KADIN NEYSE GENE O'DUR
13. yüzyılda, Mevlana' nın kadına verdiği değer, kadının iç dünyasını çok iyi anlaması ve tahlil etmesi, herhalde 30 yıl kadınlar üzerinde çalıştığı halde onları çözemediğini söyleyen Freud' u bile şaşırtmıştır! Mevlana, Fihi ma fih adlı eserinin 20.bölümünde; mayasında fenalık bulunan kadının, bu fenalığı mutlaka tatbik imkanı bulacağını belirterek, gizli her şeyin insanın merakını uyandıracağından(tecessüs), şehir sokakları ekmekle dolu olsa, köpekler dahi yemekten kaçınsalar, sarılarak gizlenmiş bir ekmeğin herkesin ilgisini çekeceği misalini vererek şöyle der: "Kadın nedir, dünya ne? İster söyle, ister söyleme; o neyse gene O' dur; yaptığını bırakmayacaktır o. Hatta söyledikçe daha da beter olur...Şöyle ki, halk koltuğuna, yenine sakladığın, vermemeye, göstermemeye savaştığın o ekmeğe öylesine düşer ki, bu düşkünlük haddi, sınırı aşar gider. Çünkü insan 'men edildiği şeye düşer.' Kadına gizlen diye emrettikçe onda kendini gösterme isteği çoğalır, durur; halkta da, o kadın ne kadar gizlenirse, onu görmek isteği o kadar artar.
Şu halde sen oturmuşsun, iki tarafın da isteğini kızıştırıyorsun. Sonra da bunu doğru düzen bir şey sanıyorsun; oysa ki bu iş bozgunculuğun ta kendisidir. Kadının mayasında kötü bir işte bulunmamak varsa, yapma desen de, demesen de, iyi huyuna, temiz yaradılışına uyacak, ona göre hareket edecektir o. Yok tersine, mayası pisse, gene kendi yolunu tutacaktır o. Gerçekten de yapma etme, görünme demek, isteği artırır ancak, başka şeye yaramaz."
İnsan, izzetinefsine hakim olmalı, özsaygısını kaybetmemeli; aksi halde insan olarak kalabilir mi? Bu durumda, kadın-erkek farketmez.Başkalarını düzeltmek için önce kendimizi düzeltmeliyiz galiba.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder