9 Mart 2022 Çarşamba

 


 ARTVİN / YUSUFELİ ZEYTİNİNİ  DUYDUNUZ MU?


Çoruh Havzası'nda zeytinlikler

Çok az insan bilir; ülkemizin Kuzeydoğusu'nda bulunan Artvin'in Yusufeli ilçesinde  zeytin yetiştirildiğini hem de kalitesi tescilli zeytin. Çoruh Havzası'nın iklimi zeytin üretimi için uygun olduğunan, çok eski zamanlardan beri yörede zeytincilik neredeyse tek geçim kaynağı olmuş. Günümüzde üretimi artırma çalışmaları yapılmakta ve bu geleneksel zeytin üretiminin yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. 

Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerindeki zeytinlikler maki bitki örtüsü içinde yer aldığından genelde bodur boylu ağaçlardır. Artvin'in Yusufeli ilçesinde yetişen zeytin ağaçlarının boyu ise oldukça uzundur. Öyle ki zeytinleri toplamak için merdiven kullanılır. Ve ince kabuklu olması nedeniyle zeytinler ağaçtan tek tek toplanır, yere düşen zeytinler alınmaz. Zeytinlerin ince kabuklu olması, toplandıkta sonra erken  tatlanmasını sağladığından bir hafta sonra zeytinler sofradaki yerini alır. Sofralık zeytinler ayrıldıktan sonra, geriye kalanlar zeytinyağı çıkarılmak üzere fabrikaya gönderilir. Yapılan bir gıda araştırmasında Demirkent(Yusufeli) zeytinyağı, en az asit miktarına sahip olan zeytinyağı olarak tescillenmiştir.



Yusufeli zeytini

Bir ağaç yetiştirmek hele de zeytin ağacını kolay mı? Zeytinlik emek ister, zaman ister, yürek ister, sabır ister, sebat ister. Velhasıl, "Delice"yi uslandırmak zordur, meşakkatlidir. Aldous Huxley'in dediği gibi, "Ağaçların tümünü seviyorum, ama en çok zeytini. Öncelikle dalı ile barışı, altın renkli yağı ile huzur ve mutluluğu sembolize ettiği için."

Antik Yunan'da zeytin ağacı o kadar değerli ve önemliydi ki, Atinalı bilge devlet adamı Solon'un kanunlarına göre, zeytin ağacı kesenler ölüm cezasına çarptırılıyordu. İstanbul'u fethederek yeni bir çağ başlatan Fatih Sultan Mehmet de "Ormanlarımdan bir yaş dal kesenin, başını keserim" diyerek  ormanlar konusunda asla taviz vermemişti. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Yalova'daki köşkünün yanında bulunan çınar ağacının kesilmesini önlemek için, koca köşkü ileriye taşıttıracak kadar ağaç ve doğaseverdi. Ayrıca Ulu Önderimiz, bozkırın ortasında inşa ettirdiği başkent Ankara'nın ormandan mahrum kalmasını önlemek için de "Atatürk Orman Çiftliği"nin kuruluşuyla bizzat ilgilenmişti. Bu çiftlik, Türk tarımına öncülük etmiş, örnek  olmuştu.

Bu bağlamda ağaçlara, ormanlara, zeytinliklere kıymayın efendiler. Dokunmayın akciğerlerimize, bizleri soluksuz bırakmayın. Atalarımız boşuna söylememiş; "Yaş kesen, baş keser" diye...


Fotoğraflar: internethaber.com'dan alındı.

  

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder