DÜĞÜN GECESİ
(Şeb-i Arus)
Bugün 17 Aralık ve Mevlana Celaleddin-i Rumi' nin aşk oduyla yandığı, bir an önce kavuşmayı dilediği Rabb' iyle vuslata erdiği gecenin 740. yıldönümü. Mevlana bu geceyi, Rabb' ine, sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğünden "Şeb-i Arus", yani "Düğün Gecesi" olarak adlandırır. Onun için ölüm "vuslat" tır çünkü.
Günümüzde başta Batı dünyası olmak üzere, insanlık Mevlana' yı yeniden keşfediyor. Mevlana' nın öğretisi ve düşüncelerinden yararlanarak manevi olarak gelişebilmenin yollarını arıyorlar huzura ermek için. Bilgi çağında da olsa insan insandır ve arayışları hiç bitmez. Bu arayışlarında Mevlana onlara ışık tutuyor, yollarını aydınlatıyor ve hedefe ulaşmalarına yardımcı oluyor.
Burada Mevlana' dan uzun uzun bahsetmeyeceğim. Çünkü bu büyük düşünürle ilgili bilgiye isteyen herkes kolaylıkla ulaşabilir internette. Ve sözleri neredeyse ezbere biliniyor zaten. Ben, çok fazla bilinmediğini düşündüğüm sözlerini paylaşmak istiyorum sizlerle.Bu vesileyle de Mevlana' yı saygıyla, sevgiyle anmayı. Anadolu topraklarında böyle büyük bir düşünür yetiştiği için gurur duyarak...
Mevlana der ki...
"İnsanda güzel olan yüzdür,
Yüzde güzel olan gözdür,
Ama insanı insan yapan ağızdan çıkan sözdür..."
" Üzülme der Hz. Mevlana ve devam eder;
" Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır."
"Üzülme der, Mevlana...
"İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için... Ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur..."
"Niye kederlenirsin? der Mevlana...
"Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır."
Not: Mevlana' nın sözleri, Prof. Dr. Nevzat Tarhan' ın "Mesnevi Terapi" kitabından alınmıştır.
Görsel, www.mevlana.com adlı web sitesinden alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder