TÜRKÇEDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
( Atasözleri, Deyimler, Söz Öbekleri )
Yanlış öğrenilen bir konuyu, ifadeyi veya bir sözcüğü düzeltme, baştan doğru öğrenme gibi olamaz. Çünkü zihnimize yerleşen bir bilgiyi yok etmek, değiştirmek çok zordur ve çaba gerektirir. İster kulak dolgunluğu ile, ister kültürel farklılık nedeniyle öğrenilmiş olsun dilimizde yanlış telaffuz edilen, dil erozyonuyla hem biçim hem anlamları zamanla değişmesine rağmen, günlük konuşmalarda varlığını sürdüren Atasözleri, deyimler ve söz öbeklerinin olduğu kuşkusuzdur. İşte bu doğru bilinen ama, yanlış söylenen Atasözü, deyim ve söz öbeklerini derleyip toparlayıp yazmaya karar verdim. Ne demişler? "Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp."
-İnce eleyip sık dokumak. (Söylenen)
-İnce eğirip sık dokumak. (Doğrusu)
Eğirmek: Yün, pamuk gibi şeyleri iğ ile büküp iplik durumuna getirmek.
************************************
-Kısa kes Aydın havası olsun. (Söylenen)
-Kısa kes Aydın abası olsun. (Doğrusu)
Aba: Kumaştan yapılma üstlük, giysi. Aydın efesinin abası kısa ve dizleri açıktır.
*************************************
-Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz. (Söylenen)
-Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz. (Doğrusu)
Ane: Bağdat yolu üzerinde bir uçurum.
Yar: Uçurum.
***********************************
-Su küçüğün, söz büyüğün. (Söylenen)
-Sus küçüğün, söz büyüğün. (Doğrusu)
Atasözünün ilk hali Oğuz Türkçesinde "Söz ulunun, su kiçinin" şeklinde kaydedilmiştir. Büyüğe gösterilen saygıyı vurgular.
***********************************
-Haydan gelen, huya gider. (Söylenen)
-Hayy' dan gelen, Hu' ya gider. (Doğrusu)
Hayy, Hu: Allah' ın isimleridir. "Allah' tan gelen, Allah' a döner" anlamındadır.
**********************************
-Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü. (Söylenen)
-Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü. (Doğrusu)
Zürefa: Güzel, şık, çekici. Zarif kelimesinin çoğul halidir. Daha önce iyi bir durumda olan kişi, bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur, manasındadır.
***********************************
-Ateş olsa cürmü kadar yer yakar. (Söylenen)
-Ateş olsa cirmi kadar yer yakar. (Doğrusu)
Cirim: Hacim, beden, ebat. Kişinin, en fazla kendi boyutu kadar zararı olacağı anlamını taşır.
**************************************
-Altı kaval, üstü şişhane. (Söylenen)
-Altı kaval, üstü şeşhane. (Doğrusu)
Kaval (silah): Namlusu mermiyi iyi hedefleyemeyen düz bir borudur.
Şeş: Altı (Farsça). Şeşhane: Mermiyi atış ekseninde döndürerek çok daha hassas nişan almayı sağlayan, altı yivli namludur.
*************************************
-Aptala malum olurmuş. (Söylenen)
-Abdala malum olurmuş. (Doğrusu)
Abdal: Gezgin derviş. Halk arasında Allah' a yakın biri olduğu kabul edilir, olayları önceden sezdiği inancı yaygındır.
****************************************
-Hatasıyla sevabıyla (Söylenen)
-Hatasıyla savabıyla (Doğrusu)
Savab: Doğruluk, dürüstlük.
*****************************************
-Kelli felli (Söylenen)
-Kerli ferli (Doğrusu)
Ker: Kuvvet. Fer: İktidar, şevket.
Dil erozyonuyla, hem biçim hem anlam zamanla değişmiştir.
***************************************
-Geçtiğimiz hafta (Söylenen)
-Geçen hafta (Doğrusu)
"Geçtiğimiz hafta" mantıksal olarak yanlıştır. Çünkü biz zamanı geçemeyiz, zaman bizi geçer.
***************************************
-Eninde sonunda (Söylenen)
-Önünde sonunda (Doğrusu)
İyiden iyiye, iyice, oldukça manasındadır.
************************************
-Sıfırı tüketmek. (Söylenen)
-Zafiri tüketmek. (Doğrusu)
Zafir: Soluk, nefes. Nefesin tükenmesi dolayısıyla ömrün bitmesi, ölmek anlamına gelen söz.
Kaynak: Başkent İletişim Akademisi.
**********************************
BONUS: Yemen Türküsü.
Burası Muş' tur
Yolu yokuştur
(Söylenen)
Burası Huş' tur
Yolu yokuştur
(Doğrusu)
-Taiz, Yemen' de yüksekte bir şehir ve tepesinde Osmanlı kalesi bulunmaktadır. Türk askerinin kan döktüğü ve en stratejik noktayı savunduğu bu kale, 3 bin metre rakımlı Huş Kalesi' dir. Yemen Türküsüne konu olan işte bu kaledir.
-İnce eleyip sık dokumak. (Söylenen)
-İnce eğirip sık dokumak. (Doğrusu)
Eğirmek: Yün, pamuk gibi şeyleri iğ ile büküp iplik durumuna getirmek.
************************************
-Kısa kes Aydın havası olsun. (Söylenen)
-Kısa kes Aydın abası olsun. (Doğrusu)
Aba: Kumaştan yapılma üstlük, giysi. Aydın efesinin abası kısa ve dizleri açıktır.
*************************************
-Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz. (Söylenen)
-Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz. (Doğrusu)
Ane: Bağdat yolu üzerinde bir uçurum.
Yar: Uçurum.
***********************************
-Su küçüğün, söz büyüğün. (Söylenen)
-Sus küçüğün, söz büyüğün. (Doğrusu)
Atasözünün ilk hali Oğuz Türkçesinde "Söz ulunun, su kiçinin" şeklinde kaydedilmiştir. Büyüğe gösterilen saygıyı vurgular.
***********************************
-Haydan gelen, huya gider. (Söylenen)
-Hayy' dan gelen, Hu' ya gider. (Doğrusu)
Hayy, Hu: Allah' ın isimleridir. "Allah' tan gelen, Allah' a döner" anlamındadır.
**********************************
-Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü. (Söylenen)
-Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü. (Doğrusu)
Zürefa: Güzel, şık, çekici. Zarif kelimesinin çoğul halidir. Daha önce iyi bir durumda olan kişi, bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur, manasındadır.
***********************************
-Ateş olsa cürmü kadar yer yakar. (Söylenen)
-Ateş olsa cirmi kadar yer yakar. (Doğrusu)
Cirim: Hacim, beden, ebat. Kişinin, en fazla kendi boyutu kadar zararı olacağı anlamını taşır.
**************************************
-Altı kaval, üstü şişhane. (Söylenen)
-Altı kaval, üstü şeşhane. (Doğrusu)
Kaval (silah): Namlusu mermiyi iyi hedefleyemeyen düz bir borudur.
Şeş: Altı (Farsça). Şeşhane: Mermiyi atış ekseninde döndürerek çok daha hassas nişan almayı sağlayan, altı yivli namludur.
*************************************
-Aptala malum olurmuş. (Söylenen)
-Abdala malum olurmuş. (Doğrusu)
Abdal: Gezgin derviş. Halk arasında Allah' a yakın biri olduğu kabul edilir, olayları önceden sezdiği inancı yaygındır.
****************************************
-Hatasıyla sevabıyla (Söylenen)
-Hatasıyla savabıyla (Doğrusu)
Savab: Doğruluk, dürüstlük.
*****************************************
-Kelli felli (Söylenen)
-Kerli ferli (Doğrusu)
Ker: Kuvvet. Fer: İktidar, şevket.
Dil erozyonuyla, hem biçim hem anlam zamanla değişmiştir.
***************************************
-Geçtiğimiz hafta (Söylenen)
-Geçen hafta (Doğrusu)
"Geçtiğimiz hafta" mantıksal olarak yanlıştır. Çünkü biz zamanı geçemeyiz, zaman bizi geçer.
***************************************
-Eninde sonunda (Söylenen)
-Önünde sonunda (Doğrusu)
İyiden iyiye, iyice, oldukça manasındadır.
************************************
-Sıfırı tüketmek. (Söylenen)
-Zafiri tüketmek. (Doğrusu)
Zafir: Soluk, nefes. Nefesin tükenmesi dolayısıyla ömrün bitmesi, ölmek anlamına gelen söz.
Kaynak: Başkent İletişim Akademisi.
**********************************
BONUS: Yemen Türküsü.
Burası Muş' tur
Yolu yokuştur
(Söylenen)
Burası Huş' tur
Yolu yokuştur
(Doğrusu)
-Taiz, Yemen' de yüksekte bir şehir ve tepesinde Osmanlı kalesi bulunmaktadır. Türk askerinin kan döktüğü ve en stratejik noktayı savunduğu bu kale, 3 bin metre rakımlı Huş Kalesi' dir. Yemen Türküsüne konu olan işte bu kaledir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder