15 Mayıs 2017 Pazartesi




RUHLARDAN İLHAM ALAN RESSAM!
(İsveçli Kadın Ressam; Hilma af Klint)


Hilma af Klint, The Guardian


Ülkemizde, Mayıs 2017'de vizyona giren Oliver Assayas'ın senaryosunu yazıp yönettiği 2016 yapımı orijinal adıyla "Personal Shopper" (Hayalet Hikayesi) filmini izlerken adeta ruhlar alemine bir yolculuk yaptım. Filmde, Maureen (Kristen Stevaet), ünlü modacı Kyra'nın Paris'te  kişisel alışveriş danışmanlığını yapmaktadır. Maureen'in Paris'te kalmasının bir nedeni vardır; Medyum olan ikiz kardeşi Lewis'i kalp krizinden kaybettikten sonra, ondan ruhsal bir işaret beklemektedir. Çünkü Lewis'le birbirlerine bir söz vermişlerdir; kim önce ölürse, diğerine gittiği yerden bir işaret gönderecektir. Maureen işte bu işareti beklemektedir. Maureen, bu bekleyiş sonunda ruhunu, hislerini kaybeder. Ve, filmin sonunda; kardeşinden beklediği işaret yerine, kendi ruhunun işareti gelir: Mauren'in son cümlesi; "Ey ruh! Sen, ben misin?" olur.

Yönetmen Oliver Assayas, bu filmiyle Cannes Film Festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü alıyor. Film gündüz gösteriminde yuhalanırken, akşam gösteriminde ayakta alkışlanıyor. Ben filmi beğendim. Bu film sayesinde hiç tanımadığım, adını duymadığım, gelecekten resimler çizen bir ressamı tanıdım. Ressamın adı; Hilma af Klint. Merakım uyandığı için ressamı araştırdım ve filmde gösterilen tablolarını buldum. Klint'in ilginç bir öyküsü olduğunu öğrenince de yazmaya karar verdim. Çünkü filmde de verildiği üzere, 1911'de ilk soyut resmi çizen Kandinsky değil, ilk soyut resmi çizen Hilma af Klint'miş. (1906'da)

Hilma af Klint

İsveç Kraliyet Akademisi'nin diğer Avrupa Akademilerinden farklı olarak kadın öğrenci kabul etmesinin sonucu af Klint tahminen 1890'larda akademiden mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından, dünyanın her yerinde olduğu gibi Stockholm'de sadece erkeklerin hüküm sürdüğü sanat çevresinde kadın olduğu için kendine yer bulamamış, kariyerine bir süre kendi başına devam etmiştir. Ardından 19. yüzyılda Amerika ve İngiltere'de popülerleşen Spiritualizm (Ruhçuluk) akımının İskandinavya'ya yayılmasıyla metafizikle ilgilenmeye başlamış ve dört kadın ressamla birleşip "The five" adını verdikleri bir sanat grubunu kurmuş. Bu grupta transa geçerek resim yapmayı deneyimlemiştir. Kısacası Sürrealizmin simgesi olan bilinçdışı üretimi (otomatizm diye de bilinir) sanatla ilk defa birleştiren af Klint ve The Five olmuştur. Neticede ilk soyut resmi de 1911' de Kandinsky değil 1906'da af Klint çizmiştir. Döneminin sanat normlarının dışında af Klint Soyut Dışavurumculuğun simgesi olan dev kanvaslarla çalışmıştır. Kısacası 1.57 boyunda olması Pollock ve diğer soyut Dışavurumcuların 21. yüzyıl benliğimize maskülen diye kazıdığı dev kanvaslarla çalışmasını engellememiştir. 

Hilma günlüklerinde tablolarını trans halindeyken koruyucu meleğinin kendisine çizdirdiğini yazmıştır. Söylendiğine göre koruyucu meleği Hilma'dan işlerini sergilememesini istemiştir. Ona işlerinin ancak öldükten yirmi yıl sonra sergilenebileceğini söylemiştir. İroniktir ki bu dönem soyut resmin modern sanat tarihinde zirveye taşındığı 1960'lara denk gelmektedir. Neticede Hilma af Klint öldükten yaklaşık 20 yıl sonra işlerini yeğeni ortaya çıkarmıştır.(1)

Hilma af Klint'in yaşam öyküsünü okuduktan sonra, Goethe' nin Eckermann'a söylediği sözü hatırladım:

"En yüksek düzeydeki her üretim, her önemli sezgi...hiç kimsenin kudretinde değildir ve bütün dünyevi güçlerin üzerindedir." İlhamın olmadığı hiçbir büyük sanat yoktur ve bütün ilhamlar bilinç dışı bir öteki taraftan gelir, kendi bilincinin üzerinde bir bilgiden.(2) 


Kaynaklar:(1) Siyah punto ile yazılan bölüm ve af Klint'in tabloları, Hande Lara Sever (5harfliler.com) dan alındı.

(2) Stefan Zweig-Kendileriyle Savaşanlar. (s:7)












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder