28 Aralık 2017 Perşembe




BAŞLANGIÇ, DAN BROWN





Dijital Kale romanı hariç, diğerlerini okuduğum ve yeni çıkacak kitabını heyecanla beklediğim, sevdiğim bir yazardır Dan Brown. Öyleki, yazarın yarattığı Simgebilim Uzmanı Robert Langton karakteri tüm romanlarında bilmece çözer gibi sembolleri çözerken yaptığı yolculukları  ben de onunla birlikte yaparım. Ülkemizde 3 Ekim'de kitapçı raflarındaki yerini alan "Başlangıç", 4 Ekim'de ellerimin arasındaydı. Okumakta olduğum kitabı daha sonra okumak üzere yarıda bırakıp okumaya başladım heyecanla. Kitap bittiğinde yeniden okuma ihtiyacı hissettiğim ender kitaplardan biri oldu.

Başlangıç, dünyada yaşamın yani ilk canlının nasıl ortaya çıktığını irdelerken insanın nereden geldiğini ve nereye gittiğini anlatan bir solukta okunan sürükleyici bir roman. Yazar, nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz sorusuna cevap ararken dolayısıyla Yaratılış ve Evrim Teorileri arasındaki mücadeleyi de açık, anlaşılır bir şekilde anlatıyor. Okurken, yazarın evrimden yana tavır aldığını hissediyorsunuz.

Bu bağlamda, kitapta kısaca dinler tarihi ve tanrıların icadından da söz ediliyor. Şöyleki:
"Antik insanlar sadece gezegenin değil, aynı zamanda kendi bedenlerinin de gizemlerini açıklamak amacıyla sayısız tanrı icat etmişti." diye açıklıyor.
"Doğal dünyayı anlayışımızdaki boşluklar kapandıkça tanrılarımız da azalmaya başladı." diye devam ediyor ve sözü tek tanrılı dinlere getiriyor yazar.

Romanın baş kahramanı Edmond Kirsch, milyarder bir bilgisayar uzmanı, mucit ve girişimci, Robotik bilim, beyin bilimleri, yapay zeka ve nanoteknoloji gibi farklı alanlarda geleceğe dönük büyük adımları temsil eden ileri teknolojilere öncülük etmiş bir fütüristtir. Kirsch, dünyayı yerinden oynatacak, yıkıcı diye tanımlanabilecek bilimsel  buluşunu ilk onlara açıklamak ve tepkilerini öğrenmek üzere, tek tanrılı dinlerin üst düzey temsilcileriyle (Haham Yehuda Köves, Ulema Seyyid el-Fadıl ve Piskopos Valdespino) gizli bir toplantı yapar ve buluşunu açıklar. Toplantı sonrası üç din adamı, Kirsch bu buluşunu dünya kamuoyuyla paylaşırsa, dünya dinlerinin temelden sarsılacağı kaygısına kapılırlar ve bunu önlemek için ne yapabileceklerini konuşurlar. Ancak Kirsch kararlıdır ve üç gün sonra şaşırtıcı olduğu kadar titizlikle hazırlanmış bir etkinlikle icadını insanlara duyuracaktır. Öyle de yapar ve tam buluşunu açıklayacağı sırada öldürülür. Hem de sunumda hazır bulunan kişilerin ve İnternetten sunumu izleyen milyonların gözü önünde.

Biri Edmond'unki olmak üzere kitap iki cinayetle başlıyor. Dan Brown'un önceki romanlarında da adı geçen asıl karakter Simgebilim Profesörü Robert Langdon, öğrencisi Edmond'un özel davetlisi olarak sunumda bulunmakta iken Edmond'un öldürülmesine tanık olmuştur. Söz konusu keşfi öğrencisinin anısına dünyaya duyurmaya karar verir. Ancak kendisini bekleyen şifrelerden, acı sürprizlerden habersizdir. Bundan sonrasını anlatmayacağım elbette. Merak ediyorsanız kitabı okumalısınız. Kendi adıma bu kitaptan çok şey öğrendim. Kitap bir hazine değerinde ve Brown'un en iyi kitabı bence..

Kitapta altını çizdiğim ve önemli gördüğüm bölümlerden bazı satırları paylaşacağım sizlere.

Diyelim ki, dünyadaki tüm bilgilere erişebilecek güçlü bir bilgisayarınız var ve bu bilgisayara aşağıdaki iki soruyu (yani köklerinizi ve kaderinizi) soruyorsunuz. 

Nereden geliyoruz?
Nereye gidiyoruz?

Ve bu soruları sorduğunuzda bilgisayarın size cevabı şu olacak:

Doğru cevap verecek yeterli veri yok

Öte yandan, bir biyolojik bilgisayara(insan beyni) bu iki soruyu sorduğumuzda başka bir şey meydana gelir. "İnsan beyni için herhangi bir cevap, hiç cevap alamamaktan iyidir. Yetersiz veri diye bir şeyle karşılaştığımızda büyük bir rahatsızlık hissederiz. İşte bu yüzden de beyinlerimiz veriyi kendisi uydurur. Görünmeyen dünyada gerçekten de bir düzen bulunduğuna emin olmamız için çok sayıda felsefe, mitoloji ve din oluşturur. Böylelikle en azından bizi düzen varmış yanılgısına düşürür."

Deizm - Ateizm Neden Yükseliyor?

"Son on yıl içinde kör inanca karşı mantığı savunan kitaplar çoksatanlar listesinde ön sıralara yükselmişti. Kültürel eğilimin giderek dinden uzaklaştığı artık Harvard yerleşkesinde bile kendini belli ediyordu. Bir süre önce Washington Post gazetesi, 'Harvard'daki tanrıtanımazlık' üzerine bir makale yayımlamış ve okulun 380 yıllık tarihinde ilk defa birinci sınıf öğrencileri arasındaki agnostiklerle ateistlerin, Protestanlar ile Katoliklerin toplamından daha fazla olduğunu yazmıştı."

Peki insanların tek tanrılı dinlerden neden uzaklaştığı ve Deizm ve Ateizm'e neden büyük ilgi gösterdiğini düşündünüz mü? Düşünmediyseniz kitapta sorulan sorular ve bu sorulara verilen cevaplarda bulabilirsiniz bu ilginin nedenini.

Kitapta Sorulan Sorulardan Bazıları
--Yaşam bir yaratıcı bulunmadan, kendi başına var olabilir mi?
--Din efsaneleri bilimsel buluşlarla yıkılacak mı?
--Hangisini tercih ederdiniz? Dinsiz bir dünyayı mı? Yoksa bilimsiz bir dünyayı mı?
--Cansız kimyasallar nasıl karmaşık yaşam biçimleri oluşturacak şekilde kendilerini örgütlüyor?

Bu soruların  ve "Nereden geliyoruz?" sorusunun cevaplanmasından çıkan sonuç şöyle:

"Gerçek şu ki, hiçbir yerden gelmiyoruz...ama her yerden geliyoruz.Kainattaki yaşamı yaratan aynı fizik kurallarının ürünüyüz. Özel değiliz.Tanrı olsa da olmasa da varız. Entropinin inkar edilemez sonucuyuz. Yaşam evrenin esası değil. Yaşam, evrenin yarattığı ve enerjisini dağıtmak için ürettiği bir şey."

Nereye gidiyoruz? Onu da kitaptan okuyun ama Edmond'un söylemiyle bitireyim yazımı: "Nereden geldiğimiz...nereye gittiğimizin şaşırtıcılığıyla yarışamaz bile."


BAŞLANGIÇ
Dan Brown
Çeviren: Petek Demir İncek
Altın Kitaplar, 2017
535 sayfa, 38 TL.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder