SALYANGOZLAR HAKKINDA ŞAŞIRTICI GERÇEKLER
Sizi bilemem ama ben, kara yumuşakçalarından olan salyangozlar ve solucanlardan tiksiniyorum. Bu durum elimde değil. Oysa, onların yeryüzünün en masum canlıları olduğunu biliyorum. Sırf bu nedenle bile olsa salyangoz ve solucanlara karşı bir sempatimin olması gerekir değil mi? Ama yok. Oysa, deniz yumuşakçalarını afiyetle mideme indiriyorum. Üstelik onlara karşı sempati beslerken hem de. :)
Çoğunlukla yavaşlıkları ile bilinen salyangozların bir türü yaklaşık 80 cm'ye ulaşabilir! Devasa bir salyangoz düşünebiliyor musunuz? Ben düşünemiyorum; böyle bir salyangozu gördüğümde ne yapardım, bilemiyorum doğrusu. İki gündür Ankara'da devam eden sağanak yağışlar bu masum yumuşakçaların yürüyüş güzergahlarına çıkmasına neden oldu. Yanlışlıkla üzerlerine basmamak için pür dikkat yürürken neden salyangozlarla ilgili bir araştırma yapmıyorum ki diye düşündüm ve öğüre öğüre de olsa birkaçının fotoğrafını çektim. Bu çekim, benim için hiç de kolay olmadı. Şimdi, fotoğrafları paylaşıp, salyangozlarla ilgili şaşırtıcı gerçekleri yazabilirim.
1.SÜMÜKLÜ BÖCEKLERDEN FARKLARI YOKTUR.
Aslında tek farkları salyangozların kabuklarının olmasıdır. Limacidae ve Milacidae gibi bazı sümüklüböcek ailelerinin vücutlarının iç kısmında gizlenmiş kabuk plakaları vardır. Daha küçük kabuklar, bu canlıların daha hareketli olmalarını sağlar ve avı kovalamak söz konusu olduğunda bu durum evrimsel bir avantaja dönüşür.
2. DENİZ KABUKLULARIYLA AKRABALAR.
Salyangozlar ve sümüklüböcekler yumuşakçadırlar ve dolayısıyla istiridye, deniz tarağı ve midye ile aynı kategoriye girerler. Gastropodlar (salyangozlar ve sümüklüböceklerin taksonomik sınıfı), yaşayan yumuşakça türlerinin %80'inden fazlasını içeren en büyük yumuşakça grubudur. Aynı zamanda biçim, habitat ve davranışlar açısından en çeşitli hayvan gruplarından da biridir.
3. DÜNYA ÜZERİNDE HER YERDE YAŞARLAR.
Dünya üzerinde 150.000 kadar gastropod türü bulunduğu tahmin edilmektedir ve bu türler çöllerden derin okyanuslara kadar her yerde yaşayabilirler.
4. MUHTEMELEN EROS'UN (MİTOLOJİK AŞK TANRISI) İLHAM KAYNAĞIDIR.
Bir araştırmacı, Eros oku mitinin bir bahçe salyangozu olan Helix aspersa'nın çiftleşme ritüellerinden gelebileceğini savunmuştur. Bu salyangozlardan bazıları, sevgililerini spermlerin hayatta kalma şansını artıran mukus ile sarılı "aşk okları" ile vururlar (salyangozlar hermafrodittir ve her iki birey de çiftleşme sırasında sperm alır). Diğer yandan çok eski zamanlarda insanlar bu mukus kaplı minik okların kalsiyum kaynağı ya da afrodizyak olduğuna inanıyorlardı. McGill Üniversitesi'nden Ron Chase, bu inanışın Eros'un arzu uyandıran titremesinin ardındaki ilham kaynağı olabileceğini savunmaktadır.
5. TIBBİ YAPIŞTIRICILARIN İLHAM KAYNAĞI OLMUŞTUR.
Boston's Children Hospital ( Boston Çocuk Hastanesi) ve MIT'ten (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) araştırmacılar, bir salyangoz salgısının yapışkanlığını taklit eden bir yapıştırıcı geliştirdiler. Aynı jel deniz salyangozlarının dalgalara rağmen kıyıdaki kayalara yapışmasını sağlamaktadır. Bu tıbbi yapıştırıcı, kalp kusurlarının onarımında kullanılmak üzere tasarlanmıştır ve geleneksel dikişlerin sızdırabileceği pürüzlü yüzeylere bile yapışmaktadır. Şimdilik yalnızca domuz kalplerinde test edilmiştir.
6. SALGILARI CİLT KUSURLARINI DÜZELTEBİLİR.
Bazı çalışmalar sonucu salyangoz salgısının, muhtemelen cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olan bir bağışıklık tepkisini harekete geçirerek, yaraların iyileşmesine yardımcı olabileceği bulunmuştur.
7. BAZI SUCUL SALYANGOZLARIN AKCİĞERLERİ VARDIR.
Bazı tatlı su salyangozları sualtında solungaçlarla nefes almaz. Her ihtiyaç duyduklarında yüzeye çıkmalarını gerektirecek akciğerleri vardır. Bazılarında ise hem solungaçlar hem de akciğer bulunur. Elma salyangozunun kendine has sifonu (solunum tüpü) vardır ve bu tüpü yırtıcılara maruz kalmadan nefes almak için suyun yüzeyine kadar uzatabilir.
8. BİR SALYANGOZ BİR DENİZ YILDIZINI MİDEYE İNDİREBİLİR.
Dev deniz salyangozu Charonia tritonis, yaklaşık 80 cm'ye kadar büyüyebilir. Bu tür, keskin bir koku duyusu olan saldırgan bir avcıdır ve zehirli salyasıyla felç ederek denizyıldızı yemeye bayılır.
9. AMERİKAN YERLİLERİ İÇİN, SALYANGOZLAR MUTLULUK SEMBOLÜYDÜ.
Kıtanın keşfinden önce Amerikan yerlileri deniz salyangozunu, kabuğunun dönen şeklinin yaşam döngüsünü temsil ettiğine inanarak, yeniden doğuş ve mutluluk simgesi olarak görmüşlerdir.
10. MÜZİK ALETİ OLARAK TA KULLANILIR.
İnsanlar binlerce yıldır çok büyük deniz salyangozlarının kabuklarını müzik aleti olarak kullanmıştır. Kabuklardan yapılmış bu trompetler, antik Yunan, Hint ve Hawai mitolojisinde önemli bir rol oynar. Örneğin, eski Yunan mitolojisinde, deniz tanrısı Tritonun azgın dalgaları bir kabuklu trompetle sakinleştirdiğine inanılırdı.
11. BİR ARADA BESLENİRLER.
Bazı bahçe salyangozları, hemen yanı başında başka bir yiyecek olsa bile bir diğer salyangozla aynı besin kaynağından yemeyi tercih eder. Aile yemeği mi? Kim sevmez?
12. ULUSLARARASI ARAÇ YARIŞINDA REKABET EDEN İLK KADININ TAKMA ADI "SALYANGOZ"DU.
19. yüzyıl Fransız sosyalisti ve yazarı Helene van Zuylen, 1898 Paris - Amsterdam - Paris parkurunu tamamladı ve uluslararası bir araba yarışında yarışan ilk kadın oldu. Fransa Otomobil Kulübü başkanı olan kocası da "Escargot (Fransız mutfağına özgü salyangoz yemeği)" takma adı ile yarıştı.
13. BAZI TÜRLERİN KILLI KABUKLARI VARDIR.
Karasal salyangozların birkaç türünde ve özellikle genç bireylerde kıllı kabuklar vardır. Bilim adamları, kıllı salyangozlar nemli alanlardan geldiklerinden, bu özelliğin ıslak ortamlarda hareketliliği artıran bir adaptasyon olabileceğini öne sürmüşlerdir.
14. YAZAR PATRICIA HIGHSMITH'İN PARTİLERE GÖTÜRDÜĞÜ DOSTLARI
Strangers on a Train (Trendeki Yabancılar) ve The Talented Mr.Ripley ( Yetenekli Bay Ripley) kitaplarının yazarı Highsmith'in yumuşakçaları insanlara tercih ettiği bilinirdi. Evcil hayvanı olarak birlikte yaşadığı 300 salyangozu vardı ve yazarın eserlerinin çoğunda bu yaratıkların bahsi geçmektedir. Yazarın bir biyografisinde, yazar Joan Schenkar, Highsmith'in "el çantasında salyangoz yetiştiren ve davet edildiği ortamlarda ev sahibinin masasının her yerinde yapışkan izler bırakmalarına sebep olan kadın" olarak anlatıldığını söylemiştir. (Trendeki Yabancı 1951 yılında, Yetenekli Bay Ripley ise 1999 yılında sinemaya uyarlanmıştır.)
15. DÜNYANIN EN KÜÇÜK KARASAL SALYANGOZU İĞNE DELİĞİNDEN GEÇEBİLİR.
Son zamanlarda keşfedilen Angustopila dominikae türüne ait kabuk, 1 mm'den daha küçüktür (yaklaşık 0,8 mm) ve bu haliyle muhtemelen şimdiye kadar bulunan en küçük kara salyangozudur. Bu canlının 10 tanesini arka arkaya dizerseniz, hepsi birlikte bir iğne deliğinden geçebilir. 5 mm'den daha kısa salyangozlar mikrogastropod olarak adlandırılırlar. (1)
--SALYANGOZLAR SAĞIRDIR!
Salyangozlar görebilirler ama duyamazlar çünkü kulakları ve kulak kanalları yoktur. Çoğu kara salyangozunun iki tane uzun anteni ve antenlerin uç kısımlarında gözleri vardır; altta kısa olan iki anteni ise koku almak ve etraftaki titreşimleri hissetmek için kullanırlar.
--Salyangozların yaşam süreleri 3 ila 7 yıl arasındadır. Hatta bakılıp beslendikleri zaman yaşam süreleri 10-15 yıla kadar çıkabilir.
--KALSİYUM KARBONATLI KABUKLAR!
Salyangoz kabuğunun yapısında kalsiyum karbonat vardır. Salyangoz büyüdükçe kabuğu da büyümeye devam eder. Salyangozlar, kabuklarını sert tutmak için önemli miktarlarda kalsiyum içeren gıdalar ile beslenmelidir. Kara salyangozlarının çoğu otçuldur ama etçil salyangoz çeşitleri de vardır.
--DİŞLİ DİLLER!
Salyangozların radula adı verilen dişli bir dil yapısı vardır. Dişler çok küçük olup yiyecekleri parçalamak ve öğütmek için kullanılır. Ortalama bir bahçe salyangozunun dili üzerinde sıralı halde bulunan 14.000'in üzerinde diş vardır. (2)
Kaynaklar:
(1). turkiyeyabanhayati.org
YAZAR: SHAUNACY FERRO
30 Eylül 2015
ÇEVİREN: AYSUN ALTIKAT
(2). evrimagaci.org
Salyangozlar ve yumuşakçalarla ilgili edindiğim bu bilgilerden sonra, onlara karşı tiksintim devam edecek mi bilmiyorum ama kolayına kaçarak, zamanın akışına bırakıyorum...:) Şimdilik kızımın önerdiği hücre yenileyen Güney Kore yapımı salyangoz kreminden olabildiğince uzak duruyorum. Krem kutusunu görmek bile tüylerimi diken diken ediyor.