13 Mayıs 2018 Pazar




YEMİNİ İLE DOKTORLARIN VİCDANI OLDU
HİPOKRAT (M.Ö. 460-377)


Üzerinde haç şeklinde Hipokrat yemininin işlenmiş olduğu 12.yüzyıl Bizans yazması


Kim derdi ki, M.Ö. 460 yılında İstanköy'de (Kos Adası) doğan Hipokrat'ın (Hippocrates) adı, ölümünden binlerce yıl sonra bile, dünyanın dört bir yanında, doktorların mesleğe bağlılıklarını gösteren yemin ile birlikte kulaklarda çınlayacak. Babası da bir hekim olan Hipokrat, Taşoz, Abdera (Güney Trakya), Larissa (Çanakkale-Ezine civarında) ve Kyzikos'ta ( Balıkesir-Erdek civarı) baba mesleğini devam ettirmiş ve bir süre sonra İstanköy'e dönerek, ölene kadar burada hekimlik yapmıştı. Anlayacağınız üzere, tarihe Tıbbın Babası olarak ismini yazdıran Hipokrat, üzerinde yaşadığımız toprakların insanı. Bu topraklar, ki ne filozoflar ne düşünürler ne biliminsanları yetiştirmiştir...

Yunanlı bilge, döneminin iki önemli tıp ekolünden biri olan ve hastalıklar söz konusu olduğunda insan vücudunu bir bütün olarak ele alan Kos ekolünün en önemli ismi olmuştu. Diğer bir ekol olan Knidos (Datça) ise, belirli hastalıklar üzerinde yoğunlaşıyor ve teşhise dönük çalışıyordu. Hipokrat, geride bıraktığı ve kendi adını taşıyan külliyatı Hipokrat yazıları (Corpus hippocraticum) ile bu şöhretini haksız yere kazanmadığını gösteriyordu. 

O çok ünlü yemine de beşiklik eden Hipokrat külliyatına gelirsek; bunların antik Yunan'dan kalma yaklaşık yetmiş kadar tıbbi yazıttan oluştuğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar "Bunların hepsi Hipokrat tarafından mı kaleme alındı?" sorusunun cevabı havada kalmış olsa da, uzmanlara göre, külliyatın bir kısmı Hipokrat'ın, kalanı ise takipçilerinin elinden çıkmıştır.

Tıbbi uygulamaların ahlakına dair ufuk açıcı bir belge ve Hipokrat Külliyatının en önemli parçası olarak kabul edilen Hipokrat Yemini, her ne kadar son zamanlarda orijinalliği tartışılmaya başlansa da , Hipokrat'ın günümüz tıbbına yaptığı en büyük katkı olarak kabul edilir.

Bugün ölümünün üzerinden neredeyse 2 bin 500 yıldan fazla zaman geçti ama Hipokratsız bir tıp jargonu hayal bile edilemiyor. Tıp tarihçisi Fielding Garrison'a göre Hipokrat'ın ölümünden sonra belli bir dönem tıp dünyası bir fetret devri yaşamış; bu bunalım, bir başka Yunan hekim Galen'in (M.Ö 200-129) Hipokrat Tıbbı'nı standartlaştırması ile aşılmıştı. Orta Çağ'da Araplar Hipokrat'ın yöntemlerini adapte etti.

NOTLAR

* İstanköy'de (Kos) doğdu, burada hekim oldu ve burada öldü.

* Hastalıkların tedavisinde temizliğin ve dinlenmenin önemine dikkat çekti.

* İnsan vücudunun içindeki kan, lenf ve safra gibi sıvıların (dört unsur olarak bilinir) dengesinin bozulması ile vücut dengesinin bozulduğunu ve hastalıkların baş gösterdiğini savundu.

* Hastalıkların doğaüstü olayların değil, çevre faktörlerinin sonucu ortaya çıktığını savunan ve zatürre, epilepsi (sara) hastalıklarının belirtilerini ilk tanımlayan hekim oldu.

* Düşünce ve duyguların kalpten değil, beyinden kaynaklandığı fikrini ilk ortaya atan isim oldu.

* Egzersiz ve dinlenme ile birçok hastalığın önüne geçilebileceğini savundu.

* Adı ile anılan Hipokrat Yemini, kendisi tarafından değil, büyük bir ihtimalle öğrencilerinden biri tarafından M.Ö 5. yüzyılda kaleme alındı.

* Yunanlı filozoflar Platon ve Aristo'da kendisinden büyük hekim diye bahsetmiş, külliyatı yaklaşık yirmi asır kadar tıp dünyasına ışık tutmuştu.


Kaynak:

Ali Çimen - Tarihi Değitiren Bilginler (Popüler Tarih)
s:19-25
Bilgiler adı geçen kaynaktan tarafımca derlenmiştir.


Görsel: cafrande.org web sitesinden alınmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder