16 Eylül 2013 Pazartesi




FARADAY  KAFESİ


" Başarı için gereken beş temel beceri; konsantrasyon, ayırd etme gücü, organizasyon, yenilikçilik ve iletişimdir."
Michael Faraday


Bilimin öncüleri arasında sayılan ve elektriği günlük yaşamda ilk defa kullanan Michael Faraday 1791 yılında Londra' nın varoşlarında dünyaya geldi. Yoksul olan ailesi çocuklarının iyi bir eğitim almasını sağlayamadı. Faraday, kilisenin pazar okulunda sadece okuma, yazma biraz da aritmetik öğrenebildi. Ailesine yardımcı olabilmek için küçük yaştan itibaren çalışmaya başladı. On üç yaşında bir kitapçının yanında çırak olarak çalışırken, ciltlediği kitaplardan ikisi onu derinden etkiledi: Bu kitaplardan birisi Britannica Ansiklopedisi, diğeri Jane Marcet' in Kimya Üzerine Söyleşiler kitabıydı. Ansiklopedinin üçüncü baskısındaki elektrik maddesinden çok etkilendi, o günden itibaren kimya ve elektrikle ilgilenmeye başladı. On dokuz yaşındayken kitap ciltletmek üzere gelen bir müşterinin sağladığı biletle, seçkin bilim adamı Sir Humphrey Davy' nin Kraliyet Enstitüsü' nde düzenlenen konferanslarına katılmasıyla şansı döndü. Davy' nin yardımıyla Kraliyet Enstitüsünde asistan olarak çalışmaya başladı. Davy elmasın saf karbondan meydana geldiğini kanıtladığında yanında Faraday vardı. Ustasıyla birlikte kömür madenlerinin aydınlatılması için geliştirdiği lamba, grizu patlamasının önüne geçti.

Yaptığı deneyler ve çalışmalarıyla yeteneğini kanıtlayan Faraday, Enstitü' de ders vermeye başladı. Elektro-kimyadaki deneyleriyle, kendi adıyla bilinen elektroliz yasalarına ulaştı. Elektrik motorunu icat etti. İlk elektrik sayaçlarının üretilmesini sağlayacak bilgilere ulaştı. Benzon ve bütileni keşfetti, ilk paslanmaz çeliği imal etti. Klor gazını sıvılaştırmayı başararak, elektrik terminolojisine amper, elektrot, anot, katot, elektrolit ve iyon terimlerini kazandırdı.
Ancak bilimin öncüleri arasına girmesini sağlayan asıl başarısı, elektromanyetik konusundaki buluşu oldu. Önemli deneylerinden birinde mekanik enerjiyi bir mıknatıs yardımıyla elektriğe dönüştürdü. Böylece manyetizmadan elektrik enerjisi elde etmenin yolunu buldu. Bu buluş, elektrik jeneratörlerinin esasını oluşturan önemli bir adım oldu.

Faraday' ın buluşlarından biri olan ve bugün de günlük hayatın çok farklı noktalarında kullanılan kendi adını verdiği meşhur kafesi var: Faraday Kafesi. " Bu kafes, elektriksel iletken metal ile kaplanmış, içteki hacmi dışarıdaki elektrik alanlardan koruyan bir muhafaza sisteminden oluşuyor. Örneğin yıldırımlar gibi güçlü elektrik akımları iletkenlerden geçiyor ama içeriye sıçramıyor. Kafes, aynı zamanda elektromanyetik alanları içeriden dışarıya geçirmiyor."

Faraday kafesinin kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
- Yanıcı, parlayıcı maddelerin depolandığı binalar( binanın dışındaki yüksek noktalara yerleştirilen sivri uçlu metaller, bütün iletkenleri toprağa aktarır).

- Radyo frekansı yayan cihazlar(cihaz çevreye parazit radyo sinyalleri yaymasın diye dış metal kılıfından topraklanır).

- Gizli bilgilerin muhafaza edildiği, önemli konuşmaların yapıldığı binaların güvenliği Faraday kafesi ile sağlanır( bina içindeki telsiz haberleşme sinyallerinin dışarıya sızmasını ve dinlenmesini önlemek için bina dışına Faraday kafesi inşa edilir).

- Radyo-televizyon vericileri, cep telefonu alıcı verici devreleri gibi radyo frekans amaçlı modülleri kullanan kuruluşlar da Faraday kafesi takmak zorunda. Elektronik cihazlar yönetmeliğine göre, bu cihazların kontrol altında tutulması için bu önlemin alınması zorunlu.

Royal Society' nin soyluluk ünvanını ve başkanlık makamını reddederek, bilim adamı kimliğini, asalet ünvanına tercih eden bu büyük adam 25 Ağustos 1867' de hayata gözlerini yumdu.

Yaptığı büyük buluşlarla hayatımızı kolaylaştıran Faraday' ın başarısı, sayfa başında yazdığım sözünde saklı bence...


Kaynak: Ali Çimen- Tarihi Değiştiren Bilginler (Popüler Tarih)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder