19 Ekim 2016 Çarşamba




İNTİHAR EDEN ÜNLÜ ŞAİR VE YAZARLAR


Ünlü şair ve yazarların biyografilerini okumayı seviyorum. Çocukluklarının nasıl bir ortamda geçtiği, nasıl bir ailede yetiştikleri, yaşadıkları dönemdeki toplumsal gelişmelerin ve toplum değerlerinin karakterlerinde nasıl izler bıraktığı ve tüm bunların yeteneklerini nasıl etkilediğini hep merak etmişimdir; çünkü onların yaşam öykülerinden çıkaracağım dersler olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, eserlerini okuduğum şair ve yazarların yaşam öykülerini de okurum. Bu şair ve yazarlardan  bazılarının (ki içlerinde çok sevdiklerim var)  bilinçli bir şekilde yaşamlarını sonlandırdıklarını öğrendim. Elbette, hepsinin kendine göre nedenleri olabilir; kimi artık yazamadığı için, kimi psikolojik tedavi gördüğü için, kimi çok acı çektiği için, kimi düş kırıklıkları nedeniyle intihar etmişlerdi.

A. Mümtaz İdil "Hemingway İntihar etmedi Kendini Öldürdü" başlıklı yazısında şöyle der:

" İntihar etmiş yazarların yaşamlarına ve bıraktıkları eserlere bakıldığında, intihar edeceğine ilişkin bazı ipuçları bulmak mümkündür. Ölümün bir kurtuluş olduğunu, sanki her şeyi bir kalemde silip, yeniden ve başka bir yaşam döneminin ilk adımı göründüğünü yansıttıkları olmuştur. Sözgelimi, bütün yaşamı gerçek bir macera ile geçen ve iki romanı dışında, hemen tüm romanları yaşam sevinciyle donanmış Jack London' un bir kitabı vardır ki, bir yazarın otobiyografisini ölümünden önce yazması gibi bir şeydir: Martin Eden. Cesare Pavese' nin günlüğünün ilk sayfalarında, 14 Ağustos' ta intihar edeceğini okursunuz, kitap da zaten 13 Ağustos' ta biter. 14' ünde de artık yazar yoktur."

Araştırma yaptığımda, intihar eden ünlü şair ve yazarların çokluğu karşısında şaşırdığımı söyleyebilirim. Bu yazımda, kitaplarından tanıdıklarımı yazacağım. Bunun için tabi ki burada yazamadığım şair ve yazarlar da olacaktır. İntihar edenlerin yaşam öykülerini, eserlerini değil, neden ve nasıl intihar ettiklerini yazacağımı da belirtmeliyim. Merakınızı uyandırabildiysem eğer, isimlere geçebilirim. 

1-Stefan Zweig (D: 28 Kasım 1881, Viyana,  Ö: 22 Şubat 1942, Rio de Janeiro,Brezilya)
Avusturyalı romancı, oyun yazarı, gazeteci ve biyografi yazarı.






II. Dünya Savaşı sırasında New York' a, Arjantin' e, Paraguay' a ve Brezilya' ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya' ya yerleşmeye karar verdi. Orada "Bir Satranç Öyküsü" nü kaleme aldı. Zweig, 1941' de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, 1900' lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür.

Avrupa' nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942' de Rio de Janerio' da karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler' in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu.
(tr.wikipedia.com)


2- Ernest Hemingway (D: 21 Temmuz 1899, Ö: 2 Temmuz 1961)
ABD' li romancı, hikaye yazarı ve gazetecidir.





Basit yazma tekniği ve sade üslubuyla 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkilemiştir. Nobel ve Pulitzer Ödülü sahibi yazarın çoğu eseri, bugün Amerikan edebiyatının başyapıtlarından kabul edilir.

Seyahatlerine ve serüvenlerine de devam eden Heningway, bu yolculuklardan birinde uçak kazası geçirerek yaralandı. 1950' lerin ikinci yarısında alkolizmin de  etkisiyle ruhsal ve fiziksel sağlığı gittikçe kötüleşti. 1928 yılında Paris Ritz Otel' e bıraktığı iki sandığı bulduktan sonra anılarını yazmaya başladı fakat anılarını yazarken depresyona sürüklendi. Evinin sürekli ziyaretçi ve turistlerle dolmasından ötürü rahatsız oluyordu. Idaho' da ev aldı, oraya temelli taşınmayı düşünmeye başladı. 1959' daki Küba devriminden sonra Küba' ya gelip gitmeye devam etti.

Küba' daki yeni rejim Amerika mülklerini devletleştirmeye karar verince kesin olarak Idaho' ya taşındı. Ruhsal sağlığı kötüye gitti. Bir gün eşi onu evin mutfağında elinde tüfekle bulunca hastaneye kaldırılıp elektro şok tedavi gördü. Taburcu olduktan iki gün sonra 1961' de evinde kendini av silahı ile vurarak hayatına son verdi.
(tr.wikipedia.com)


3-Jack London (D: 12 Ocak 1876, San Francisco, Ö: 22 Kasım "1916, Kaliforniya)
ABD' li gazeteci ve roman yazarı.







Vahşetin Çağrısı, Martin Eden, Demir Ökçe, Beyaz Diş ve Deniz Kurdu başta olmak üzere elliden fazla kitabın yazarı olan Jack London, dünya ticari dergi romanının öncüsü ve yazarlıktan yüksek gelir elde edebilen Amerikalıların ilklerindendir.

Jack London'ın ölüm sebebi çok tartışılmıştır. Pek çok eski kaynakta intihar ettiği anlatılmıştır. Ölüm raporunda ölüm sebebi üremi olarak gösterilmiştir. 22 Kasım 1916' da, çiftliğinde bir uyku sundurmasında ölmüştür. Son döneminde çok acı çektiği ve morfin aldığı biliniyordu, kazayla ya da kasıtlı olarak aşırıdoz olması da ihtimaller dahilindedir. Clarice Stasz' a göre "London' un ölümünü takiben, bazı nedenlerle, onun sonunda intihar etmiş bir kadın avcısı olduğu yolunda bir biyografik efsane gelişti. Birinci el kaynaklara dayanan yakın zamanlı ciddi çalışmalar bu karikatürü reddetmektedir. London' ın eserlerinde intihar pek çok kez karşımıza çıkar ve bu durum söz konusu "biyografik efsane" nin oluşmasına katkıda bulunmuş olabilir.

Yaşam öyküsünü yazan Russ Kingman, London' ın "inme ya da kalp krizi" nedeniyle öldüğünü düşünmüştür. 

Jack London' ın külleri, eşi Charmian' ınkilerle birlikte Glen Ellen, Kaliforniya' daki Jack London Eyalet Tarih Parkı' na gömüldü. Çok sade olan mezarda sadece yosun tutmuş bir kaya parçası dikilidir.
(tr.wikipedia.com)


4-Vladimir Mayakovski (D: 19 Temmuz 1893, Bağdadi, Gürcistan,  Ö: 14 Nisan 1930, Moskova)

Rus şair, oyun yazarı, film ve tiyatro aktörü.






ABD' ye dolaylı olarak Meksika' dan geçerek giren Mayakovski, aynı yıl yakın dostu Sergey Yesen' in Leningrad' da İngiltere' de intihar eder. Yesenin, son şiiri; "Elveda dost, elveda" yı damarını açarak, kanıyla yazmıştı.. Bu olaydan tam 5 yıl sonra; 1930' da Lili Brik' i ve ailesini SSCB Hükümetine emanet ettiğini belirten bir mektup bırakarak silahla intihar eder. Ölümünden sonra doğduğu köy olan Bağdadi' ye şairin adı verilir.
(tr.wikipedia.com)

Nazım Hikmet' in hayran olduğu, şiirlerinden etkilendiği ve şairin  basamak biçimindeki dizelerinin çok ilgisini çektiği Mayakovski ile ilgili anısını okumak için lütfen linki tıklayınız.

http://sahriye.blogspot.com.tr/2014/04/anlayana-blog-yazmaya-karar-verdigimde.html


5-Sergey Yesenin (D: 3 Ekim 1895, Rusya İmparatorluğu, Ö: 28 Aralık 1925, SSCB)

Rus şair.







Sergey Yesenin, psikolojik bir rahatsızlık yaşadı ve bir ay akıl hastanesinde kaldı. Noel için hastaneden çıkarıldıktan birkaç gün sonra, 27 Aralık 1925' te İngiltere Oteli' ndeki odasında kendini asarak intihar etti. Cesedinin yanında, intiharından bir gün önce bileklerini kesip kendi kanıyla Mayakovski' ye yazdığı veda şiiri bulundu. Sergey Yesenin, Moskova' nın Vagankovskoye mezarlığına defnedildi.

Rusya' nın en popüler şairlerinden birisi olması ve cenazesi için devlet töreni düzenlenmesine rağmen Josef Stalin ve Nikita Khrushchev' in başkanlığı esnasında eserlerinin büyük bölümü Kremlin tarafından yasaklandı. Nikolay Bukharin' in Yesenin' i eleştirisi önemli şekilde yasaklamaya katkıda bulundu. Eserleri yeniden ancak 1966' da yayınlandı.
(tr.wikipedia.com)


6-Sylvia Plath (D: 27 Ekim 1932, Boston, Ö: 11 Şubat 1963, Londra)

ABD' li şair ve yazar.







Tirajik yaşamı ve intiharıyla tanınan Plath, aynı zamanda yarı otobiyografik bir roman olan ve depresyonu üzerine ayrıntılı bilgiler veren Sırça Fanus kitabının yazarı olarak bilinir. Anne Sexton ile birlikte, Plath gizdökümcü şiirin önemli isimlerinden biridir.

Plath eşi Hughes ile birlikte Londra' da kısa süre yaşadıktan sonra North Tawton' a yerleştiler. Çiftin Sylvia' nın kıskançlık krizleriyle başlayan sorunları bu dönemde başladı ve ilk çocuklarının doğumundan kısa süre sonra Sylvia Plath Londra' ya geri dönerek boşanma işlemlerini başlattı.

Kiraladığı evin eskiden İngiliz şair William Butler Yeats' e ait olduğunu öğrenen Plath bunu iyi bir işaret olarak değerlendirdi. 1962-1963 kışı Plath için çok zor geçti. 11 Şubat 1963' t, ikinci kattaki odalarında uyumakta olan çocuklarının yanına süt ve kurabiye bıraktıktan sonra, odalarının kapısını da içeri gaz girmeyeceğinden emin olmak üzere bantlayarak kapattı ve kafasını fırının içine sokarak intihar etti.

İntiharıyla ilgili olarak kocası Ted Hughes eleştirilere maruz kaldı. Hughes, yıllarca bu konuda konuşmadı. Daha sonra anılarını yayımladı.

1963 yılında daha 30 yaşındayken intihar eden Plath' ın hayatı, Oscarlı oyuncu Gwyneth Paltrow' un ünlü şairi canlandırdığı "Sylvia" filmine de aktarıldı.

Plath' ın Türkçe'ye çevrilen eserleri arasında bulunan "Sırça Fanus" adlı romanı, birçok kişi tarafından ilk Amerikan feminist romanı olarak değerlendirilir.
(tr.wikipedia.com)


7-Virginia Woolf ( D: 25 Ocak 1882, Ö: 28 Mart 1941)

İngiliz feminist yazar, romancı, eleştirmen.






Virginia Woolf, Perde Arası romanını yazdığı sıralarda artık kendini yeterince yetenekli hissetmiyor, yeteneğini kaybettiğini düşünüyordu. Her gün savaş korkusu ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş. 28 Mart 1941' de içinde bulunduğu duruma daha fazla dayanamayıp evlerinin yakınlarında bulunan Ouse nehrine ceplerine taşlar doldurarak atlayıp intihar etmiştir. Virginia Woolf, geride iki intihar mektubu bırakmıştır. Birisi kardeşi Vanessa Bell' e diğeri ise kocası Leonard Woolf' a.

Leonard Woolf'a, 18 Mart 1941

"Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. O korkunç yeniden yaşayamayacağımı hissediyorum. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri  beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum."
(tr.wikipedia.com)


8- Cesare Pavese (D: 9 Eylül 1908, Ö: 27 Ağustos 1950)

İtalyan şair, romancı, çevirmen ve eleştirmen.







1935' te anti-faşist çalışmaları nedeniyle tutuklandı. 1936' da serbest bırakıldı. Brancaleone Hapishanesi' nde geçirdiği bir yıldan esinlenerek Carcera (Hapis) adlı romanını yazdı. 1950' de Yalnız Kadınlar Arasında romanı ile İtalya' nın önemli edebiyat ödüllerinden Strega Ödülünü aldı. Edebi kariyerinin doruğunda olmasına rağmen özel hayatı karışıktı. Sonu olmayan aşk ilişkileri onu bunaltmıştı. Ödülü aldıktan sonra Torino' daki bir otel odasında bütün özel kağıtlarını yok edip, 21 adet uyku hapı alarak intihar etti. 

İntiharından önceki gün, "Artık sabahı da kaplıyor acı" diye kısa bir not düştükten sonra 27 Mayıs' ta günlüğüne şunları yazmıştır.

"48-49' daki mutluluğumun hesabı görüldü. Bu soylu mutluluğun gerisinde şu vardı: Güçsüzlüğüm ve hiçbir şeye bağlanmayışım. Şimdi, kendime göre, girdabın içine girdim, güçsüzlüğümü seyrediyor, onu iliklerimde hissediyorum. Beni ezen siyasal sorumluluğu yüklenemiyorum. Bunun tek çözümü var: İntihar." Cesare Pavese - 27 Mayıs 1950
(tr.wikipedia.com)


9- Truman Capote ( D: 30 Eylül 1924,  Ö: 25 Ağustos 1984)

ABD' li yazar.







Capote' nın kısa öyküleri, romanları ve kurgusal olmayan yazıları arasında sinemaya da uyarlanmış Tiffany' de Kahvaltı ve Soğukkanlılıkla da yer alır.

Capote, yazarlığa ve alkole çok erken yaşlarda başladı. Eşcinsel yönelimi ve bu yönelimini yaşama biçimiyle - yakın arkadaşı ve uzaktan akrabası Tennessee Williams ile birlikte- çok sayıda skandala imza attı. Buna rağmen ABD sosyetesi içinde özel bir yer edinmişti. Ayrıca ABD' li yazar Harper Lee de onun çocukluk arkadaşıydı ve Lee ünlü eseri Bülbülü Öldürmek' teki çocuk karakter "Dill" İ yaratırken Truman Capote' den esinlenmişti.

Kendi hayatından ya da hikaye ve romanlarından senaryolaşmış çok sayıda film vardır. Bunlardan en önemlisi baş rollerini Audrey Hepburn ve George Peppard' ın oynadığı Blake Edwards' ın yönettiği "Tiffany' de Kahvaltı" (Türkiye' de 'Çılgınlar Kraliçesi' adıyla gösterildi) dır. Ayrıca 2005 yapımı Capote' nin kişiliği ve karakteri üzerine çekilmiş olan ve başlıca rollerinde Philip Seymour Hoffman, Catherine Keener, Clifton Collins Jr. gibi oyuncuların yer aldığı Capote adlı bir sinema filmi de bulunur.
(tr.wikipedia.com)

Yüksek dozda hap aldığı için karaciğeri iflas etti. 


10- Nilgün Marmara ( D: 13 Şubat 1958,  Ö: 13 Ekim 1987)

Türk şair.






Sylvia Plath üzerine incelemeler yaptı. Onun hayata bakış tarzından ve düşüncelerinden oldukça etkilendi. Şiirlerinde çoğunlukla 1. tekil kişinin düşle gerçek arasında gidip gelen, kırılgan izleklerini kullandı. Çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı.

13 Ekim1987' de 29 yaşındayken intihar etti.

Şair Ece Ayhan' ın Meçhul Öğrenci Anıtı şiirindeki 128 numara ile kastedilen kişi kendisidir. Seyhan Erözçelik, Cemal Süreya ve Ece Ayhan gibi isimlerle yakın arkadaştı. Kağan Önal ile evliydi. Cemal Süreya kendisine Zelda demekteydi. Seyhan Erözçelik, Nilgün Marmara' nın intiharının ardından Nilgün' ün Göztaşı isimli şiiri yazmıştır.
(tr.wikipedia.com) 


11-  Arthur Koestler ( D: 5 Eylül 1905, Budapeşte,  Ö: 1 Mart 1983, Londra)

Macaristan doğumlu çok yönlü bir  yazar. Asıl adı Kösztler Arturdur.







Babası Leopold Koestler, Kuzey Macaristan' a göçmüş bir Rus yahudisiydi. Roman, gazete yazıları, sosyal felsefe eserleri ve bilim alanında kitaplar yazdı. 1931 yılında Almanya Komünist Partisine katıldı ama yedi yıl sonra, Birleşik Krallığa göç edince ayrıldı. 1940' ların sonlarına doğru en tanınmış İngiliz anti-komünistlerden biri oldu. 1950' ler boyunca da aktif olarak siyasete devam etti. Sovyetler' de 1930' lardaki tasfiyeleri anlatan Gün Ortasında Karanlık romanı Stalinizmin kurgusal temsili olarak George Orwell' in 1984 romanı ile birlikte anılır. 13. Kabile adlı araştırmasında ise Aşkenaz Yahudilerinin tarih sahnesinden silinmiş olan Hazar Türkleri olduğu savını ortaya atmıştır. Bu sav bilimsel çevrelerde halen tartışılmaktadır. Ayrıca Britannica Ansiklopedisi için de maddeler yazmıştır.
(tr.wikipedia.com)

Kanser olduğunu öğrendikten sonra hastalığın kendisini yavaş yavaş öldürmesine tahammül edemedi ve yaşamına son vermeye karar verdi.
(www.haberturk.com)

Arthur Koestler' in " 13. Kabile" kitabını okumayı  bitirdim ve kitapla ilgili bir yazı hazırlıyorum. Yazımın konusu şu: Günümüz yahudileri gerçekten Sami ırkına mı mensuplar, yoksa asimile olmuş Hazar Türkleri' nin torunları mı?

Koestler' in yerleşik düşünceleri proveke eden bu muhteşem eseri, tarihi bilgi ve belgelere dayanıyor.

Yukarıdaki sorunun cevabını okuduğunuzda, hem çok şaşıracak hem de bugünkü Avrupa milletlerine farklı gözle bakacaksınız. Bunu garanti edebilirim.

Araştırma sonucunda gördüm ki, dünyaca ünlü şair ve yazarlardan intihar edenlerin sayısı benim bilip tanıdıklarımla sınırlı değildi. İşte kitaplarını okumadığım yazar ve şairlerin isimleri:

1- Heinrich Von Kleist. (Alman şair ve romancı)

2- Romain Gary. (Fransız yazar, yönetmen, senarist)

3- Yukio Mişima. (Japon romancı ve oyun yazarı)

4- Sadık Hidayet. (Modern İran edebiyatının önde gelen düz yazı ve kısa hikaye yazarı.)

5- Robert E. Howard. (Amerikalı yazar. "Conan" başta olmak üzere pek çok çizgi kahramanın yaratıcısıydı.)







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder