5 Şubat 2013 Salı




KABUL ETMEDİĞİMİZ HATALAR

"Hayatlarımızdaki en büyük acı, kabul etmediğimiz hatalarımızdan gelendir-bizim asıl kimliğimizle uyuşmayan hatalardır.Bize öyle zıtlardır ki, onlara bakmaya katlanamayız. Bir vücutta iki insan oluruz, birbirine katlanamayan iki insan. Yalancı ve yalancılardan nefret eden. Hırsız ve hırsızlardan nefret eden. Bu savaşın verdiği acıya benzer başka bir acı yoktur. Bu acı, bilinç seviyemizin üzerine çıkar. Ondan kaçarız ama bizimle koşar. Nereye kaçarsak kaçalım, savaşı beraberimizde götürürüz.

ÇÖZÜM: Hayatınızdaki kötü şeyler için suçladığınız insanların listesini çıkarın. Onlara ne kadar sinirlenirseniz, o kadar iyi. İsimlerini yazın. Kendi masumiyetinize ne kadar inanırsanız, o kadar iyi. Onların yaptığı şeyi ve sizin nasıl kırıldığınızı yazın. Sonra kendinize kapıyı, nasıl açtığınızı sorun. Eğer aklınıza ilk gelen, bu egzersizin ne kadar saçma olduğu ise, bunu reddetmeye neden bu kadar istekli olduğunuzu sorun. Unutmayın, bu yaptığımızın amacı, suçları her neyse o insanları bağışlamak değil! Onları bağışlamak yetkiniz yok. Bağışlamak Tanrı' nın işidir, sizin değil! Sizin işiniz yalnızca bir soru sormak:" BEN KAPIYI NASIL AÇTIM?" Hayatınızın geri kalanında mutlu olup olmamanız, bu soruyu ne kadar dürüstçe cevapladığınıza bağlı olacak."
  John Verdon-Aklından Bir Sayı Tut(s:120-121)

Hiçbir şey yapmayanlar, tabii ki hata yapmazlar. Hata yapmak bir iş, bir eylem sonucu oluşur. Dolayısıyla her insan hata yapabilir. Hataların en büyüğü ise, yapılan hataların farkına varmamaktır, farkına varıldığında, hatayı kabul etmemektir. Daniel Defoe"İnsanlar hatalarını mutluyken değil ancak mutsuzken anlar."demiş. Hatalarımızı anlamak için neden mutsuz olmayı bekleyelim ki? Hatalarımızı kabul edip mutlu olmak varken.





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder