KİTAPLAR
Atını yularından tutup ardından çekene yürümek kolay gelir, derler. Bizim Jacques, Napoli ve Sicilya kralı, o genç, güzel, gürbüz adam sedyeyle taşıtırmış kendini uzun yollarda, başı fukara işi bir yastığa dayalı, boz kumaştan bir giysi ve takkeyle; ama şahane bir alay gelirmiş ardından: tahtırevanlar yularından çekilen türlü türlü binek atları, rütbeli cübbeli kodamanlar, görevliler: Bu ne perhiz, bu ne turşu dedirtecek gibi. İyileşmek elinde olan bir hastaya acınmaz. Pek doğru olan bu atasözünü ben denemiş ve kullanmış olarak, kitaplardan gördüğüm yarar için söyleyebilirim. Gerçekten ben kitapları, kitap nedir bilmeyenlerden fazla kullanmam diyebilirim. Cimriler nasıl nasıl günün birinde kullanacağım diye hiç dokunmazlarsa definelerine, ben de öyle saklarım kitaplarımı. Ruhum onların benim olmasıyla doyar, yetinir. Savaşta, barışta kitapsız yola çıktığım olmaz, yine de hiç kitap açmadığım günler, aylar olur. Biraz sonra, yarın, canım istediği zaman okurum, derim. Zaman yürür gider beni dertlendirmeden; çünkü kitaplarımın dilediğim zaman bana sevinç verecekleri, yaşamıma destek olacakları düşüncesi anlatabileceğimden daha büyük rahatlık verir bana. İnsan hayatı denen bu yolculukta benim bulduğum en iyi nevale kitaplardır ve ondan yoksun anlayışta insanlara çok acırım.
KİTAP III, BÖLÜM III
Vermekte aşırı giden bir kralın uyrukları istemekte aşırı giderler: Akla göre değil örneklere göre pay biçerler kendilerine.
KİTAP III, BÖLÜM VI
Bir düzeni sarsanlar, onun yıkılmasıyla ilk ezilenler olur çoğu kez. Kargaşalığı çıkaran, yararını kendi görmez pek: Başka balıkçılar için suları bulandırmış olur.
KİTAP I, BÖLÜM XXIII
Kaynak: MONTAIGNE - DENEMELER, s: 223-224. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.Fransızca aslından derleyerek çeviren: Sabahattin Eyüboğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder