13 Ağustos 2015 Perşembe




YORGO  SEFERİS
( D: 13 Mart1900 İzmir - Ö: 20 Eylül 1971 Atina)





Yorgo Seferis adını ilk duyduğumda, henüz ortaokuldaydım. Türkçe öğretmenim, Batı Trakya' da görev yapmış, Yunan Edebiyatı' na aşina bir eğitimciydi.. Dolayısıyla, Yunan şairleri ve şiirlerini tanımamıza, daha doğrusu "çağdaş edebiyat" ı öğrenmemize, anlamamıza yardımcı olmak üzere kitap önerilerinde bulunurdu. Bu kitaplardan birini seçip okur ve sonra da kitapla ilgili incelememizi raporlaştırarak dönem ödevi olarak öğretmenimize teslim ederdik. Ben de Yorgo Seferis' in şiir, deneme ve anılarından oluşan "Üç Kırmızı Güvercin" kitabını almış, okumuş ve incelemiştim. Seferis' le işte bu kitapla tanışmıştım. Sonradan da,  Kazancakis ve Kavafis' le.

Yorgo Seferis 1900 yılında, o zamanlar oldukça zengin bir Rum topluluğunun oturduğu İzmir' de doğmuş. Birinci Dünya Savaşının çıkması üzerine, resmi makamların gözünde tehlikeli bir adam sayılan babası ailesini Atina' ya yerleştirme gereğini duymuş.

Genç Seferis 1918' de hukuk öğrenimi yapmak üzere Paris' e gitmiş. 1922' de Türklerle Yunanlıların arasındaki çatışmanın kızışması, İzmir' in yakılması, Yunanlıların bozguna uğrayarak kaçmaları ve binlerce yıllık bir geleneğin bir gece içinde yok olup gitmesi Seferis' in dünyasını altüst etmiş. Seferis hala Paris' te, fakat kendisini çocukluğuna bağlayan kökle ve anılardan birdenbire kopmuş bir sürgündür artık.Meslek olarak seçtiği diplomatlığın gereği yurdundan sık sık uzaklaşması da ayrıca yoğunlaştırmış bu sürgünlük duygusunu. Çağdaş Yunanistan' ın bu bölgede doğup büyüyen tek büyük şairidir Seferis. Bu yüzden Anadolu bozgunu hayatı boyunca sanatını etkileyen önemli bir yaşantı olmuş onun için. Hayatı başka bir ülkede başlayan birinin duyarlığı içindedir hep. 

Ne çağdaşları, ne de ondan sonra gelenler arasında Yunan Edebiyatının sınırlarını Seferis kadar genişleten ve bu edebiyat içinde çağdaş batı dünyasının şiir diline onun kadar yaklaşan bir şaire rastlayabiliriz. Seferis şiir diline yeni uyumlar ve sesler kazandırmakla kalmamış, sanatında hem en ince mecazlardan yararlanmış, hem de bütün bunları halk dilini kullanarak gerçekleştirmiş ve ülkesinde şiirin konuşulan dille yazılması gerektiği inancını tartışılmaz bir kesinlikle ortaya koymuştur.

Eleştiri ve deneme alanında da önemli bir yeri olan Seferis yaratıcılığın gizini araştıran az bulunur sanatçılardan biridir. Dokimes (1962) başlığı altında yayımladığı denemelerde gösterişsiz bir anlatımla, fakat aynı zamanda yoğun bir inançla bir şair ve insan olarak kendisini en çok ilgilendiren konular üzerinde düşüncelerini açıklamıştır. Ebedi eleştiri Yunancanın da yeterince işlenmiş eleştiri terimlerine sahip olduğu söylenemez. Bu yüzden, Seferis' in denemelerinin çoğu konferanslar, radyo konuşmaları ya da açık mektuplardır.
(Yorgo Seferis - Üç Kırmızı Güvercin, Şiir-Deneme-Anılar
 Derleyen ve dilimize çeviren: Cevat ÇAPAN)

Seferis ilk kitabı "Strofi-Dönüm Noktası"nı yayımladığında Yunanistan' da tutucu kesimlerin eleştirisini aldı. 1932' de yayımladığı "Sarnıçlar" ,"Destansı Öykü", "Ardıç Kuşu" önemli eserlerindendir. 1963 yılında Nobel Edebiyat Ödülü' nü alan Yorgo Seferis, 20 Eylül 1971' de Atina' da hayata gözlerini yumdu.

"Üç Kırmızı Güvercin" den seçtiğim Seferis'in  güzel bir şiiriyle yazımı sonlandırmak istiyorum. 

Deniz...deniz nasıl bu hale gelmiş?
Yıllarca dağlarda dolaştım,
gözlerimi kamaştırdı ateşböcekleri.
Birinin demirlemesini bekliyorum
şimdi bu kıyıda-
bir tekne parçasını, bir salı.

Ama deniz kokuşur mu hiç?
Bir zamanlar bir yunus yırtmıştı denizi
sonra başka bir kez
bir martının kanadı.

Oysa ne tatlıydı çocukken
dalıp yüzdüğüm dalgalar,
sonra delikanlılığımda
değişik biçimli çakıllar,
uyumlu sesler ararken
benimle konuşmuştu Kocamış Denizci:
"Senin ülkenim ben;
ne olmamı istersen o olurum
şu anda kimse olmasam bile."




Görsel (Yorgo Seferis' in Urla' daki evi -cafe-restoran olarak işletiliyor-) www.wordpress.com' dan alınmıştır.







2 yorum:

  1. Sabahı beklemedim, 02:47
    "Senin ülkenim ben;
    ne olmamı istersen o olurum
    şu anda kimse olmasam bile"

    Bu başlığın altına hayat sığar. :)
    Teşekkürler...

    YanıtlaSil