EFSANELERİN DAĞI: KAZ DAĞI ( İDA DAĞI )
Antik Dönemdeki adıyla İda, günümüzdeki adıyla Kazdağları, benim içinse Efsanelerin Dağı' na trekking grubuyla gitmeye karar verdikten sonra, hayallerimin gerçeğe dönüştürülmesi süreci de başladı. Gitmeden önce yöre, Kazdağları ve bu dağlarda üretilen efsanelerle ilgili araştırma yaptım. Dünyada kaç tane dağ vardır ki, efsaneleşen? Ama, güzel ülkemizde epeyce var; hatırladığım kadarıyla Nuh Tufanı ile anılan Ağrı Dağı, Kommagene Kralı I. Antiochos' un yaptırdığı Tanrı heykellerinin bulunduğu Nemrut Dağı bunlardan sadece ikisi.
Kazdağları, Biga Yarımadasının en yüksek dağı olup Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesini birbirinden ayırmaktadır. Çanakkale ve Balıkesir il sınırları içerisinde kalmaktadır. Kazdağı( İda), Kazdağları' nın (sıradağ) ortasında yer almaktadır. Bu yeşil dağlar, yaban kazlarının göç yolu üzerinde yer aldığı için Kazdağları olarak isimlendirilmiş aslında. Kaz çobanı Sarıkız ise malum efsane. İster efsaneye inanın, isterseniz ornitologların bilgisine, bu size kalmış. Ben, dağda yürürken efsaneye inanmayı tercih ettim. Çünkü, Sarıkızla, babasıyla ve Sarıkız' ın kazlarıyla birlikte yürümek istedim. Ayazma' dan uzakta yürüsek de, kendisine vadedilen gücü, zenginliği reddedip, sadece Afrodit' in verdiği sevgiyi kabul eden ve O' nu güzellik kraliçesi seçerek Hera ve Athena' yı kızdıran Paris' le de birlikte yürüdüm. Kazdağları yalnızca oksijenin bol olduğu değil, sevginin de bolca hissedildiği, gözlerin doğaya sevgiyle baktığı dağlar.Peki, biz o güzellikleri gözümüz gibi koruyabilecek miyiz?
Yürüyüşümüz, Narlı' dan Kazdağı Tabiat Parkına girişle başladı. Kızıl ve kara çamlardan oluşan ormanda yürümek, şırıl şırıl akan derelerin sesini dinlemek ve bol oksijeni solumak,efsaneleri duyumsamak : Masal diyarında gezinti bu olsa gerek...Masalı anlatan da sizsiniz, dinleyen de. Uzun bir yürüyüş ve zorlu bir inişten sonra masal dünyasından gerçek dünyaya " hoş geldiniz" diyen pitoresk bir görüntü: Karşınızda cennet gibi, Kelebekler (Gürlek Şelalesi ). Şelale gürleyerek, beyaz ve köpük saçan buz gibi sularını kayalardan aşağı akıtıyor. Altında oluşan doğal göl, durgunluğuyla adeta şelaleye meydan okuyor; kızgınlığın, gürlemen benim dinginliğimde kayboluyor diye. Burada saatlerce zaman geçirebilirsiniz, sıkılmadan. Biz de öğlen yemeğimizi gölün etrafında doğal plaj oluşturan kaygan kayaların üzerinde yedik, suyun esintiyle yüzümüze vuran serinliğinin tadına vardık. Gerçekten muhteşemdi, zorlu inişe değmişti. Sonra, her çıkışın bir inişi olduğu gibi, her inişin de bir çıkışı vardır misali aynı yoldan geri döndük. Yürüyüş sonlandığında, yorgun değildim. Bu durumun oksijen bolluğundan kaynaklandığı söylendi rehber tarafından. Doğruydu, çünkü başka hiç bir yerde böyle hissetmemiştim .Doğaseverlerle birlikte güzel bir yürüyüştü kısacası.
Kazdağı Tabiat Parkı girişinde yer alan tabelada yazan" İyiye ve güzele ulaşabilenler, zorlu yolları aşabilenlerdir " sözünün doğruluğunu zorlu yolu aşıp şelaleyi görünce onayladım. Güzele ulaşmıştım, iyiye ulaşmam da yakındı. Ayrıca, bu yürüyüşün benim için önemli bir yanı da 19 Mayıs günü gerçekleşmesiydi. Ve o gün, Cennette bulunmamdı!...
Kazdağları, Biga Yarımadasının en yüksek dağı olup Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesini birbirinden ayırmaktadır. Çanakkale ve Balıkesir il sınırları içerisinde kalmaktadır. Kazdağı( İda), Kazdağları' nın (sıradağ) ortasında yer almaktadır. Bu yeşil dağlar, yaban kazlarının göç yolu üzerinde yer aldığı için Kazdağları olarak isimlendirilmiş aslında. Kaz çobanı Sarıkız ise malum efsane. İster efsaneye inanın, isterseniz ornitologların bilgisine, bu size kalmış. Ben, dağda yürürken efsaneye inanmayı tercih ettim. Çünkü, Sarıkızla, babasıyla ve Sarıkız' ın kazlarıyla birlikte yürümek istedim. Ayazma' dan uzakta yürüsek de, kendisine vadedilen gücü, zenginliği reddedip, sadece Afrodit' in verdiği sevgiyi kabul eden ve O' nu güzellik kraliçesi seçerek Hera ve Athena' yı kızdıran Paris' le de birlikte yürüdüm. Kazdağları yalnızca oksijenin bol olduğu değil, sevginin de bolca hissedildiği, gözlerin doğaya sevgiyle baktığı dağlar.Peki, biz o güzellikleri gözümüz gibi koruyabilecek miyiz?
Yürüyüşümüz, Narlı' dan Kazdağı Tabiat Parkına girişle başladı. Kızıl ve kara çamlardan oluşan ormanda yürümek, şırıl şırıl akan derelerin sesini dinlemek ve bol oksijeni solumak,efsaneleri duyumsamak : Masal diyarında gezinti bu olsa gerek...Masalı anlatan da sizsiniz, dinleyen de. Uzun bir yürüyüş ve zorlu bir inişten sonra masal dünyasından gerçek dünyaya " hoş geldiniz" diyen pitoresk bir görüntü: Karşınızda cennet gibi, Kelebekler (Gürlek Şelalesi ). Şelale gürleyerek, beyaz ve köpük saçan buz gibi sularını kayalardan aşağı akıtıyor. Altında oluşan doğal göl, durgunluğuyla adeta şelaleye meydan okuyor; kızgınlığın, gürlemen benim dinginliğimde kayboluyor diye. Burada saatlerce zaman geçirebilirsiniz, sıkılmadan. Biz de öğlen yemeğimizi gölün etrafında doğal plaj oluşturan kaygan kayaların üzerinde yedik, suyun esintiyle yüzümüze vuran serinliğinin tadına vardık. Gerçekten muhteşemdi, zorlu inişe değmişti. Sonra, her çıkışın bir inişi olduğu gibi, her inişin de bir çıkışı vardır misali aynı yoldan geri döndük. Yürüyüş sonlandığında, yorgun değildim. Bu durumun oksijen bolluğundan kaynaklandığı söylendi rehber tarafından. Doğruydu, çünkü başka hiç bir yerde böyle hissetmemiştim .Doğaseverlerle birlikte güzel bir yürüyüştü kısacası.
Kazdağı Tabiat Parkı girişinde yer alan tabelada yazan" İyiye ve güzele ulaşabilenler, zorlu yolları aşabilenlerdir " sözünün doğruluğunu zorlu yolu aşıp şelaleyi görünce onayladım. Güzele ulaşmıştım, iyiye ulaşmam da yakındı. Ayrıca, bu yürüyüşün benim için önemli bir yanı da 19 Mayıs günü gerçekleşmesiydi. Ve o gün, Cennette bulunmamdı!...
Ablacım, gezdiğin yerler arasında en çok mutlu olduğun dolu dolu yaşadığın, hayranlıkla baktığın kaz dağları olmuş . Senin adına sevindim canım da çekmedi değil hani zamanım olsa katılırdım.
YanıtlaSilNasıl mutlu olmayayım ki, iki kardeşimle birlikte cennetteydim. Doğa o kadar güzeldi ki, hayranlık sözcüğü bile hislerimi anlatmaya yetmez. Seneye birlikte gideriz, üzülme.
Sil"İyiye ve güzele ulaşabilenler, zorlu yolları aşabilenlerdir." çok güzel bir sözmüş.. Gezdiğiniz yeri, yazınızda anlattıklarınızı da düşününce, sözün çıkış noktası epey isabetli olsa gerek. Saygılarımla,
YanıtlaSilEvet, söz tarafımdan test edilip onaylandı!Efsaneleri olan dağları seviyorum. Çünkü o dağların, efsanelerde yaşadığına inanıyorum ve sonsuza dek yaşayacağına. Onların sadece bir dağ olmadığını insanlığın dramına, trajedisine, sevinç ve mutluluklarına ortaklık etmiş tanıklar olduğunu düşünüyorum.
Sil