4 Nisan 2018 Çarşamba




OKYANUSLARIN "SİNEM"KAPTANI


Dilay Sinem Özyurt (Uzakyol İkinci Kaptanı)

Mart ayında Samsun'a yaptığım ziyaretin güzel yanlarından biri Sinem kaptanla tanışmak oldu. İnsan her daim bir kadın kaptanla karşılaşmıyor çünkü. Ailesi yedi kuşaktır balıkçı olan Dilay Sinem Özyurt, bir yük gemisinde uzakyol ikinci kaptanı olarak çalışıyor. Kendisiyle, arkadaşımız olan  annesi Leman Hanım'ın balıkçı dükkanında tanıştık. Karşımda çıtı pıtı, naif, güzeller güzeli genç bir kadın görünce şaşırdım, o kocaman yük gemilerini nasıl idare ediyor diye.  İyi ki Sinem kaptanla tanıştım; kadın olarak mesleğinin zorluklarını sorma fırsatım oldu; uzak diyarlarda nasıl karşılandığını, okyanusların devasa dalgaları karşısında korkup korkmadığını da. Cevabı, Çin Denizi'nde dalgalarla boğuşan gemisinden çektiği videoyu izlettirerek verdi. (Videoyu izlerken ürktüm ben, korku filmi gibiydi.) İlk başlarda korksam da zamanla alışıyor insan dedi. 

Kadın olmak sadece ülkemizde değil, diğer ülkelerde de zor iken, daha çok "erkek işi" kabul edilen denizcilikte bir kadın olarak ikinci kaptanlığa yükselmek ve kimi zaman sekiz ay boyunca evine uğramadan uluslararası sularda görev yapmak büyük bir fedakarlık ve cesaret gerektiriyor doğrusu. Hem bu cesaretinden hem de tüm zorluklarına rağmen denizcilik tutkusundan vaz geçmediği için  Sinem'i kutluyorum...

Uzakyol ikinci kaptanı olarak 18.bin grostonluk konteyner yük gemisinde kaptanlık yaptığını anlatan Sinem, açık denizlerde yol alırken çoğu zaman kadın olduğunu bile unuttuğunu dile getirdi. En büyük zorluğun insanların ve gemi mürettebatının kendisini kadın olarak değerlendirmelerinin olduğunu da sözlerine ekledi. Oysa o bir kaptan ve erkek kaptanların yaptığı işin aynısını yapıyor. Belki daha da iyisini. Öyleyse kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın yaptığı işteki başarısına göre değerlendirilmesinin daha insaflı ve adil olması gerekmez mi? Sinem gibi kaptanlık yapan tüm kadınlar desteklenmeli ve motive edilmeli diye düşünüyorum. Elbette Sinem, ilklerden biri olmanın sıkıntılarını yaşıyor, yaşayacak ama inanıyorum ki kendisinden sonra gelenler biraz daha rahat görev yapacaklardır. Gemi kaptanlığının kas gücüne değil, yetenek, bilgi ve cesarete bağlı olduğu  ülkemiz ve dünya kamuoyu tarafından kabul görecektir çünkü...

"Gemide kadın bulunması uğursuzluktur" sözünün hurafeden ibaret olduğunu kanıtlayan ve geçersiz kılan tüm kadın deniz kaptanlarına ve özellikle sevgili Sinem'e başarılarının devamını diliyor ve sesleniyorum:

"Pruvanız neta, rüzgarınız kolayına olsun." 




Fotoğraf: denizhaber.com



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder