10 Ekim 2020 Cumartesi

 


COVİD-19 TEDAVİSİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI

Nereden, nasıl başlayacağımı bilemiyorum ama bir yerden başlamalıyım. Bugün bir yakınımdan öğrendiğime göre, covid-19 tedavisinde "kinin" kullanılıyormuş. Çok şaşırdım. Çünkü benim bildiğim kinin, kınakına ağacından çıkarılan ve sıtma hastalığında kullanılan bir ilaçtır. Sırf kinin içmemek adına (seyahat öncesi ve sonrasında içmek gerekiyormuş), Uzakdoğu'ya seyahat etmeyi hiç düşünmedim.

Sıtma demişken aklıma okaliptus ağaçları geldi. Okaliptus ağaçlarını ilk kez 1989 yılında Marmaris'te görmüştüm. Bu ağaçlardan oluşan ağaç tünelinden geçerken dikkatimi çekmişlerdi ve yerel halktan bilgi almıştım. Tabii o zamanlar, "Ev yaparsan tuğladan, kız alırsan Muğla'dan" diye bir söz de oldukça popülerdi. Bu sözün neden söylendiğini de açıklamışlardı. Şöyleki; eskiden Marmaris ve çevresinin denize yakın yerleri bataklıkmış.Bataklıklar sivrisinek ürettikleri için yöre halkı,sıcaklar bastırdığında  sahil şeridinden yükseklere, yaylalara kaçarlarmış adeta. Bataklıklar nedeniyle, denize yakın topraklar para etmezmiş ve değersiz sayılırmış.Yaylalardaki araziler değerli olduğu için erkek çocuklara, denize, bataklığa yakın olan yerler de kız çocuklarına verilirmiş.

Sıtma hastalığı salgın yapınca, araştırma yapılmış ve okaliptus ağaçlarının sorunu çözdüğü anlaşılmış. Bataklığı kurutacak olan okaliptus ağaçlarının tohumları yurtdışından getirtilip hem halka ücretsiz dağıtılmış, hem de devlet eliyle tohumlar toprakla buluşmuş. Bu ağaçlar, topraktaki suyu çekip gövdelerinde tuttukları için,  büyüyen okaliptus ağaçları, bataklıkları kurutmuş. Bataklıklar kuruyunca da sivrisinekler azalmış ve sıtma hastalığı tarihe karışmış. Bu nedenle halk arasında, okaliptus ağacına "sıtma ağacı" denmeye başlanmış.

Bataklıklar kurutulduktan ve de halkımız arasında deniz tatili moda olduktan sonra, deniz kıyısı ve yakınındaki araziler kıymetlenmiş. Buralardaki topraklar kızlara verildiği için de kızlar zengin olmuş, erkekler yerinde saymışlar. Böylece "Kız alırsan Muğla'dan " sözü yerleşmiş halkın ağzına.

Ve son olarak, kininle ilgili yeni öğrendiğim ve çok şaşırdığım bir bilgiyi paylaşmak istiyorum sizlerle. Schweppes, 1783 yılında Cenevre'de kurulmuş bir soda üreticisi ve dünyanın ilk sodası. 1783'te İsviçreli bilimadamı Jacob Schwepps, soda üretmeyi başarmış ve İsviçreliler, 1790 yılından itibaren ticaretini yapmaya başlamışlar.

19. yüzyıl başlarında, başta İngilizler olmak üzere çoğu Avrupa ülkesi, Hint-Afrika topraklarında sömürge yarışına girmişler. Ancak bu topraklarda salgın hastalık olan sıtmayla karşılaşmışlar. Sıtmaya karşı koruyucu özelliği olan kinin içiyorlarmış ama kininin tadı çok acı olduğundan içmekte zorlanıyorlarmış. Bunun üzerine schwepps markası, içeriğine kinin ve şeker katarak satış yapmaya başlamış. Böylece kinin maddesinin acılığı bastırılarak tonik icat edilmiş: Ünlü marka; schwepps indian tonic water! 

Avrupalı askerlerin sıtma korkusu olmadan Hint ve Afrika içlerine doğru ilerlemeleri ve kendi ülkelerine yeni sömürgeler sağlamaları ve buralarda kalıcı olarak var olmaları, bu içine kinin katılmış içecek olan schwepps tonik sayesinde gerçekleşmiş. Daha sonra İngilizler bunu cin ile karıştırmışlar ve cin tonik denilen kokteyl ortaya çıkmış.

Tarihi olayları değerlendirirken, olguları göz ardı edemeyiz. Sıradan bir içecek gibi gözüken soda, Avrupa'yı 19. yüzyılda ayakta tutan en önemli etkenlerden biri olmuştur. Günümüzde de "kinin" denen ilaç, belki de dünyalıları eve hapseden, korkularını körükleyen covid-19 adlı virüse karşı başarılı olur. Kim bilir?