21 Temmuz 2023 Cuma

 


BİR KİRAZ HİKAYESİ



Vaktiyle Fatımi Halifesi el-Aziz'in yolu bir sebeple Baalbek'e düşmüş. Halife'nin şerefine sofralar kurulmuş, ziyafetler verilmiş, yenilmiş içilmiş. İkram edilen bütün yemeklerin tadına bakıp beğenen Halife, yemeğin sonunda sunulan meyveyi pek beğenmiş. "Bu nefis meyvenin adı nedir?" diye sormuş. Baalbekliler Halife'nin sorusuna şaşırsalar da "Kirazdır efendimiz." demişler. Halife "Biraz daha getirin" demiş ve Baalbek'ten ayrılıncaya kadar bu leziz kirazlardan başka bir şey yememiş.

Şehirden ayrılacağı zaman, birkaç deveye kiraz yüklenmesini emretmiş ve Mısır'ın yolunu tutmuş. Mısır'daki sarayına vardığında yorgunluktan uyuyakalmış. Rüyasında nefis kirazları görünce uyanmış ve develere yüklettiği kirazlardan istemiş. 

Halife el-Aziz, heyecanla kirazların gelmesini beklerken, veziri odaya girmiş. Ama bir bakmış ki vezirin elinde kirazlar yok. Halife çok kızmış. "Nerede bu kirazlar, neden getirmiyorsunuz?" diye bağırınca vezir korka korka konuşmaya başlamış: "Efendimiz, bu narin meyveler, günlerce süren yolculuk sırasında çöl sıcaklarına dayanamamış ve hepsi çürüyüp gitmiş." Halife büyük bir üzüntüye kapılmış, öfkelenmiş de...

Halife'nin kendisini azarlamasına içerleyen vezir, işini gücünü bırakıp, efendisine kiraz temin etmenin yollarını düşünmeye başlamış. Ne yapmalı, ne etmeli de Baalbek'ten Kahire'ye kadar sıcakta bozulmadan  kirazları en hızlı bir şekilde getirmeli diye günlerce düşünmüş.

Sonunda aklına müthiş bir fikir gelmiş ve hemen Baalbek'e mektup yazmış. Mektupta, Halife için develere yüklenen kirazların sıcakta çürüdüğünü, efendisinin buna çok üzüldüğünü yazdıktan sonra Baalbek kirazlarının Kahire'ye bozulmadan ulaşabilmesinin yolunu söylemiş. "Baalbek'te Kahire'yle haberleşme için bine yakın eğitimli güvercin vardır. Bu güvercinlerin her biri için bir ipek kese hazırlansın. Bu keselerin her birinin içine bir kiraz konsun ve her güvercinin bir ayağına uygun bir şekilde bağlanarak Kahire'ye gönderilsin" demiş.

Mektup Baalbek'e ulaştığında şehrin yöneticisi şaşırıp kalmışsa da emri yerine getirmek üzere harekete geçmiş. Ertesi sabah erkenden güvercinler Baalbek'ten gökyüzüne salınmış. Her birinin ayağında bir ipek kese ve kesenin içinde bir kirazla. Salınan güvercinlerin tam altı yüzü akşama doğru Kahire'ye varmışlar. Taze Baalbek kirazları akşam yemeğinde Halife'nin sofrasında hazır olmuş ve böylece Halife çok sevdiği kirazlarına kavuşmuş.

Kaynak: Hüzün Melikesi / Selçuklular İle Moğollar Arasında Geçen Bir Ömür, Erkan Göksu. Kronik.

Not: Baalbek ya da Ba'lebek, Lübnan'ın Bika iline bağlı Baalbek ilçesinin merkezi olan şehirdir. M.Ö 1100 yıllarında Fenikeliler tarafından kurulmuştur. İlçe merkezi Bika Vadisi'nde yer alır. Ayrıca bu şehir, 1984 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. (Vikipedi)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder