geç olabilir...
Bir anda bitebilir her şey.
Yaşamak için acele edin bence.
Kısa yaşanmışlıklar,
Yaşanmamışlıklardan daha iyidir.
Geriye dönüp baktığınızda "keşke"ler
Çoğunlukta olmasın.
Uzun vadeli hedefler için bile
Bugünden harekete geçmeli.
Yarınlar çok uzakta olabilir.
Daha okulda başlamıyor muyuz
Ertelemeye yaşamı?
Hep yarına yatırım, bu günü sonra
Yaşamacasına...
"İşe gireyim, sonra..."
"Evleneyim, sonra..."
"Çocuklar büyüsün, sonra..."
"Emekli olayım, sonra..."
Sonra...
Sonra...
Sonra...

Bu sürecin başında, ortasında,
Yaşam her an sona erebilir.
Sonrası olmayabilir.
Fedakarlıklar güzel ama unutmayalım:
Herkes kendi hayatını yaşar...
Ertelenen
sevdaların
bedelini
ödemiyor yaşam.

Tayfun Talipoğlu







10 Mart 2020 Salı




KIZILCAHAMAM OTACI KÖYÜ YÜRÜYÜŞÜMDEN GÖRSELLERİM

Katır Çiğdemi

08.03.2020 günü, Yol Arkadaşım doğa Sporları Ve Yürüyüş Grubu ile Otacı Köyü ve Yunak Yaylaları'nda yürüdüm. Rota renkliydi, çünkü her bir taraf çiçekliydi. Böylesine farklı ve birçok çiçeği bir arada görünce, sevinçten havalara uçtum. :)

İlkbaharın bu ilk günlerinde gözünüz, gönlünüz açılsın diye, çektiğim fotoğrafları sizlerle  paylaşıyorum. Fotoğraflarını çekmeye doyamadığım çiçeklerin hayat bulduğu Otacı Köyü hakkında kısa bir bilgiyi de paylaşmalıyım.

Otacı, çeşitli bitkilerle tedavi uygulayan kişiler için halk arasında hekim veya eczacı anlamında kullanılan bir unvandır.
Rivayete göre, Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid Han ile Timur arasında, ortaçağ tarihinin en kanlı meydan savaşlarından biri olan ve Osmanlıların yenilgisiyle sonuçlanan, Osmanlı Devleti'nin parçalanmasına ve Fetret Devri (1402-1413) olarak bilinen bir iktidar boşluğu döneminin yaşanmasına yol açan, Ankara Savaşı, Otacı Köyü'ne sınır olan Çubuk Ovası'nda yapılmıştır. 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid Han, ordusunda yaralanan askerleri, Otacı Köyü'nün bulunduğu mevkiye Sahra Hastanesi kurarak tedavilerinin yapılmasını sağlamıştır. Bu yüzden köye, şifa veren yer anlamına gelen Otacı adı verilmiştir. Köy, Ankara iline 83 km. Kızılcahamam ilçesine 23 km. uzaklıktadır. Kızılcahamam'ın en büyük köylerindendir. Köyün yaylaları, Çubuk Karagöl'le sınırdır.

Otacı Köyü ve çevresi, Karadeniz Bölgesi ile Orta Anadolu arasında geçiş alanı özelliği taşımaktadır. Geçiş alanında yer alması, alanın iklim bakımından Karadeniz ikliminin ve Orta Anadolu Bölgesi'nin karasal ikliminin etkisi altında kalmasına neden olmuştur. Bu da bitki örtüsünün fiziki görünümü ve dağılışını etkilemiştir. Bu nedenle, zengin bir floraya sahiptir.
İşte, bu zengin floradan seçtiklerim:

Çakır Çiğdem(endemik)
Ankara Çiğdemi(endemik)







Ankara Çiğdemi(endemik)
Orman Sümbülü









Kardelen Çiçeği









Öksüzali Çiçeği


Kar Dikeni
Sütlüağu


Görsellerin tümü tarafıma aittir. İzinsiz kullanılamaz.

5 Mart 2020 Perşembe




KOCASININ KOYDUĞU AĞIR VERGİLERE KARŞI ÇIKAN CESUR BİR KADIN: LADY GODİVA


Tarih, korkakları unutur, cesurları ise zaman tünelinin çıkışında gün ışığıyla karşılar. İşte, anlatacağım Lady Godiva efsanesi de, gün ışığıyla karşılanan cesur bir kadını, aradan bin yıl geçmesine rağmen günümüze taşıyor.

Günlerden 8 Şubat cumartesi ve Ankara'da hava buz gibi. Evden dışarı çıkmak için iyi bir bahane bulmak gerek. Sıcacık bir yerde iyi bir kahve içmekten daha  güzel bir bahane olur mu? Benim için olmaz. Vakit kaybetmeden kızımla birlikte , Panora AVM'ye gittik. Hep yaptığımız gibi Godiva Cafe'ye oturduk ve kahvelerimizi söyledik. Kahvelerimiz ve tatlılarımız gelinceye kadar kızımla sohbete daldık. Sohbetimizin konusu, doğal olarak hayat pahalılığı ve üst üste gelen zamlardı. O arada, tam zamanında gelmiş gibi, önümüze konulan kağıttan yapılmış Amerikan servisinde yazılanları okuyup okumadığını sordum kızıma. Hayır cevabını alınca, okumasını söyledim. Ben, öyküyü biliyordum ve Belçika menşeli çikolata markasını tanıyordum. Kızım, yazılanları okuduktan sonra; "Vay be! Ne kadınlar varmış dünyada da, haberimiz yokmuş meğer" dedi. Sonra kahvelerimiz geldi ve biz, efsaneyi konuşarak, keyifle yudumladık kahvelerimizi.

İşte, hem sadakatin hem başkaldırının hem tutkunun hem de şefkatin hikayesidir, Lady Godiva'nın hikayesi. Hikaye şöyle:

"Halk 11. yüzyılda İngiltere Coventry'de uygulanan ağır vergiler sebebiyle isyan halindedir. Vergileri artıran Lord Leofric'in eşi Lady Godiva, halktan yana tutum alır. Eşini vergileri indirmesi yönünde ikna etmeye çalışır. Lady'nin ısrarından rahatsız olan Lord Leofric, eşine asla kabul edemeyeceğini düşündüğü bir teklif yapar. Lady Godiva'nın at sırtında, sadece saçlarına sarınarak, Coventry sokaklarını boydan boya geçmesi koşuluyla vergi yükünü azaltacaktır. Lady Godiva'nın buna cesaret edemeyeceğine inanan Lord, eşinin baskılarını bu şekilde kıracağını düşünür.

O an geldiğinde, Lady Godiva atının üzerinde vakur ve kendinden emin bir şekilde geçişini yapar. Bu durumu öğrenen halk; dükkanını kapatır, evlerine girer. Lady'nin onuruna kimse sokağa adımını atmaz, hiçbir pencerenin perdesi aralanmaz. Lady'nin bu cesur davranışı karşısında, ona duydukları derin saygıyı gözlerini kapatarak gösterirler.

Lord Leofric eşine verdiği sözü tutar, vergileri indirir. Bu olaydan sonra Lady Godiva'nın cesareti, kararlılığı, saflığı, tutkusu ve güzelliği pek çok sanatçıya ilham verir."

Döneminin(ortaçağ) sembol isimlerinden olan Lady Godiva'nın hikayesi popüler kültürde de yer bulmuş ve film çekilmiştir. Ayrıca, hikaye Freud tarafından da incelenmiştir.

Görsel, alıntıdır.