KADIN CİNAYETLERİNİN SORUMLUSU OTHELLO SENDROMU MU?
Ülkemizde işlenen kadın cinayetlerinin nedenlerinden biri kıskançlıktır." Seven kıskanır" sloganıyla beslenen ruhlar, yerli yersiz kıskançlıklarla sevdiğine dünyayı dar eder. Sonra da "ya benimsin, ya kara toprağın" diyerek, kendisine yar olmayan kadını, kara toprağa gönderir.
Ünlü psikanalist Freud, normal kıskançlığın bile mantık dışı bir olay sayılması gerektiğini, böyle bir duygunun bilinç denetimi altında olmadığını dile getirir. Mantık dışı bir olay sayılması, kıskançlığı masumlaştırmaz, patolojik yapar.
Ünlü psikanalist Freud, normal kıskançlığın bile mantık dışı bir olay sayılması gerektiğini, böyle bir duygunun bilinç denetimi altında olmadığını dile getirir. Mantık dışı bir olay sayılması, kıskançlığı masumlaştırmaz, patolojik yapar.
Adını ünlü yazar William Shakespear' in "Othello" adlı eserinden alan "Othello Sendromu" diğer adıyla "Patolojik Kıskançlık" rahatsızlığı; kişinin sevdiği birini hastalık derecesinde kıskanması durumu olarak ifade edilmektedir. Öfke, baskı ve tehditlerle öldürmeye kadar gidebilen bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla erkeklerde görülür; sevgiyi, sevgiliyi kaybetme korkusu, sadakatinden şüphe v.s. kıskançlık sebepleri arasındadır.
Psikiyatr Dr. Sümer Öztanrıöver, Othello Sendromuna ilişkin :" Bütün hezeyanlarda olduğu gibi hastanın aldatıldığına olan inancı, mantıklı açıklamalardan ve gerçek kanıtlardan etkilenmez. Eşinin telefona geç cevap vermesi, kapıyı geç açması, vücuttaki bir morluk, elbisedeki leke, perdenin açık olması aldatmanın kanıtları olarak görülür. İşlenen birçok cinayetin faili Othello Sendromu olabilir" dedi. Eşine işkence edip cinayet işleyen bir çok erkeğin, Othello Sendromu çeken hastalar olabileceğini ekleyerek aşırı kıskançlığın özellikle gençler arasında sevginin kanıtı olarak görüldüğünü kaydederek," ılımlı bir kıskançlığın kabul edilebileceğini , ancak partnerinin davranışlarını, giyim tarzını, arkadaşlarını, seçimlerini değiştirmeye yönelik girişimler, hastalıklı bir kıskançlığın göstergesidir.Kıskanılan kişi ödün verdikçe, kıskançlık da artacaktır. Ödün verilmediği için biten ilişkinin acısı, ömür boyu prangaya mahkûm yaşamaktan kat kat iyidir." dedi.(10 Şubat 2012 tarihli Hürriyet Gazetesi(Sağlık-Yaşam)
Eşinden şiddet gören kadınların, kadın korunma evlerinde korunmaya alınması ve mahkemelerin verdiği evden uzaklaştırma cezasının kadınları koruyamadığını gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde okuyoruz maalesef. Şiddet eğilimi gösteren koca, bir şekilde kafasına koyduğunu gerçekleştiriyor, hem de alenen ve kimse müdahale etmiyor göz göregöre gelen cinayete. Neymiş efendim, aile-namus meselesine karışılmazmış. Kim demiş? Belli değil. Ve belli olmayan saçma sapan bir söz uğruna, nice canlar kaybediliyor. Devlet, mağduru koruyamıyor.
Kıskançlık insan doğasında varolduğuna ve bilinç denetiminde olmadığına göre; kıskançlığın azı karar, çoğu zarar diyebiliriz miyiz? Kıskançlık nedeniyle işlenen cinayetlerin faili "Othello Sendromu" olabileceğine göre; bu rahatsızlığı olanlara tanı konularak, tedavilerinin yapılması cinayetleri önleyebilir mi? Bekleyip görmek yerine bir an önce çare bulmalıyız. Bulmalıyız ki, nice masum canlar kaybedilmeden, bu kanayan yara iyileştirilsin...
Eşinden şiddet gören kadınların, kadın korunma evlerinde korunmaya alınması ve mahkemelerin verdiği evden uzaklaştırma cezasının kadınları koruyamadığını gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde okuyoruz maalesef. Şiddet eğilimi gösteren koca, bir şekilde kafasına koyduğunu gerçekleştiriyor, hem de alenen ve kimse müdahale etmiyor göz göregöre gelen cinayete. Neymiş efendim, aile-namus meselesine karışılmazmış. Kim demiş? Belli değil. Ve belli olmayan saçma sapan bir söz uğruna, nice canlar kaybediliyor. Devlet, mağduru koruyamıyor.
Kıskançlık insan doğasında varolduğuna ve bilinç denetiminde olmadığına göre; kıskançlığın azı karar, çoğu zarar diyebiliriz miyiz? Kıskançlık nedeniyle işlenen cinayetlerin faili "Othello Sendromu" olabileceğine göre; bu rahatsızlığı olanlara tanı konularak, tedavilerinin yapılması cinayetleri önleyebilir mi? Bekleyip görmek yerine bir an önce çare bulmalıyız. Bulmalıyız ki, nice masum canlar kaybedilmeden, bu kanayan yara iyileştirilsin...
Othello'nun oyundaki su sözleri asiri kiskanc insanin kendisini boyle nitelendirmediginin kanitidir, aslinda sizinde bahsettiginiz gibi mantikli dusunmez ama isterse iliskiyi bitirebilecegini zanneder. "Anlarsam Desdemona'nin atmaca gibi vefasiz oldugunu, onu bana baglayan kostek yuregimin tellerinden de yapilmis olsa onu soker ruzgara saliveririm, arayip avlamasi icin kaderini...."
YanıtlaSilGüzel yorumunuza katılmamak mümkün değil.Oyundaki repliği hatırladığınıza göre, iyi bir Shakespear okuyucusu olmalısınız.Kıskançlık duygusu, aşk ve sevgiyi yok edecek kadar güçlü bir duygudur.Bu duygu ele geçirdiği kişiyi kör ve sağır eder.Othello,son derece sakin, soğukkanlı, öfkesini kontrol edebilen bir adam iken, içine düşürülen kuşku ateşiyle kıskançlığı birleşince bir canavara dönüşür: Mantığı, iradesi ve bilinci devre dışı kalır.Oyunun sonu malum.Kuşku ve kıskançlık ikilisi en tehlikeli birleşimdir bir insan için ve o insanın sevdikleri için.
SilÇoğu kıskançlığın temelinde zaten şüphe yatar. Bu ikisinin birbirleriyle bağlı duygular olduğunu düşünüyorum ben. Othello'nun kıskançlığının da, malum Iago tarafından atılan şüphe tohumlarının meyvesi olduğu düşünülürse..
YanıtlaSilMeryl Streep'in başroünde olduğu "Şüphe" filmi bence bu kavramı/duyguyu en özet anlatan eserlerden biri, ilgilenen olur ise..
Saygılarımla,
Böyle güzel yorumları okuyunca içim aydınlanıyor.Çünkü okuyan, irdeleyen beyinlerin olduğunu bilmek, geleceğe umutla bakmamı sağlıyor.Şüphe filmini izlemedim ama izleyeceğim.İzledikten sonra belki de yazarım.
Sil