1 Nisan 2013 Pazartesi




POLİTİK  DOĞRULUK MU, YOKSA İKİYÜZLÜLÜK MÜ?


1990' lı yıllarda Amerikan Kültüründe popüler olan Politik Doğruluk( political correctness) özetle; cinsiyet, ırk, kültür, sakatlık, yaş ve diğer kişilik özelliklerinin olabildiğince az gücenmesini amaçlayan dil, fikir, kural ve davranışlardır. 

Güncelliğini hiç kaybetmeyen politik doğruluk kavramı, gerçekten doğruluğu mu ifade ediyor, yoksa insanı ikiyüzlülüğe mi itiyor? Cevabı verebilmek için doğruluk ve politika sözcüklerinin anlamlarını bilmek, sonra da bu iki sözcükten üretilen kavramın nasıl anlam kargaşasına yol açtığının ayrımına varmak gerekir. Politikanın anlamlarından birisi; bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşamak, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanmak gibi yollarla işini yürütmektir.(T.D.K.Sözlüğü) Felsefik olarak doğruluk ise düşüncenin gerçekle uyuşması; yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olmasıdır. O halde  düşüncemiz gerçekle uyuşmuyorsa, düşüncemizi karşımızdakini incitebilir endişesiyle kıvırarak söylüyorsak yani politika yapıyorsak politik doğruluktan söz edebilir miyiz? Kafanız karıştı değil mi? Çoğumuz sözcükleri ya da kavramları duyduğumuz veya bir yerden okuduğumuz şekliyle kullanırız ama bu sözcük ya da kavramların neler ifade ettiğini, anlamlarını merak edip araştırmayız bile.

Politik doğruluğun, yapabileceğimiz en kötü şeyin birini rahatsız etmek, incitmek olduğunu varsayan bir fikir olduğunu düşünürsek herkesin bir şeylerden rahatsız olmamasını nasıl sağlayabiliriz veya sağlamalı mıyız? Tabii ki hayır. İnsan, doğası gereği farklı olandan, farklı düşünenden, değişikliklerden rahatsız olur. Bazılarının espri anlayışı, başarısı, cesur olması diğerlerini rahatsız eder. Rahatsızlık veriyor diye bütün bu özelliklerden vazgeçilmeli mi? Yoksa rahatsızlık verse de farklılıkları yeni şeyler ortaya çıkarabilmek için mi değerlendirmeli? 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder