MUTLU AŞK YOKTUR
(Louis, Elsa Triolet ile )
"Ölmek daha kolaydır sevmekten" diye bağıran bu dizeyi ve "Mutlu Aşk Yoktur" şiirini bilmeyen var mıdır? Sanırım yoktur. Çünkü, bir zamanlar genç olan kadın/erkek, mürekkep yalamış herkes, sevdiğinin kulağına fısıldamak için Louis Aragon'un karısı Elsa'ya yazdığı bu aşk şiirlerini bir kez de olsa okumuştur.
Fransız şair, deneme ve roman yazarı Louis Aragon'u yazmak istiyorum bugün ve de karısına bitip tükenmeyen aşkını.
-Louis Aragon, 3 Ekim 1897'de Paris'te doğdu. Annesi ve babası Louis doğduğunda ayrıydı. Annesi, kendisini Louis'e ablası olarak tanıtmıştı. Çünkü, annenin de yaşı küçüktü.
-Yalnız bir çocukluk döneminden sonra Louis okula başladı. Başarılı bir öğrenciydi ve 1908'de Saint-Piere Lisesi'ne girdi. Liseyi bitirdikten sonra, annesinin isteği üzerine 1914'te Tıp Fakültesi'ne kaydoldu. Ancak okulu tamamlayamadı. Çünkü Louis, Tıp Fakültesi'nin üçüncü yılının sonunda askere çağrıldı.
-I. Dünya Savaşı sürüyordu ve Louis, orduya katılmalıydı. Askere gitti ve ikinci dereceden doktor olarak görev aldı. Savaş sonrasında askerdeki başarısından dolayı madalya aldı.
-Askerde kendisi gibi Tıp öğrencisi olan Andre Breton; ayrıca Paul Eluard ve Philippe Soupault ile tanıştı. Terhis olduktan sonra Tıp Fakültesi'ne geri döndü. 1921'de okulu bıraktı ve kütüphaneci olarak çalışmaya başladı.
-Tristan Tzara'nın öncülük ettiği Dadaizm akımının etkisindeki ilk şiirleri 1918'de "Nord-Sud" dergisinde yayımlandı. Etkisinde olduğu akımın görüşlerine göre, toplum kurallarına, savaşa ve geleneklere, hatta şiirin o güne dek süregelmiş kurallarına karşı olduklarını da belirtiyor; hatta ve hatta bunu anlamsızlığa dek dayandırıyorlardı.
-Louis, 1920'de çıkardığı ilk şiir kitabına "Le fen de joie" (Kıvanç Ateşi) adını vermişti. Bir yıl sonra da "Anicent on le panorama" adını verdiği romanını yayımladı.
-1924'te Dadaizm'den sıyrıldı ve gerçeküstücülüğü savunmaya başladı. 1925'te yayımladığı "Le paysan de Paris" (Parisli Köylü), bu akımın baş yapıtlarından biri kabul edildi.
-Louis ve arkadaşları komünist partiye üye olmuştu. Ve Louis'in aklını başından alan bir sevgilisi vardı: Nancy Cunard. Ancak, Nancy, Louis'i bir caz piyanisti için terk etmişti. Bunun üzerine Louis, aşırı dozda ilaç içerek intihara kalkışmış ama başaramamıştı.
-Louis, 1928'de Rus yazar Elsa Triolet ile tanıştı. Artık hayatı boyunca onun için şiirler yazacaktı. Aşk, bundan böyle her koşulda Elsa demekti. Aynı yıl evlendiler. Ve birlikte Sovyetler Birliği'ne gidip bir yıl orada yaşadılar.
-1932'de Louis, Breton'dan ve Gerçeküstücülük'ten tamamen kopmuştu. Bir yandan da Fransız Komünist Partisi'nin yayın organında çalışmaya başladı. Bir sonraki yılda artık Sovyetler Birliği Yazarlar Kongresi'ndeydi.
-1939'da çıktığı New York gezisinden döndüğü sırada yeniden askere alındı. II. Dünya Savaşı başlamıştı. Louis cepheye gitti. Almanlara esir düşmüştü ama ellerinden kurtulmayı başardı. Savaş sonrasında Louis, ikinci kez savaş madalyası aldı.
-Savaş sırasında, şiirleriyle aşkı da bir efsaneye dönüşmüştü. Direnişe farklı bir kimlikle gittiği Güney Fransa'da gizlice basılıp dağıtılan şiirleri ile aşkı ölümsüzleşti.
-Louis, savaştan sonra Paris'e döndü. 1950'de Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesiydi ve 1968 Mayıs olaylarında öğrencilerin gösteri ve toplantılarında konuşmalar yapıyordu.
-1969'da Goncourt Akademisi'ne girdi. Ancak bu kısa sürdü. 1970'de kaybettiği eşi, politika dostu, her şeyi olan Elsa'nın ölümüyle sarsıldı.
-Elsa, 16 Haziran 1970'de kalp krizi geçirip hayata veda etti. Birlikte yaşamları süresince Louis ve Elsa, aşkta mutlu aşkın temsilcileriydi. 42 yıl evli kaldılar ve Louis şiirlerini Elsa için yazmıştı.Yani şiirler gerçekti.
Karısının ölümünden sonra Louis, onun çekmecelerinden birinde içinde isimler olan bir liste bulur. Listede, aşık olduğu kadının seviştiği erkeklerin isimleri yazmaktadır. Bu darbeyle yıkılır Aragon. Hesap sorabileceği, "Niye yaptın," diyebileceği Elsa'sı yoktur artık.
Bulduğu liste, aşkına gölge düşürmüş müdür Louis'in ya da keşke yaşasaydı da hesap sorsaydım diye düşünmüş müdür, bilemeyiz elbette. Ama ölene kadar, Elsa'nın, bunu neden yaptığını merak etmiş, içi içini yemiştir sanırım.
Elsa'nın adıyla ölümsüzleşmiş aşk şiirleri yazan Aragon'un acısının ve kederinin ne kadar büyük olduğunu anlayabiliriz. Elsa'nın ihanetini öğrendikten sonra belli ki çok acı çekmiş; "neden" diye sorabileceği kadın yok karşısında çünkü. Ve bu sorunun muhtemel cevaplarını düşünmek bile insanın canını fena halde yakar. Aragon'un da canı yanmış ki, işe dış görünümünü değiştirmekle başlamış. Koyu renkli, onu fazlasıyla ciddi gösteren takımlarını atıp, gösterişli kıyafetlere yönelmiş. Sarı çizmeler, kovboyları andıran şapkalar, göz alıcı trençkotlar giymeye başlamış, saçlarını uzatmış. Cinsel tercihlerinin dahi değiştiğini gösterir kaynakların varlığından söz ediliyor.
Belki de ihanetin acısını ve Elsa'nın kaybının kederini bu şekilde atlatmaya çalışmıştır. Kim bilir...
-Elsa'nın ölümünün üzerinden 12 yıl geçtikten sonra, Louis Aragon, 24 Aralık 1982'de hayata veda etti. Belki Elsa'ya öfkeliydi; ama yine de uzağına gidemedi. İki aşık özel bir yasayla, yan yana gömüldü.
Her ne kadar "Mutlu Aşk Yoktur" dese de şair, aşkın sembolü olmuş, ölümde bile ayrılmayan bu ikiliyi, Louis'in bir şiiriyle sevgiyle anıyorum...
-Yalnız insan merdivendir
Hiçbir yere ulaşmayan
Sürülür yabancı diye
Dayandığı kapılardan
- Yalnız insan deli rüzgar
Ne zevk alır ne haz verir
Dokunduğu küldür uçar
Sunduğu tozdur silinir
- Yalnız insan yok ki yüzü
Yağmur çarpan bir camekan
Ve gözünden sızan yaşlar
Bir parçadır manzaradan
-Yalnız insan kayıp mektup
Adresi mi yanlış nedir
Sevgiler der fırlatılır
Kimbilir kim tarafından
Kaynak:
- www.ensonhaber.com
(Aragon'un biyografisi bu web sitesinden tarafımdan derlenmiştir ve fotoğraflar aynı siteden alınmıştır.)
-Louis Aragon, 3 Ekim 1897'de Paris'te doğdu. Annesi ve babası Louis doğduğunda ayrıydı. Annesi, kendisini Louis'e ablası olarak tanıtmıştı. Çünkü, annenin de yaşı küçüktü.
-Yalnız bir çocukluk döneminden sonra Louis okula başladı. Başarılı bir öğrenciydi ve 1908'de Saint-Piere Lisesi'ne girdi. Liseyi bitirdikten sonra, annesinin isteği üzerine 1914'te Tıp Fakültesi'ne kaydoldu. Ancak okulu tamamlayamadı. Çünkü Louis, Tıp Fakültesi'nin üçüncü yılının sonunda askere çağrıldı.
-I. Dünya Savaşı sürüyordu ve Louis, orduya katılmalıydı. Askere gitti ve ikinci dereceden doktor olarak görev aldı. Savaş sonrasında askerdeki başarısından dolayı madalya aldı.
-Askerde kendisi gibi Tıp öğrencisi olan Andre Breton; ayrıca Paul Eluard ve Philippe Soupault ile tanıştı. Terhis olduktan sonra Tıp Fakültesi'ne geri döndü. 1921'de okulu bıraktı ve kütüphaneci olarak çalışmaya başladı.
-Tristan Tzara'nın öncülük ettiği Dadaizm akımının etkisindeki ilk şiirleri 1918'de "Nord-Sud" dergisinde yayımlandı. Etkisinde olduğu akımın görüşlerine göre, toplum kurallarına, savaşa ve geleneklere, hatta şiirin o güne dek süregelmiş kurallarına karşı olduklarını da belirtiyor; hatta ve hatta bunu anlamsızlığa dek dayandırıyorlardı.
-Louis, 1920'de çıkardığı ilk şiir kitabına "Le fen de joie" (Kıvanç Ateşi) adını vermişti. Bir yıl sonra da "Anicent on le panorama" adını verdiği romanını yayımladı.
-1924'te Dadaizm'den sıyrıldı ve gerçeküstücülüğü savunmaya başladı. 1925'te yayımladığı "Le paysan de Paris" (Parisli Köylü), bu akımın baş yapıtlarından biri kabul edildi.
-Louis ve arkadaşları komünist partiye üye olmuştu. Ve Louis'in aklını başından alan bir sevgilisi vardı: Nancy Cunard. Ancak, Nancy, Louis'i bir caz piyanisti için terk etmişti. Bunun üzerine Louis, aşırı dozda ilaç içerek intihara kalkışmış ama başaramamıştı.
(Louis Aragon, Nancy Cunard, Taylor Gordon)
-Louis, 1928'de Rus yazar Elsa Triolet ile tanıştı. Artık hayatı boyunca onun için şiirler yazacaktı. Aşk, bundan böyle her koşulda Elsa demekti. Aynı yıl evlendiler. Ve birlikte Sovyetler Birliği'ne gidip bir yıl orada yaşadılar.
-1932'de Louis, Breton'dan ve Gerçeküstücülük'ten tamamen kopmuştu. Bir yandan da Fransız Komünist Partisi'nin yayın organında çalışmaya başladı. Bir sonraki yılda artık Sovyetler Birliği Yazarlar Kongresi'ndeydi.
-1939'da çıktığı New York gezisinden döndüğü sırada yeniden askere alındı. II. Dünya Savaşı başlamıştı. Louis cepheye gitti. Almanlara esir düşmüştü ama ellerinden kurtulmayı başardı. Savaş sonrasında Louis, ikinci kez savaş madalyası aldı.
-Savaş sırasında, şiirleriyle aşkı da bir efsaneye dönüşmüştü. Direnişe farklı bir kimlikle gittiği Güney Fransa'da gizlice basılıp dağıtılan şiirleri ile aşkı ölümsüzleşti.
-Louis, savaştan sonra Paris'e döndü. 1950'de Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesiydi ve 1968 Mayıs olaylarında öğrencilerin gösteri ve toplantılarında konuşmalar yapıyordu.
-1969'da Goncourt Akademisi'ne girdi. Ancak bu kısa sürdü. 1970'de kaybettiği eşi, politika dostu, her şeyi olan Elsa'nın ölümüyle sarsıldı.
-Elsa, 16 Haziran 1970'de kalp krizi geçirip hayata veda etti. Birlikte yaşamları süresince Louis ve Elsa, aşkta mutlu aşkın temsilcileriydi. 42 yıl evli kaldılar ve Louis şiirlerini Elsa için yazmıştı.Yani şiirler gerçekti.
Karısının ölümünden sonra Louis, onun çekmecelerinden birinde içinde isimler olan bir liste bulur. Listede, aşık olduğu kadının seviştiği erkeklerin isimleri yazmaktadır. Bu darbeyle yıkılır Aragon. Hesap sorabileceği, "Niye yaptın," diyebileceği Elsa'sı yoktur artık.
Bulduğu liste, aşkına gölge düşürmüş müdür Louis'in ya da keşke yaşasaydı da hesap sorsaydım diye düşünmüş müdür, bilemeyiz elbette. Ama ölene kadar, Elsa'nın, bunu neden yaptığını merak etmiş, içi içini yemiştir sanırım.
Elsa'nın adıyla ölümsüzleşmiş aşk şiirleri yazan Aragon'un acısının ve kederinin ne kadar büyük olduğunu anlayabiliriz. Elsa'nın ihanetini öğrendikten sonra belli ki çok acı çekmiş; "neden" diye sorabileceği kadın yok karşısında çünkü. Ve bu sorunun muhtemel cevaplarını düşünmek bile insanın canını fena halde yakar. Aragon'un da canı yanmış ki, işe dış görünümünü değiştirmekle başlamış. Koyu renkli, onu fazlasıyla ciddi gösteren takımlarını atıp, gösterişli kıyafetlere yönelmiş. Sarı çizmeler, kovboyları andıran şapkalar, göz alıcı trençkotlar giymeye başlamış, saçlarını uzatmış. Cinsel tercihlerinin dahi değiştiğini gösterir kaynakların varlığından söz ediliyor.
Belki de ihanetin acısını ve Elsa'nın kaybının kederini bu şekilde atlatmaya çalışmıştır. Kim bilir...
-Elsa'nın ölümünün üzerinden 12 yıl geçtikten sonra, Louis Aragon, 24 Aralık 1982'de hayata veda etti. Belki Elsa'ya öfkeliydi; ama yine de uzağına gidemedi. İki aşık özel bir yasayla, yan yana gömüldü.
Her ne kadar "Mutlu Aşk Yoktur" dese de şair, aşkın sembolü olmuş, ölümde bile ayrılmayan bu ikiliyi, Louis'in bir şiiriyle sevgiyle anıyorum...
-Yalnız insan merdivendir
Hiçbir yere ulaşmayan
Sürülür yabancı diye
Dayandığı kapılardan
- Yalnız insan deli rüzgar
Ne zevk alır ne haz verir
Dokunduğu küldür uçar
Sunduğu tozdur silinir
- Yalnız insan yok ki yüzü
Yağmur çarpan bir camekan
Ve gözünden sızan yaşlar
Bir parçadır manzaradan
-Yalnız insan kayıp mektup
Adresi mi yanlış nedir
Sevgiler der fırlatılır
Kimbilir kim tarafından
Kaynak:
- www.ensonhaber.com
(Aragon'un biyografisi bu web sitesinden tarafımdan derlenmiştir ve fotoğraflar aynı siteden alınmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder