13 Ocak 2018 Cumartesi




İTİRAF EDEN KURTULUR MU?


İtiraf eden kurtulur mu gerçekten? Kurtulursa neden kurtulur? Yüreğinde taşıdığı sır yükünü bir başkasına yüklediği için mi kurtulur? Bu soru, Kral Midas'ın hikayesini hatırlattı bana. Hikaye kısaca şöyle: Gordion kentinde yaşamış efsanevi Frig Kralı Midas'ın kulakları Tanrı Apollon tarafından eşek kulağına çevrilmiştir ve Midas bunu herkesten saklar. Eşek kulaklarını gören tek insan onun berberidir. Berber kralın korkusundan bu sırrı kimselere söyleyemez. Bir süre sonra, daha fazla bu sırrın ağırlığını kaldıramayacağını anlayan berber, ıssız bir yerde bulunan kuyuya gider ve sırrını kuyuya haykırır: "Midas'ın kulakları eşek kulağı" diye. Efsaneye göre, kuyu sulara, sular sazlara, sazlar da rüzgara duyurur ve bu şekilde Midas'ın sırrı herkes tarafından duyulur. 

Efsane de olsa, kendisine verilen sırrın ağırlığına kuyu bile dayanamazken, canlı kanlı, etten ve kemikten oluşan berber nasıl dayanabilsin? Boşuna söylenmemiş şu söz: "Sırrını verme dostuna, dostunun da dostu vardır, o da söyler dostuna." ya da Benjamin Franklin'in söylemiyle; "Üç kişi bir sırrı saklayabilir, ancak ikisi ölmüşse." 
Tabii bu şekilde yorumlayınca da "sırrını kimseye açma, yükünü kendin taşı" diyesi geliyor insanın ama sır ne kadar büyük, korkunç veya gizliyse, insanın daha çok anlatası ve rahatlayası geliyor içinden. Çünkü o yükün ağırlığı altından kalkmak, belini doğrultmak istiyor.

İnsan ruhunun karmaşıklığı, kişinin karakter özelliği, güçlü ya da zayıflığı, zaafları, insanlara kolay güvenip güvenmemesi gibi unsurlar, kişiyi itirafta bulunmaya iter ya da sırrını kendisine saklamaya zorlar. Dostoyevski, Yeraltından Notlar kitabında bu durumu şöyle açıklar: "Herkesin, herkese değil fakat sadece arkadaşlarına anlattığı anıları vardır. Zihninde, arkadaşlarına bile açıklamadığı, sadece kendisinin bildiği sorunlar da vardır; bunlar gizlidir. Fakat bir kimsenin kendisine bile söylemekten korktuğu başka şeyler de vardır. Ve her iyi insan zihninde depolanmış bunun gibi birçok şeye sahiptir."

Bir insan, kendisine bile söylemekten korktuğu şeyleri, bir başkasına nasıl anlatabilir ki? Velev ki anlattı diyelim; bu durumda kendini bir süreliğine hafiflemiş hisseder. Ya sonra? İçten içe kendini yer bitirir; söylemese miydim acaba? Ya o da bir başkasına söylerse gibi sorular kafasında dönüp durur. Ve sonunda bir boş vermişlik haliyle, "amaan söylerse söylesin, ne olacaksa olsun" ferahlığını duyumsar kişi ve her şeyi olacağına bırakır. İşte bu kurtuluş değil; bir süreliğine rahat bir nefes alma, sorun yaratan sırdan kısmen  uzaklaşmadır. Kısacası sırlarınızı birilerine açmak sizin o şeyleri sorgulamanıza ve gereksiz yere gerilmenize neden olabilir ve sizinle ilgili diğer insanlarda kafa karışıklığı yaratabilir.

Bir de ne olursa olsun hatalarını itiraf etmeyenler vardır. Peki bu insanlar neden hatalarını itiraf etmezler? "Çünkü hala hataların içindelerdir de ondan. Hatalarını itiraf etmek de iyileşmenin belirtisidir." der Seneca. Bu kişiler, hatalarına devam eden ve iyileşmek istemeyenlerdir.

Kral Midas'ın sırrını kuyuya haykıran berberin hikayesiyle başladım yazıma, hepimizin bir kuyusu var elbet diyen ve şöyle devam eden Can Dündar'la bitireyim: "En derine gömdüğümüz kaygılarımızı, ihtiraslarımızı, tutkularımızı saklayan, en mahrem sohbetlerimizi paylaştığımız, en cesur itiraflarımızı haykırdığımız bir kuyu, utandığımız anılarımızın yatağı. Endişelerimizin barınağı. Kuyulardan delik deşik olmuş bir yolda, düşe kalka yürür gibi yaşıyoruz hayatı. Çukur çukur olmuş bir kalple.




4 yorum:

  1. Thanks for share it. Iam very agree with it, I believe a lot of people choose to silence their consciosness because do not like all that they could know of theirselves.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. I'm glad you like my writing. Dear Beatriz thank you for your comment. Greetings to Uruguay. <3

      Sil
  2. I am agree with it. I think a lot of people choose to silence their consciousness to do not know something about theirselves that they do not like.

    YanıtlaSil
  3. Şuan merak ettiğim tek şey yıllar önce okuduğum Ney'in taşıdığı sır hikayesinin acaba Kral Midas'ın hikayesinden uyarlama mı olduğu. Hikaye şu:

    http://blog.milliyet.com.tr/ney-sesinin-sirri-nedir-/Blog/?BlogNo=485269

    YanıtlaSil