13 Ocak 2016 Çarşamba




IVAN PETROVITCH PAVLOV (1849-1936)

(İlahiyat öğrencisiyken bilime merak sardı; köpeklerin dilini çözdü, "Fizyolojinin Prensi" oldu.)


Günlük yaşantımda beni kızdıran bir olaya, üzerinde düşünmeden verdiğim bir tepkiden sonra kendi kendime söylediğim "Pavlov' un Köpekleri gibi!" benzetmesini yapmasaydım, bugün bu yazıyı okuyor olmayacaktınız. Hangimiz kullanmayız ki bu benzetmeyi? Evde, sokakta, okulda, iş yerinde duyduğumuz "Pavlov' un Köpekleri gibi! "benzetmesinin mucidi Pavlov, bilim tarihine "şartlı refleks" olarak geçen kuramı bulmuştu.  Çağrışım ve öğrenme alanında yaptığı çalışmalarla çığır açmıştı. 

Pavlov' un şartlı refleks üzerine yaptığı çalışmaları sadece tıp alanında değil, reklamcılık sektöründe de, tüketicileri daha çok alış veriş yapma yönünde kışkırtmak/teşvik etmek için sıklıkla kullanılıyor.

Çağdaş psikolojinin pek çok alanında etkisi hissedilen Pavlov, fizyoloji ve psikoloji alanındaki çalışmaları ile psikofizyoloji ve deneysel psikolojiyi de derinden etkiledi.



Rus fizyolog, psikolog ve fizikçi Hekim


Şartlı refleks kuramını bulan adamın hikayesi de ilginç. Bir göz atmaya ne dersiniz? 

Rusya' nın bir taşra kasabasında köy papazının 11. çocuğu olarak dünyaya gelen Pavlov, 7 yaşında geçirdiği kazada kafasına önemli bir darba alınca, 11 yaşına kadar okula gidemedi. Babası teoloji eğitimi almasını planladığı Pavlov' un parlak zekasını fark edince fikrini değiştirdi ve onun bilim adamı olması gerektiğine karar verdi. Bu yüzden 1860' ta  papazlığa hazırlanma niyetiyle başladığı teoloji okulundan ayrıldı. Zaten kendisi de, henüz çocuk yaşlarda gittiği kasaba okulunda, Darwin' in teorileri ile tanıştığında, ilahiyat eğitiminin kendisine göre olmadığına karar vermişti. Bu aşamadan sonra Pavlov' un hayatının yönü tamamen değişecekti.

Eğitimini, yaşadığı kasabada tamamladıktan sonra Petersburg Üniversitesi Doğa Bilimleri Fakültesi' nde Tıp okuyan Pavlov, hiçbir zaman gerçek anlamıyla hekimlik yapmadı. Tek amacı bilimsel çalışmalarını sürdürebileceği bir laboratuvar açmaktı. Bir süre sonra, özel bir klinikle birlikte küçük çaplı bir laboratuvar kurdu ve çalışmalarına burada devam etti.

Pavlov' un hem çocukluk yıllarında, hem de eğitim ve çalışma hayatı boyunca belirleyici olan faktör, yoksulluk oldu. Çok zor şartlarda ve kısıtlı imkanlarla çalıştı. Uzun bir süre asistan bile tutmadan çalışan bilim adamı, yaptığı deneyler ses getirdikten sonra Petersburg Askeri Akademisi' ne profesör olarak atanabildi. Yoksul, ancak her güçlüğün üstesinden gelebilecek kadar inançlı olan Pavlov' un en büyük yardımcısı eşi Sara oldu. Onu, günlük hayatın rutinlerinden ve sorumluluklarından kurtarırken, bir anlamda gözü kulağı haline geldi. Bir apartman dairesi tutacak kadar maddi bir gelire sahip olmayan Pavlov, geceleri laboratuvarındaki bir yatakta uyurken, karısı akrabalarının yanında kalıyordu!
Pavlov' un işsiz-güçsüz, eğitimsiz bir insanmışçasına, hayatı boyunca yaşadığı maddi sorunlardan haberdar olan öğrencileri, konferansları karşılığında ona bir miktar para bile vermişti. Fakat Pavlov' un gözü bilimsel çalışmalardan başka bir şeyi görmediğinden bu parayı da laboratuvarında kullandığı hayvanları için harcamayı tercih etti.





Akademide ders verdiği yıllarda maaş tarihini unutan profesöre, parasını alması gerektiğini sürekli karısı Sara hatırlatırdı. "O kendisine bir takım elbise alma konusunda bile güvenilmeyecek birisidir." diyen Sara, eşinin normal hayatın akışından kopukluğunu böyle dile getiriyordu. Neredeyse bir keşiş gibi yaşıyordu, bile denilebilir. Bununla ilgili bir başka anekdota göreyse, 73 yaşındayken laboratuvarına gitmek için bir tramvaya binmiş ve tramvay durmadan inmeye çalıştığı için düşüp bacağını kırmıştı. O sırada trende bulunan ve olaya şahit olan bir yolcu "Burada çok zeki ama ayağını kırmadan tramvaydan  nasıl ineceğini bilemeyen bir adam var." ifadelerini kullanacaktı. Hayatın diğer alanlarında beceriksiz görünen ve günlük hayata adapte olamayan bilim adamı, konu kendi işine geldiğinde son derece hassas davranıyordu. Anlatılanlara göre, 1917 Rus İhtilali' nin yapıldığı gün, yollardaki askerlerden, onların kontrollerinden ve ortalığa dökülen kalabalıktan dolayı, işine bir saat geciken asistanı kendisinden sıkı bir azar işitir. Kızgınlığı karşısında, "İhtilal yüzünden geciktim." diyen asistanı, hocasını yine sakinleştiremez ve Pavlov' dan, "Bir bilim adamının, ölüm dışında ihtilal veya herhangi bir olay dolayısıyla çalışmalarını bir saat bile geciktirmeye hakkı yoktur!" cevabını alır.





Ünlü bilim adamı laboratuvarda uykusuz geçen yılların karşılığını almaya başlamıştı. "Sindirim Bezleri Üzerine Çalışma" adlı yapıtıyla 1904' te Tıp ve Fizyoloji alanında Nobel Ödülü' nü aldı. Nobel alan ilk Rus bilim adamı olan Pavlov' un, akut deneye karşı kronik deneyi kullanması, metodolojide önemli bir aşama olarak kabul edildi.

Nobel' i almasına rağmen Pavlov' un bilim dünyası tarafından tanınmasına neden olan başka bir şeydi: Köpekler üzerine yaptığı deneyler. Hatta bu nedenle Türkçeye bile bir deyim kazandırmıştır. Birine "Pavlov' un köpekleri gibi..." dendiği zaman, bunun ne anlamına geldiğini herkes çok iyi bilir!

"Düşünmeden, yani otomatik olarak yaptığımız davranışlar ve gösterdiğimiz tepkiler acaba öğrenilebilir mi?" sorusunu kendisine soran bilim adamı, bu sorunun cevabını köpekler üzerine yaptığı deneylerde aradı. Ve şartlı refleks kuramını buldu. ( Bu deneyi burada yazarsam yazı  uzayacak ve okunma oranı düşecektir. :) Bu nedenle toplumsal konularda sıklıkla kullandığımız "Öğrenilmiş Çaresizlik" le devam edip, yazımı sonlandıracağım.

Aslen psikolojik olan, ancak toplumsal konularda sıklıkla kullanılan "öğrenilmiş çaresizlik kuramı" Pavlov' a aittir ve deneyin bir parçasıdır. Şöyle ki:

"İnsan veya bir canlı ne yaparsa yapsın durumu değiştiremeyeceğini öğrenirse, bütün olumsuz durumlar karşısında pasif kalmayı tercih eder. Öğrenilmiş çaresizlikte kanaati tamamlamak ya da cezadan kaçınmak için davranış göstermeye karşı isteksizlik, pasiflik, korku, depresyon ortaya çıkar."

Ölüm döşeğinde bile bilim merakı vardı.Hastalandığında kendi hastalığını inceleyecek kadar bilim tutkunu olan Rus bilim adamı, zatürreden yatağa düştüğünde, bir doktor çağırarak şunları söylemişti: "Beynim iyi çalışmıyor, saplantılı duygular ve istemsiz hareketler ortaya çıkıyor; kangren yerleşiyor olabilir." Doktoru ile bu belirtilerin anlamını tartıştıktan sonra uyudu. Uyandığında eşini son kez dünya gözüyle gördü, ardından vefat etti.


Kaynak: Ali Çimen - Tarihi Değiştiren Bilginler (Popüler Tarih)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder