TECRÜBE Mİ DEDİNİZ?
"Tecrübe, yaşlanarak değil, yaşayarak kazanılır; ve zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır" demiş Peyami Safa. Yaşayarak kazandığım tecrübeye (deneyim) göre edindiklerim:
-Yapanın yanına kar kalıyor.
-Kapanın elinde kalıyor.
-Yapıyor, işletiyor, devrediyor; geri kalan yaşamında rahat ediyor.
-İyiler erken ölüyor, kötüler ise uzun yaşıyor. (İyi olup uzun yaşayanlar istisnadır sadece)
-"Vefa" denilen şey İstanbul'da bir semtin adıdır.
-"ADALET" kız çocuklarına verilen bir isimden ibarettir.
-Sadakat mi dediniz; o da neymiş? Bir köpek al, besle ve sadakati gör!
-"Benim memurum işini bilir." (Rüşvete teşvik ve normalleştirme!)
-Ne yani, tabii ki "bal tutan, parmağını yalar."
-Kuşkularım olsa da, hırsız olmayan zengin olamaz; emek vererek, alın teri dökerek kazandığın parayla anca karnını doyurabilirsin.
-Fakir çalarsa hırsızlık, zengin çalarsa yolsuzluk oluyor.
-Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni "aziz" ilan edecek bir kilise satın alabilirsin. (Comte De Lautreamont)
-Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar. Gitmek istersen, "Onuncu Köy"e, taa Denizli'nin Çal ilçesine gidebilirsin ancak. Ya da Fakir Baykurt'un "Onuncu Köy" romanını okuyup derin bir iç geçirirsin..
-Aklınıza gelebilecek her şeyin iyi ya da kötü bir değeri vardır; ZAMAN hariç!
-Amaca giden her yol mübahtır; buna yalan söylemek, dahil.
-Fırıldak gibi dönen her devrin adamları, her dönemde itibar sahibi olup, saygı görüyorlar.
- Ve son olarak değişmeyen bir şeyi Maksim Gorki söylemiş: "Eskiden bir adamı hırsızlık edince hapse atarlardı. Şimdi doğruyu söylediği için hapsediyorlar."
Diliyor ve umuyorum ki, yeni nesil tüm bunları deneyimlemeden yaşlansın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder