20 Mart 2023 Pazartesi

 


ATATÜRK, "BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK" FİLMİ İÇİN NE DEMİŞTİ?




Savaş karşıtlığını en iyi anlatan kitaplardan biri olan Erich Maria Remarque'ın (1898-1970) "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" romanı, değişik zamanlarda  sinemaya uyarlanmıştır. En son, 2023 Oscar Ödüllerinden dördünü kazanan Alman yapımı "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" filmi, Remarque'ın aynı adlı romanından uyarlandığı için romanı, yeniden gündeme taşıdı. Roman, Batılıların "Büyük Savaş" diye adlandırdıkları I.Dünya Savaşı'nın vahşetini anlatıyor. 

9 dalda Oscar'a aday gösterilen filmin aldığı ödüller ise şöyle: 1- En iyi uluslararası film, 2- En iyi sinematografi, 3- En iyi film müziği, 4- En iyi yapım tasarımı. Eklemeliyim ki, Rusya-Ukrayna Savaşı sürerken, savaş karşıtı bu filmin 4 ödül almasını oldukça manidar buldum!

68 ve 78 kuşağının Remarque'ın bu romanını okuduğuna eminim. 88 kuşağı ile sonraki kuşakların romanın adını bile duyduğundan kuşkuluyum. Dolayısıyla vizyona girdiğinde bu filmi izlemelerini umuyorum.

Filmle ilgili olarak internette araştırma yaparken daha önce hiç duymadığım, bilmediğim çok ilginç bir bilgiye ulaştım. Yazacağım bu bilgiyi belki siz de ilk defa duyacaksınız. Bu bilgi, Atatürk'ün sinemayla ilişkisi olunca yazmak istedim. Özellikle, filmin 1930'lu yıllarda Türk-Alman siyasi ilişkileri bakımından önem arz ettiği düşünülünce.

Atatürk, 1930 yılı yapımı "Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" filmini İstanbul'daki Elhamra Sineması'nda izlemiş. Cumhuriyetin ilk yılları. 1930 yılında Naziler Almanya'da henüz iktidar değiller ama yine de yönetimde etkililer. Film savaş karşıtı olduğu ve militarist söylem ve eylemleri eleştirdiği için, Nazilerin karşı çıkmalarına rağmen film Almanya'da gösterime girmiş. Ancak Nasyonal Sosyalistler filmin gösterildiği salonlarda gürültü yaparak ve film karşıtı gösteriler düzenleyerek filmin gösterimden kaldırılmasını sağlamışlar.

Bu filmi ülkemize Osman S. Seden'in babası Kemal Seden getirir. Film henüz  sansür kurulundayken Kemal Seden, özel bir gösterimle Atatürk ve zamanın  Dahiliye Vekili  Şükrü Kaya'ya bizzat kendisi izlettirir. Atatürk filmi çok beğenir ama yanında oturan Şükrü Kaya'ya şöyle der: "Filmi çok beğendiğini, savaşın getirdiği felaketleri en iyi biçimde anlatan bir belge niteliği taşıdığını, fakat savaştan yeni çıkmış Türk halkına bu filmin gösterilmesini sakıncalı bulduğunu, bunun için vaktin henüz erken olduğunu söyler." (*)

Atatürk'ün düşünceleri, Kemal Seden'i etkiler ve film gösterime girmez. Ama asıl nedenin yeni yeni düzelmeye başlayan Türk-Alman ilişkilerinde diplomatik bir krize neden olmaması gösterilebilir. Bu bağlamda sansür kurulu filmin gösterime girmesine zaten izin vermeyecektir diye de düşünülebilir.

Ömrünü cephelerde savaşarak geçirmiş, savaşın ne olduğunu ve sonuçlarını iyi bilen Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, izlediği "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" filminin gösterime girmesinin sakıncalarını öngörmüş ve her zaman olduğu gibi yine milletini düşünmüştür. "Yurtta sulh, Cihanda sulh" diyen ulu önderimiz Atatürk'ü bu vesileyle sevgi, saygı, minnet ve rahmetle anıyorum...

Notlar:

Araştırma sonucunda Atatürk'ün sinemayla ilişkisini anlatan bir kitapla da tanıştım. En kısa sürede alıp okumayı düşünüyorum. İlgilenenler için kitapla ilgili bilgi vereyim. YKY'dan çıkan kitabın adı: Gazi'nin Sineması. Yazarı Ali Özuyar.

"Gazi'nin Sineması" adlı bu çalışma, birinci el kaynaklardan yola çıkarak, Atatürk'ün sinemayla ilişkisini derinlikli ve bütünsel bir yaklaşımla ele alıyor.

Okuyucu bu kitapta, sinema aracılığıyla, Cumhuriyet'in ilk yıllarına, dönemin sosyokültürel yapısına, Atatürk'ün sinemaya, bireysel ilgisinin yanı sıra, ulusal belleğin oluşumunda ve toplumun modernleşmesinde bir araç olarak atfettiği öneme, izlediği, senaryosunu yazdırdığı, bizzat rol aldığı, önerdiği ve yapımına destek olduğu filmlere ve beyazperdedeki son yolculuğuna tanıklık edecek. (**)

"Kitap altı bölümden oluşuyor. Ali Özuyar, önsözde şöyle diyor: Sinemayı ulusal belleğin oluşumunda etkili bir araç olarak gören Gazi, bundan dolayı Milli Mücadele'ye ve kendisine dair yapılan belge filmlerin tek bir merkezde (Harp Akademileri Film Çekme Merkezi) toplatılması için talimat vermiş ve içeriğini yetersiz bulduğu kimi belge filmlerin genişletilmesi için yapılan çalışmalara nezaret etmiş. Ancak vefatından sonra bu çalışmalar akim kalmış ve günümüze kadar geçen sürede de değişen bir durum olmamış." (***)


Kaynaklar:

(*) eksiseyler.com

(**) toplumsal.com.tr 

(***) diken.com.tr

Görsel, Everest Yayınlarının sayfasından alındı.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder