3 Nisan 2017 Pazartesi




TİYATRO SAHNEMİZDEN MOBY DICK GEÇTİ!





Devlet Tiyatroları beni yine şaşırttı; klasikleşen ünlü Moby Dick romanını oyunlaştırıp, sahneye uyarladığı için. (Şaşırmama neden olan ilk oyun, George Orwell'in yazdığı "Hayvan Çiftliği" oyunu idi.) Moby Dick'in Türkiye prömiyeri 13 Ocak 2017 yapılmıştı; ama ben oyunu ancak 1 Nisan'da izleyebildim. Gururla söyleyebilirim ki, oyunun yönetmeninden, dramaturgundan tutun da dekor-kostüm ve oyuncularına kadar çok güzel bir iş çıkarmışlar. İki saatin nasıl geçtiğini anlayamadım bile.

Edebiyat tutkunları bilirler, tanırlar; Herman Melville'ın yazdığı Moby Dick adlı romanındaki Beyaz Balina'yı. Tek bacağını beyaz balinaya kaptıran ve sakatlanan Kaptan Ahab'ın trajik hikayesini de... Bu balinayı öldürmeyi bir hırs, bir saplantı haline getirmiş olan ve intikam alma uğruna birçok denizcinin ölümüne neden olan Kaptan Ahab'ın bir hayvana duyduğu kin ve nefretin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatması bakımından da oyun çok önemli ve izlenmeye değer.

Devlet Tiyatroları için Moby Dick romanını oyunlaştıran ve yöneten Stanson Jay Davis, Kuzey Illinois Üniversitesi'nde Oyunculuk Lisans Programı yöneticisi olan Amerikalı tiyatro yazarı bir profesör. Stanson Jay, Ntv'ye verdiği röportajda: "Kaptan Ahab'ın Pequod gemisiyle Moby Dick adlı balinanın peşinde yaşadığı macerayı anlatan romanın, basıldığı 1851'de ilgi görmediğini; ancak 20. yüzyıldan sonra klasikleştiğini" söyledi. Dünyaca ünlü bu romanın tiyatroya uyarlamadan önce bir araştırma süreci geçirdiğini, edebiyatçılarla çalışma yaptığını anlatan Davis, en az 25 saatte okunan romanı tiyatroda 2 saate sığdırdığını dile getirdi.

Stanson Jay Davis, DT' nın oyunla ilgili hazırladığı kitapçıkta şöyle der: "Kölelik, Mellville'in bu romanı yazdığı dönemde Amerika Birleşik Devletleri'nde uygulanmaya devam ediyordu. Buna rağmen romandaki karakterler şaşırtıcı derecede hoşgörülü hatta hümanisttir. Anlatıcı ve yazarın sesi olan İshmael'den başlayarak bir grup kardeşin, bugün bizlere de ders olabilecek bir şekilde, birbirlerinin ırksal, dini ve kültürel farklılıklarını kabul ettiklerini görürürz. Bu baline avcıları aynı zamanda akıl almaz biçimde içgözlemcidirler. Bilgedirler; kendilerini tanımaya, arkadaşlarını, etraflarını saran dünyayı, yaşamın doğasını anlamaya çalışırlar. Ahab, kendisiyle ilgili şu gözlemini paylaşır: 'Sinsice, zalimce bir lanete uğramışım cennetin ortasında.' Çünkü onun iflah olmaz doğası, bir sonraki soruya yanıt bulmadan ya da bir sonraki zorlu görevi sonuçlandırmadan hayattan tat almasına izin vermez. Hikayeyi anlatan kişi olarak beni en çok memnun eden şey işte bu merak duygusu oldu. Biz insanlar kendimizi tanımak için çaresizce çabaladığımız sürece, gerçekten yaşadığımızın farkına varamayız."




Yine aynı kitapçıkta, Dramaturg Canan Kırımsoy, neden balina avcılığının yapıldığını ve Moby Dick romanı ile ilgili şunları söyler: 

Neden Balina?

"Neredeyse 1712 yılından beri merkezi Amerika Nantucket olan balinacılık, dünyanın balina yağı ihtiyacının tamamına yakınını karşılamaktaydı. Bu yağ ile Londra, New York, Berlin, Paris gibi büyük şehirlerin sokakları aydınlandı. Sanayi Devrimi'nin gerçekleşmesini sağlayan makinelerin çarkları bu yağ ile dönebildi. Kısaca anlatmak gerekirse, balina gemileri o zamanın petrol tankerleriydiler. Ve her tüketim maddesinde olduğu gibi, balinaların çeşitlerine göre farklı değerde yağları vardı. İspermeçet Balinası'nın gövde yağı haricinde başından çıkarılan yağ en değerli yağ sayılırdı. Özellikle verdiği ışık kalitesinin yüksekliği nedeniyle saraylarda kullanılırdı."

Moby Dick

"Melville doğa konusunda araştırmaların, yayınların, keşiflerin tavan yaptığı bir dönemin insanıydı. Romanını da kendi deneyimlerine, balinalar hakkında yazılan kitaplara ve gerçek bir olaya dayandırarak yazmıştır. Balinalar hakkında çeşitli bilgilerin olduğu bir girişin ardından 135 başlıklı bölümden ve bir sonsözden oluşan romanda Melville bildiği, öğrendiği, deneyimlediği her şeyi aktarmıştır. Ama roman daha çok Kaptan Ahab'ın Beyaz Balina'ya olan sönmez neredeyse tutkulu kininin efsanevi anlatısı olarak bilinir. Romanın eşsiz bir kurgusu vardır. İçinde doğa bilimleri, tarih, din, mitoloji, sosyoloji, hümanizm, tragedya gibi birçok unsur harmanlanmıştır."





Moby Dick romanının giriş cümlesi "Bana İsmail deyin." çok ünlü ve oldukça anlamlı bir cümledir. Anlamlıdır, çünkü İbrahim Peygamber'in oğlu İsmail'e gönderme yapmaktadır. Gerçekten de "Pequod" adlı gemide bulunan denizcilerden sadece İsmail hayatta kalmıştır. (Moby Dick, semboller ve metaforların çokca kullanıldığı bir roman olması nedeniyle de edebiyat dünyasına büyük katkıda bulunmuştur.) İsmail, yazarın aynı zamanda da hikayeyi anlatan kişinin sesidir. Kim bilir İsmail'in sesi, belki de kendi içsesimizdir. Oyunu izledikten sonra, benim, hatta herkesin içinde bir Kaptan Ahab ve bir Moby Dick vardır, dizginlenmesi gereken diye düşünüp aynaya baktım. 

Oyuncular çok başarılıydılar, öyle ki onları izlerken "İnsan kendini ne sanıyor? Doğayla giriştiği savaştan zaferle çıkacağına  nasıl inanıyor? Bunun umutsuz bir savaş olduğunu görmesine engel olan kendi hırs, kin ve  nefretini niçin dizginleyemiyor?" soruları zihnimde döndü durdu, oyun süresince.
Romanı okumayanlar, oyunu mutlaka izlemeli. Zira, doğayla girişeceğimiz her savaşta her zaman biz insanların yenik düşeceğini anlatan harika bir roman uyarlaması ve harika bir oyunculuk sergilendiği için...





Herman Melville ( D:1819 - Ö: 1891)


Dip Not: Herman Melville'in sağlığında, yayımcıların ve okuyucunun dikkatini yeterince çekmeyen Moby Dick'in edebi değeri ancak onun 72 yaşında kalp yetmezliğinden ölümünden (1891) yıllar sonra anlaşılacaktır. Moby Dick, Amerikan rönesansında romantik dönemin (1820 - 1860) en önemli yapıtlarından biri sayılacak; Herman Melville'in adı Ralph Waldo Emerson, Walt Whitman, Margaret Fuller, Emily Dickinson, Nathaniel Hawthorne, Edgar Allan Poe gibi ünlü romantik Amerikan şairleri, kurgu-romans yazarları arasındaki haklı yerini alacaktır.


George Orwell'in "Hayvan Çiftliği" oyunu ile ilgili yazımın linki. Okumak için tıklayınız:   
http://sahriye.blogspot.com.tr/2013/10/hayvan-ciftligi-devlet-tiyatrolar-ekim.html




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder