9 Ocak 2013 Çarşamba




AKINTIYA  KÜREK  ÇEKMEK
(Somon balığının yaşam döngüsü)


Somon balığının yaşam döngüsünü anlatan bir belgesel izledim. Somon balığı, tatlı sularda doğup tuzlu sularda büyüyen, okyanusta binlerce mil katettikten sonra doğduğu tatlı sulara geri dönen, büyüdüğü nehri veya nehrin kolunu bulabilen harika bir balık. Dünyada başka hiçbir canlı somon balığının sahip olduğu bir yön ve kimyasal algılara sahip değil. İlginç olansa doğdukları çukurları bulup yumurtalarını bu çukurlara yerleştirmeleri. Ve daha da önemlisi yetişkin, dişi somon balıklarının öleceklerini bile bile tuzlu sulardan( okyanus) tatlı sulara geçerek, türünü devam ettirebilmek için akıntıya karşı yüzüyor olmaları. Nehrin yukarısına doğru yüzerken verdiği kayıplara karşılık, doğduğu tatlı sulara kavuşmak için bu yolculuktan asla vazgeçmemesi. Başarma, hayatta kalma ve türünü devam ettirebilmek için zorluklarla mücadele etmenin gerektiğini öğreten en güzel örnektir somon balığı.

Somon balığının akıntıya karşı yüzdüğünü izlerken aklıma; olmayacak bir iş uğruna boşuna çabalamak anlamına gelen "akıntıya kürek çekmek" deyimi geldi. Sıkça kullanılan bu deyim, tasarlanan veya düşünülen bir işte sonuç alınamayacağını baştan kabul ederek pes etmemizi sağlayan, başarısızlığı kabul etmemize neden olan ve mücadele azmini yok eden olumsuz bir örnektir: Beynimizi imkansızlığa inandırarak, işin olmayacağına şartlandırıyor çünkü. İmkansızlığı kabul eden zaten başaramaz." İmkansız olduğunu bilmiyorlardı, bu yüzden başardılar" demiş Mark Twain. Çok doğru demiş.

Batının modasına, yaşam kültürüne  özenip onları taklit etmeye, onlar gibi olmaya çalışırız da (tanzimattan bu güne değişen pek bir şey yok), onların bilimine, edebiyatına, eğitimde kullandıkları yöntemlere gereken önemi vermeyiz. Eğer verseydik, başarısızlıklarımızın nedenlerini araştırır, bunları  başarıya çevirmenin yollarını öğrenirdik. Yeri ve zamanı geldiğinde, akıntıya karşı kürek çekmek gerektiğini de...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder