SIRADIŞI ESERLER ÜRETEN BİR SANATÇI: JORGE MARİN
Jorge Marin (22 Eylül 1963 doğumlu) Meksikalı bir heykeltıraş ve ressamdır. Son 25 yıldır çağdaş sanat dünyasında aktif bir figür. 1980'lerin başında seramik heykeltraşlık yapmaya başladı. Bronz, son on yıldır tercih ettiği malzeme olmuştur. Çalışmaları genellikle atları, çocukları, madonnaları, akrobatları, küreler, maskeler, kanatlar, oklar, tekneler ve teraziler gibi unsurlarla tasvir eder. Bu kavramlar, yansıma ve denge gibi tekrar eden temalarla tutarlıdır.Çalışmaları esas olarak kendi deneyimlerinin metaforu olarak insan figürüne odaklanır. (en.wikipedia.org)
Ekim 2019'da, Jorge Marin'in "VARLIĞIN YENİDEN İNŞASI" adlı sergisini gezmiş ve heykellerin fotoğraflarını çekmiştim. Serginin mahiyetini ve heykellerin neyi ifade ettiklerini anlatan, açıklayıcı yazıdan bir bölümü aktardıktan sonra, heykelleri paylaşacağım. Böylece serginin adı ve heykellerin durumu anlam kazanmış olacak. :)
Iaankara.com'daki sergiyle ilgili yazıda şöyle denilmektedir: "Heykelin Picasso'su kabul edilen Jorge Marin'in heykellerinde,ne yaptığımızın, nerede yaptığımızın ve neden yaptığımızın deneyimini göstererek, toplumsal, tarihi ve kişisel varlığımız/varoluşumuz sonunda bütün yelpazesiyle görülmektedir."
VARLIĞIN YENİDEN İNŞASI, bireysel ve sosyal yapıların bir bütün olarak algılandığı belleğe yönelik bir yaklaşımla Jorge Marin tarafından sunulan, içsel bir deneyimdir. Sergi, sanatçının en iyi bilinen eserleri ile sürüp giden tasvirler aracılığıyla bizi bilinçdışımıza yakınlaştıran yeni keşiflerini bir araya getiriyor.
Bu proje, heykelleri sembolik ve tarihsel geçişlerin birer parçası haline getirerek mekanda kapladıkları yer doğrultusunda ifade ediyor:sanat ve işgal ettiği mekan arasındaki ilişki sıradan olmamakla birlikte, her ikisi de bir bütünün parçaları olarak kendi anlamlarını karşılar. Bu ilişki, kendimizi neredeyse unutulmuş, bir anda keşfetmemize fırsat veren, parçalara ayrılmış özün birleşme alanı olan sanat aracılığıyla inşa edilir.
Aslında, Varlığın Yeniden İnşası, sanat galerisinin sınırlarını aşar ve Jorge Marin'in aynı isimdeki sergisiİstanbul Havalimanı'nda da teşhir edilmektedir. Yerçekimine meydan okuyan iki kanatlı varlıklar olarak Ankara ve İstanbul, aynı zamanda, Mexsico City Havaalanında yerleşik bir heykel olan muhafız Archivaldo ile de bağlantılıdır. Bu metaforik üçgende havaalanlarının rolü, kimlik arayışında benliğin köklerine olan bu yolculuk vurgulanırken çağdaş toplumların kültürel değişimini cisimlendirmektir.
Fotoğrafların tümü tarafımdan çekilmiştir. İzinsiz kullanılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder