16 Aralık 2013 Pazartesi





İHTİYAÇ
İnsan neyin yoksunluğunu hissederse, ona ihtiyaç duyar.


Hayat denen kısa yolculuğumuza " Gerçekten ihtiyacımız nedir? " sorusuyla başlamamız, amaçlı bir hayat için gereklidir diye düşünüyorum. Bunun için de kendi gerçeğimizi ortaya çıkarmalı ve işimizde ona hizmet etmeliyiz. Çünkü herkesin gerçeği, ihtiyaç duyduğu şey farklıdır.  Gerçeği ortaya çıkarmak, düşünme ve eylem gerektirir. Aklımız düşünmeyi gerçekleştirse de, sevgiye ve mutluluğa giden yolu bize kalbimiz gösterir. Bazen kalbimizin sesini dinlememiz gerekir. 

İnsan, neyin yoksunluğunu hissederse ona ihtiyaç duyar ve yaşadığı sürece bu ihtiyaçlar hiç bitmez. Bir ihtiyaç giderildiğinde başka bir ihtiyaç ortaya çıkar çünkü. Kimi sevgiye, kimi paraya, kimi arkadaşa, kimi dosta, kimi güvende olmaya kimi de konuşmaya ihtiyaç duyar. Liste, insandan insana değişir; liste, bazen uzar, bazen  kısalır. Bu da insanların arzusuna bağlıdır. " Fakir insan malı az olan değil, arzusu çok olandır." der Seneca. Fakir ya da zengin olmak, öyle hissetmek, sizin arzularınıza bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

İhtiyaçların kişinin ruhsal durumuna göre, an be an değişebileceğine dair güzel bir şiiri (İhtiyaç) paylaşmak istiyorum sizinle: 

Bu akşam içimde

tuhaf bir sıkıntı var,

dünyada sanki bir ben kalmışım,

sanki herkes

nerde keder varsa bırakmış,

ben nerde bulduysam

toplamış almışım.

Önümde söğüt ağacı

her zamanki haliyle, çaresiz,

havuzda su rahat,

insanlar susmuş.

Sessiz bir yağmur gibi başladı bende

konuşmak ihtiyacı.

A.KADİR (Meriçboylu)
( İlhami Soysal-20. Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi)


Konuşmak, yalnızca insana bahşedilen bir armağan olduğuna göre; konuşmak,  tüm ihtiyaçların giderilmesi, arzuların gerçekleştirilmesi için altın bir anahtardır. Anahtarın doğru kilidi açması koşuluyla...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder