13 Kasım 2016 Pazar




HUZURSUZLUĞUN KİTABINI YAZAN BİR YALNIZ ADAM: 

FERNANDO PESSOA






Elimde okuyacağım kitap kalmayınca, kitapçıya gitmem gerekti. Uzunca bir süredir uğrayamadığım için de  raflarda dizili olan kitapların kokusunu özlediğimi fark ettim, kitapçıya girdiğimde. Kitap kokusu, beni yeni çıkanlar bölümüne doğru çekti. Aman Allah'ım ne çok kitap çıkmış! Kitap rafları ünlü-ünsüz yazarların kitaplarıyla dolu. Düşündüm de, güzel ülkemden uzak kaldığım sürede  ya kitap okuyan kesimde gözle görülür bir artış olmuş, ya da herkes yazar olmak istemiş sanki. Sevindirici yanı, isteyenin, parası olanının kitap bastırabilmesi galiba!! Önce raflara şöyle bir baktım: Hangi birini inceleyeyim? Gönlüm hepsini diyor; ama buna ne zamanım ne de gözlerimin feri yeter...
Her neyse, raflar arasında dolanırken, incecik birçok kitabın dizildiği sıraya takıldı gözlerim. Birini çekip aldığımda hazine bulmuşçasına sevindim; çünkü, uzun yıllardır aklımdan geçen bir fikri "Zeplin Kitap" hayata geçirmiş. Zira, dünyaca ünlü yazarların, filozofların eserlerinden alıntılanan cümleler ve aforizmalarla bir "aforizma dizisi" oluşturmuş. Zahmetsizce, tek bir kitaptan o yazarın veya filozofun sözlerini  okuyor, hayata bakışı hakkında fikir ediniyorsun. Kimler yok ki? Tolstoy, Oscar Wilde, Stefan Zweig, Arthur Schopenhauer, Goethe, Nietzshce ve Fernando Pessoa. Bunlar incelediklerim ve satın aldıklarım. Keşke yayınevi fiyatı biraz daha ucuz tutsaymış diye hayıflandım, hepsini alamadığım için-şimdilik.

İşte bugünkü yazım, ülkemizde fazla tanınmadığını düşündüğüm Fernando Pessoa' yı kısaca tanıtmak ve aforizmalarından seçtiklerimi paylaşmak üzerine kurulu. Ben Pessoa' yı daha çok şiirlerinden tanıyor, şair yönünü biliyordum: ama onun ressam yanını bilmiyordum, doğrusu. Hiçbir şey istememenin mutluluğunu tadan bu yalnız adamın yaşamak, hayal kurmak, tarih, siyaset ve yazmak üzerine söylediği aforizmalarının ilginizi çekeceğini umuyorum.

"Yazmak, unutmaktır." der Pessoa ve devam eder: "Edebiyat, hayatı hiçe saymanın en uygun yoludur. Müzik yatıştırır, görsel sanatlar coşturur, sahne sanatları (oyun ve dans gibi) eğlendirir. Şu var ki, edebiyat, uykuya dönüştürerek hayattan el çektirir. Diğer sanatlar böyle bir etki yaratmaz - bazıları görsel ve bu nedenle de yaşayan bağıntılar kullandığından, diğerleri de bizzat insan hayatından alımlandıklarından.
Edebiyatın durumu farklıdır. Edebiyat hayatı canlandırır. Bir roman asla olmamış bir şeyin öyküsüdür, bir oyun ise öykülemesi olmayan bir romandır. Bir şiir, dizelerle konuşmadığımızdan, hiç kimsenin kullanmadığı bir dilde duygu ve düşüncelerin ifade edilmesidir."

"Yazmak unutmaktır." diyen şairin hayatı, unutmak için yazmasına neden olabilecek gibidir sanki.  Fernando Pessoa. Şair ve ressam. 13 Haziran 1888' de Lizbon'da doğmuş, çocukluk yıllarını Güney Afrika'da geçirmiştir. On yedi yaşında yeniden Lizbon'a geri dönmüş ve hayatının geri kalanını orada sürdürmüştür. Milton Shelley, Poe, Shakespeare, Baudelaire'den etkilenen şairin, şiirlerinin yanı sıra çok sayıda eleştiri ve deneme yazısı yayımlanmıştır. Fütürizmi benimseyen şair, daha sonraları Portekiz modernist edebiyatının kurucularından olmuş ve "paulismo" akımına öncülük etmiştir. Genç yaşta hayatını kaybeden (47 yaşında) şairin hayatı boyunca dört kitabı yayımlanmıştır: 35 Sonnets, English Poems I-II, English Poems III, Mensagem. Geriye binlerce sayfa el yazması bırakmıştır.

Pessoa'yı daha iyi tanımak için kendisini nasıl anlattığına bakalım. Ölümünden 50 yıl sonra yayımlanabilen 'Huzursuzluğun Kitabı' adlı ünlü eserinde kendisini şöyle anlatıyor: "Hiçbir şey onu bir şey yapmaya zorlamadı. Çocukluğunu yalnız yaşadı. Hiçbir gruba katılmadı. Hiçbir sıkı çalışmanın içine girmedi. Hiçbir zaman kalabalığa ait olmadı. Yaşamının bu koşulları, tuhaf fakat bir o kadar da genel (belki de tüm yaşananlar için doğru olan) bir fenomenle damgalandı: Sonunda atalet ve vazgeçmeye yönelen içgüdülerine uygun şekilde şekillenen bir yaşam..."


Yaşamı boyunca değişik kimlikler altında yazan, hatta edebiyat çevrelerinde "binbir surat" olarak da adlandırılan Pessoa'nın, henüz bulunamadığından şüphe duyulan yazıları edebiyat araştırmacıları tarafından aranmaktadır. Bu sıradışı şairi tanıttıktan sonra aforizmalarına geçebilirim artık.


"Ruhum gizli bir orkestra, bilmediğim kemanlar, arplar, davullar ve tamburlar çalıyorum ve içimde yankılanıyorlar. Bütün duyduğum bir senfoni."



"Başımıza gelen şeylerin değeri, sürece uzunluklarıyla değil, yoğunluklarıyla ilgilidir. Bu yüzden unutulmaz anlar, açıklanamayan şeyler ve bizim için eşsiz insanlar vardır."



"İnsanları sevmeyiz. Sevdiğimiz; birisi hakkında oluşturduğumuz fikirdir. Uydurduğumuz bir kavramı - aslında kendimizi- severiz."



"Mükemmelliğe taparız çünkü ona sahip olamayız; eğer sahip olsaydık, inkar ederdik. Mükemmellik insanlık dışıdır çünkü insanlık kusurludur."



"Çelişki evrenin özüdür."



"Kendin hakkında hiçbir şey bilmemek, yaşamaktır. Kendini fena halde bilmek, düşünmektir."



"Ben türlü oyuncunun türlü oyunlar oynadığı boş sahneyim."



"Sorun basittir. Bir şey ya özgürdür ya değildir. Ya biridir ya öteki. İkisinin ortası yoktur. Fiziksel anlamda özgür olmadığımız sürece, bir şey başka bir şeyden daha özgür değildir."



"Vicdan azabı değil, bilinç azabı çekiyorum."



"Siyaset, nasıl yönetildiklerini anlamadan toplumları yönetme sanatıdır."



"Siyasi fikirlere sahip olmak hiçbir fikre sahip olmamanın en kolay yoludur."



" Tarih, sinir hastası - toplumsal ya da kişisel- büyük adamların ya da ulusların başarısının kronolojisidir."



"Tarih, yüce şahsiyetlerin değil, anormalliğin kronolojisidir. Neron yüce değil, anormaldir."



"Harekete geçmek - gerçek bilgeliktir. Olmak istediğim şey olabilirim ama her ne ise onu istemem gerekli. Başarı, başarılı olmaya bağlıdır, başarılı olma olasılığına sahip olmaya değil."


"Yalnız başına yaşayamıyorsanız, bir köle olarak doğmuşsunuz demektir."



"Kalp düşünebilseydi, atmaktan vazgeçerdi."



Kaynak: FERNANDO PESSOA - Hiçbir Şey İstememenin Mutluluğu (Çeviren: hakan akdoğan)



Dip Not: Portekizli grup Teatro Praga "Zululuzu" oyununun dünya prömiyerini, 20. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında İstanbul'da yaptı. (19-20 Mayıs 2016) Oyun, Pessoa' nın Güney Afrika' da özgürlük peşinde geçirdiği gençlik yıllarını anlatıyor.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder