A. SCHOPENHAUER' E ÖVGÜLER
Arthur Schopenhauer (1788-1860 ) Alman filozof ve düşünür. Hinduizm ve Budizm felsefesinden etkilenerek, dünyevi bir yaşamdan el çekmeyi ve bir keşiş gibi yaşamayı, mutluluğu artırmayı değil, acıları azaltmanın yollarını arayan bir yaşam şeklini öneren felsefesi, aklın(Rasyonalizm) temele oturtulduğu felsefe tarihinde yeni bir bakış açısı anlamına geliyordu. Ve felsefesi, Psikoloji, Psikanaliz, Müzik, Edebiyat gibi entelektüel ve sanatsal alanlarda büyük etki gösterdi. En ünlü eseri " İstenç ve Tasarım Olarak Dünya "dır.
İşte! Edebiyat ve sanat alanında büyük başarılar göstermiş yazar ve sanatçıların A. Schopenhauer hakkında söyledikleri övgü dolu sözler: " Yalnızca Thomas Mann( Buddenbrooks Kitabı) değil, başka pek çok zihinde de A. Schopenhauer' e borçlu olduğunu kabul eder. Tolstoy, Schopenhauer için " insanlar arasında eşi olmayan bir dahi" diyordu. Richard Wagner' e göre o " Cennetten gönderilen bir armağandı." F. Nietzche, Leipzig' deki kullanılmış kitap satan bir dükkandan eski püskü bir Schopenhauer kitabı aldıktan ve onun ifadesiyle o dinamik, kederli dahinin zihni üzerinde çalışmasına izin verdikten" sonra hayatının bir daha asla aynı olmadığını söylemiştir."
Schopenhauer, Batı dünyasının entelektüel haritasını sonsuza dek değiştirmiştir ve o olmasaydı çok daha zayıf bir Freud, Nietzche, Hardy, Witgenstein, Beckett, İbsen ve Conrad' ımız olurdu."
Irvin Yalom, Bugünü Yaşama Arzusu, (Schopenhauer Tedavisi)
"Homo homini lupus" der Schopenhauer. Yani" insan insanın kurdudur." Kendi ifadesi ile iki ayaklılar dünyada cehennemi yaratırlar.Haksız da sayılmaz değil mi?Bu söz, Sartre' ın " Çıkış Yok" adlı kitabının da esin kaynağıdır.
Batı dünyasının entelektüel haritasını sonsuza dek değiştiren bu karamsar,yalnız, insansevmez diye bilinen filozof, çektiği aşk acıları açısından değerlendirildiğinde, belki de filozofların en hassasıdır. O kadar hassastır ki, bir dizi kaniş besleyip en yakın dostluklarını onlarla kurar. Ona göre hayvanlarda insanların sahip olmadığı bir zarafet ve yumuşak başlılık vardır:" Hangi hayvana baksam büyük keyif alıyorum; onlara bakmak beni çok mutlu ediyor" der. Filozof köpeklerine düşkünlüğünü onlara "Efendim" diye hitap ederek gösterir; hayvan haklarıyla da ilgilenmeye başlar. 1840 yılında Schopenhauer yeni bir kaniş alır ve ona, Brahmanlarca dünya ruhu olduğuna inanılan Atma' nın adını verir. Genel olarak Doğu dinlerine, özellikle de Brahmanlığa ilgi duymaktadır. 1850' de köpeği Atma ölür. Schapenhauer bu defa kahverengi bir kaniş alır. Butz adını verdiği bu köpek onun en sevdiği kanişi olur. Mahallenin çocukları köpeği " genç Schopenhauer" diye çağırırlar.
(Alain de Botton- Felsefenin Tesellisi)
İnsanlardan esirgediği sevgiyi, şefkati köpeklerine verir, o bir hayvanseverdir çünkü.
Yazımı, Schopenhauer' ın üzerinde çok düşündüğüm bir sözüyle sonlandırıyorum. Belki siz de düşünmek istersiniz: " En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız olduğunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez." Ne dersiniz, değmez mi?
"Homo homini lupus" der Schopenhauer. Yani" insan insanın kurdudur." Kendi ifadesi ile iki ayaklılar dünyada cehennemi yaratırlar.Haksız da sayılmaz değil mi?Bu söz, Sartre' ın " Çıkış Yok" adlı kitabının da esin kaynağıdır.
Batı dünyasının entelektüel haritasını sonsuza dek değiştiren bu karamsar,yalnız, insansevmez diye bilinen filozof, çektiği aşk acıları açısından değerlendirildiğinde, belki de filozofların en hassasıdır. O kadar hassastır ki, bir dizi kaniş besleyip en yakın dostluklarını onlarla kurar. Ona göre hayvanlarda insanların sahip olmadığı bir zarafet ve yumuşak başlılık vardır:" Hangi hayvana baksam büyük keyif alıyorum; onlara bakmak beni çok mutlu ediyor" der. Filozof köpeklerine düşkünlüğünü onlara "Efendim" diye hitap ederek gösterir; hayvan haklarıyla da ilgilenmeye başlar. 1840 yılında Schopenhauer yeni bir kaniş alır ve ona, Brahmanlarca dünya ruhu olduğuna inanılan Atma' nın adını verir. Genel olarak Doğu dinlerine, özellikle de Brahmanlığa ilgi duymaktadır. 1850' de köpeği Atma ölür. Schapenhauer bu defa kahverengi bir kaniş alır. Butz adını verdiği bu köpek onun en sevdiği kanişi olur. Mahallenin çocukları köpeği " genç Schopenhauer" diye çağırırlar.
(Alain de Botton- Felsefenin Tesellisi)
İnsanlardan esirgediği sevgiyi, şefkati köpeklerine verir, o bir hayvanseverdir çünkü.
Yazımı, Schopenhauer' ın üzerinde çok düşündüğüm bir sözüyle sonlandırıyorum. Belki siz de düşünmek istersiniz: " En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız olduğunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez." Ne dersiniz, değmez mi?
Güzel bir yazı olmuş. Schopenhauer'da kendimden izler buldum. Bulunulan andan zevk almayı becerebilmek, bence de bilgeliği gerektirir ve böyle bir uğraş, ciddi bir çabaya değer kanısındayım. Selamlarımla...
YanıtlaSilDüşüncenizi paylaştığınız için teşekkür ederim ve yorumunuza katılıyorum...
Silİddia ediyorum ki "Schopenhauer Tedavisi" kitabında ifade edildiği üzere, bu dünyadan Arthur Schopenhauer geçmeseydi, şu an felsefede ve psikoljide pek çok konu babasız kalmış olurdu.. Onu bir kez; ama anlamaya çalışarak okuyan birinin hayatı mutlaka değişir, en azından kişi kendinde bu gücü bulur. Dünya düşünsel tarihi, hiç hak etmediği halde, üzerine "karamsar ve insansevmez filozof" yaftası yapıştırılıp ötelenmiş ve kaçınılması gereken bir filozof olarak addedilen Arthur'a gerçekten çok şey borçlu. İnsan'ı anlamak için Schopenhauer okuyun, mutlaka
YanıtlaSilSanırım bir Schopenhauer hayranıyla karşı karşıyayım.Buna ne kadar sevindim.Yorumunuza katılıyorum ve düşüncelerinizi yazdığınız için teşekkür ederim...
Sil