LİKYA YOLU; ÜÇAĞIZ - KALE(SİMENA) - KEKOVA(BATIK ŞEHİR)
"İnsanın öğretmeninin doğa, kitabının insanlık ve okulunun yaşam olduğu bir gün gelecek mi?"
Halil Cibran
Yıllar önce doğa yürüyüşüne Likya yolunun Adrasan-Karaöz-Olimpos-Çıralı etaplarını yürüyerek başlamıştım. Sonraki yıllar içinde de Likya yolunun farklı etaplarını yürümüştüm. Pandemi nedeniyle uzun süre ara verdiğim doğa yürüyüşüne, yine Likya yolunun daha önce yürümediğim Üçağız-Kale(Simena)-Kapaklı etaplarını yürüyerek devam edeceğim. Üstelik bu yürüyüşüm, 2022 yılının son iki günü gerçekleşti. Ve yeni bir yıla Demre'de deniz kıyısında bir restoranda, üstelik ılık bir havada merhaba dedim. İşte size anlatacağım; bu özel ve güzel yerlerdeki gördüklerim, görüp fotoğrafladıklarımdır.
29 Aralık 21.30'da buz gibi bir Ankara gecesine hoşça kal diyerek yola çıktık. Ara ara molalarla on bir saat sonra Antalya'nın Demre ilçesine bağlı Üçağız köyüne vardık. Deniz manzaralı pansiyona yerleştik. Pansiyon portakal, limon ve greyfurt ağaçlarının ortasında yer almaktaydı ve havada mis gibi portakal-limon kokusu vardı. Kahvaltı yaptıktan sonra, yazdan kalma günlük-güneşlik bir havada Kaleköy'e (Simena) yürüdük. Deniz kıyısından bakınca kale heybetli görünüyordu. Kaleye varmak için taş döşeli, yer yer antik basamaklı patikadan dik bir tırmanış yaptık.
Günümüzde Kaleköy olarak anılan antik Simena 2400 yıllık bir tarihe sahip stratejik bir nokta özelliği gösteren küçük bir Likya kıyı kenti. Kaleye ulaşmadan önce iki lahit dikkatimi çekti. Kale yolunda ve kalenin eteklerinde mor ve beyaz anemonlar açmıştı. Sanki kalenin etekleri anemon motifleriyle süslü bir halı gibiydi. Kaleye ulaştığımızda doğal kayaya oyularak inşa edilmiş sarnıçları, kaya mezarları ve önce tapınak, ardından kilise ve en son cami olarak kullanılmış dini yapının izlerini gördük. Kaleden Kekova Adası(Batık Şehir) ve çevresinin görüntüsü muhteşemdi. Kıyıda su içinde Likya tipi lahitler, mendirek ve yapı kalıntılarını görmek ve sonrasında aşağıya Kekova'ya inmek ve bu antik kalıntıları yakından görüp, onlara dokunmak antik Likya'ya yolculuk yapmak gibiydi.
Kekova'ya doğru inişe geçtiğimizde her tarafta zeytin ağaçları vardı; kimisi uzun yıllardır var olan, kimisi genç ağaçlar. Yöre halkı zeytin hasadını yapmış, toplanan zeytinler mavi naylon kasalarda işlenmek üzere bekletiliyordu. Birinci derece sit alanı olan Kekova'da neredeyse köy evlerinin içinden geçerek, çeşitli çiçeklerin arasından sahile indik. Kekova'nın simgesi haline gelen su içindeki Likya'nın en yaygın mezar çeşidi olan semerdam (ters kayığı andırır biçimde olan) kapaklı lahiti yakından görmek beni heyecanlandırdı. Batık şehrin kalıntılarına yakından bakmak, 2400 yıl önce burada yaşayan insanların yaptığını düşündüğüm gibi ayaklarımı denize sokarak Kekova Adası'nın güzelliğini uzaktan izlemek(adaya çıkmak yasak) ne muhteşem bir duyguydu. Burada ve tüm doğa yürüyüşlerimde olduğu gibi, doğayı daha fazla gözlemleyerek onun tüm varlıkları ile devasa bir organizasyon olduğunun bir kez daha farkına vardım.
Teke Yarımadası denilen coğrafyada 2400 yıl önce yaşayan halka Likyalılar, bölgeye ise "Işık Ülkesi" anlamına gelen Likya denmekteydi. Antik Çağ'da, Likya'nın sahip olduğu kentler demokrasiye yön verecek olan Likya Birliği'ni kurmuştur. Bu birlikte yer alan 23 kent vardı. Bunlardan en güçlü olan kentler şunlardı: Patara, Xantos, Tlos, Olimpos, Pınara e Myra idi. Likya Uygarlığı Antik Kentleri 2009 yılında UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yerini almıştır.
M.Ö Dördüncü yüzyıldan beri yerleşim yeri olarak kullanılan Kekova Adası ve Roma-Bizans dönemine ait batık şehre denizden tekne ile ulaşmak mümkün. Zamanımız kısıtlı olduğu için tekne ile gezinti yapamasak da Kekova'da deniz manzaralı bir kafede kahve içip yorgunluğumuzu attık. Bu kahvenin bende kırk yıl hatırı olacaktır. :)
Hava kararmaya başladığında, pansiyona döndük. Akşam yemeğinden sonra dinlenmeye geçtik. Ertesi günü yürüyeceğimiz Likya yolunun Üçağız-Kapaklı arası etabı için hazırlıklarımızı tamamladık.
Not: Fotoğrafların tümü ve video tarafımdan çekilmiştir. İzinsiz kullanılamaz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder