9 Ağustos 2017 Çarşamba




HAVA ŞARTLARI DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?


2005 yılında güneyde bir deniz kıyısında tatil yaparken, şezlongda uzanmış bir turistin okuduğu kitap dikkatimi çekmişti; kitabı elinden bırakamıyordu. Çaktırmadan ismine baktım. Kitabın adı: ARE YOU AFRAID OF THE DARK? tı. Karanlıktan korkmadığım için, kitap neyi anlatıyor diye merak ettim. Eve döndüğümde, acaba bu kitabın Türkçe çevirisi var mı diye kitapçıları dolaştım ve Altın Kitaplar'dan "Karanlık Korkusu" adıyla yayımlandığını öğrendim.  Kitabı satın aldım, ve duraksamadan okumaya başladım. Kitap gerçekten de çok akıcıydı ve benim bilmediğim bir konuyu anlatıyordu: Hava koşullarını değiştirmeye yönelik deneyleri ve hava koşullarına ilişkin felaketlerin nelere neden olabileceğini. 

Sidney Sheldon'un yazdığı "Karanlık Korkusu" romanını okumamın üzerinden uzun zaman geçmişti, okuduğumu bile unutmuştum ki, yakın zamanda gerçekleşen İstanbul'u vuran sel felaketi (hem de yazın ortasında) sonrası yapılan açıklamaları dinleyince, okuyunca romanı hatırladım. Kitaplığımın arka raflarından romanı çıkarıp altını çizdiğim yerleri ve Son Söz'ü yeniden okudum. 

İşte kitabın Son Söz'ünde yazan gerçekler:

"Herkes hava koşulları hakkında bir şeyler söyler ama kimse bu konuda bir şey yapamaz diyen eski atasözü artık geçerliliğini yitirmiştir. Günümüzde iki süper güç olan Birleşik Devletler ve Rusya dünyanın dört bir yanındaki hava koşullarını denetleyebilme yeteneğine sahiptir. Diğer ülkeler de onlarla yarışabilmek için canla başla çalışmaktadırlar.

1800'lü yılların başında Nicola Tesla'yla başlayan elementlerin hakimiyetiyle evrende elektrik enerjisinin iletilmesi artık gerçek olmuştur.

Bunun sonuçları çok önemlidir. Hava koşulları iyi amaçlı olduğu kadar ölümcül silahlar olarak da kullanılabilir.

Gerekli tüm unsurlar artık yerli yerindedir.

1969 yılında ABD Patent Bürosu "yapay deniz suyu buharının atmosfere düşme olasılığını arttıran bir yönteme" patent vermiştir.

1971 yılındaysa Westinghause Elektrik Şirketi'ne gezegenin dış yüzeyinin aydınlatılması için gerekli olan sisteme patent verildi.

Yine aynı yıl, Ulusal Bilim Konseyi'ne hava koşullarını değiştirme konusunda bir patent verildi.

1970'li yılların başında, ABD Deniz ve Kara Çevre Komitesi hava koşullarıyla iklimin değiştirilmesini içeren askeri bir araştırmayla ilgili olarak bir dava açılmış ve Savunma Bakanlığının denizaltı yer sarsıntısından ileri gelen büyük dalgaların nükleer silahlarla koordineli olarak kullanmayı planladığını ortaya çıkarmıştı.

Birleşik Devletler'le Rusya arasındaki sorunlar 1977 yılında doruk noktasına ulaşmış ve Birleşmiş Milletler nezdinde Birleşik Devletler'le Rusya arasında hava koşullarını değiştirme ve denetleme konusunun düşmanca amaçlar doğrultusunda kullanımı yasaklayan bir anlaşma imzalanmıştı.

Ne yazık ki, bu anlaşma hava koşullarına ilişkin deneylerin sona erdirilmesine neden olamamıştı. 1978 yılında Birleşik Devletler Kuzey Wisconsin'deki altıdan fazla eyalette sağanak yağmurların yağmasına neden olan bir deney yapmıştı. Fırtına rüzgarın saatte 175 mil hızla esmesine ve elli milyon dolarlık hasara neden olmuştu. Bu arada Rusya da kendi projeleri üstünde çalışmayı sürdürmüştü.

1992 yılında Wall Street Journal, Elat Bilgi Teknoloji Şirketi'nin "Sipariş Üzerine Hava Koşulları" sloganıyla hava koşullarını denetleyen ekipmanları satışa çıkararak özel gereksinimlerin karşılanabileceğini öne sürmüştü.

Deneyler her iki ülkede de süregelirken hava koşullarında somut değişiklikler gözlemlenmişti. 1980'li yılların başında hava koşullarında olağanüstü değişiklikler saptanmıştı.

"Son iki ay içerisinde Kaliforniya kıyılarından yaklaşık 800 mil ötede yüksek basınçtan ötürü Pasifik Okyanusu'ndan gelen  doğal nemli hava akışı engellenmiştir." Time dergisi, Ocak 1981.

"...Batıdan doğuya doğru akan hava koşullarının olağan akışını engellemek amacıyla durağan ve aşırı nemli hava bir engel olarak ortaya çıkmıştır." New York Times, 29 Temmuz 1993.

Hava koşulları bildiğimiz en güçlü güçtür. Bunu kim denetlerse denetlesin dünya ekonomisini sürekli yağışlar ya da kasırgalarla alabora edebilir; ekili alanlara zarar verebilir, depremlere, kasırgalara ve tusinamilere; uluslararası havaalanlarının kapanmasına neden olabilir."

Hava koşullarının denetlenmesi ve değiştirilmesine yönelik yapılan araştırmaları ve anlaşmaları okudunuz. Bunlar açığa çıkan ve bilinen gerçekler. Ya bilmediklerimiz ve gizli olanlar varsa? Bunun garantisini kimse veremez değil mi? 



Kaynak kitap: Sidney Sheldon - Karanlık Korkusu (s: 334-335)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder