TİRAJİK BİR AŞK HİKAYESİYLE YAZILAN
PORTEKİZ TARİHİ:
PORTEKİZ TARİHİ:
DOM PEDRO VE İNES DE CASTRO' NUN ÖLÜMSÜZ AŞKI
Tarihte kral ve kraliçelere ait bilinen birçok aşk hikayesi vardır. Aşkı için tahtından vazgeçen bir kral, tahtını bırakmadan aşkını yaşayan ama hiç evlenmeyen bir kraliçe gibi. Ama, yasak aşkı için ölümü göze alan bir veliaht prensin hikayesi var ki, okuyanların ve dinleyenlerin içini yakıyor. Söz ettiğim Dom Pedro ile İnes de Castro' nun hikayesi. Tirajik sonundan mıdır, yoksa yeryüzünde böylesine tutkulu, sadık bir aşk gerçekten yaşanmış mıdır şüphesinden mi bilemiyorum, tarihe kazınmış ve Portekiz'in tarihiyle birlikte anılır olmuş bu aşk hikayesi.
14. yüzyıl ortaları... Marco Polo' dan, İbni Batuta' ya ünlü gezginlerin yazdığı eserler ve çizdikleri haritalarla coğrafi keşiflerin başladığı bir dönem. Avrupa' daki krallıklar Hindistan yoluna diğerlerinden daha önce ulaşmak için birbirleriyle yarışmaktadır. Marco Polo, Venedik'e dönüşünde, onu kuşkuyla karşılayan Venedikliler, alayla kendisine "milyonları olan adam" adını verdiler. Marco Polo'nun yapıtının başlığı ise, Le livre des merveilles du monde' dur.
İbni Batuta adlı Berberi bir gezgin ise, Mekke'ye bir hac yolculuğu gerçekleştirmek üzere Tanca'dan yola çıkar. 20 yaşındadır ve 29 yıl boyunca, Suriye'den İsfahan' a, Şiraz' dan Musul' a, Afrika' nın doğu kıyılarından Horasan' a yolculuk yapmıştır. Dönüşünde anılarını dikte ettirdiği "Rıhle" sindeki bazı yerler hayal ürünü olsa da, dünyanın birçok yöresinin 14. yüzyıldaki halini en doğru ve açık şekilde anlatan elimize kalmış en önemli kitaptır bu eser.
Ortaçağ'da, 14. yüzyılın başında Kilise'nin prenslerin ve hükümdarların açgözlülüklerinin hedefi olduğu ve papayı kaçmaya zorlayan 'Roma kargaşasından' sonra, Hristiyanlık dünyası önderini eski piskoposluk sarayından ve elbette Tiber kıyılarından çok daha güvenli bir yerde barındırmak zorunlu olmuştu. Bu güvenli yer, Fransa' nın güneyinde yer alan Avignon'du. İtalya'dan bu zorunlu gidiş inanılmaz bir kargaşa yaratmıştı. Aynı zamanda küçük düşürücüydü. İtalyan şair ve yazar Dante Alighieri, bu zorunlu sürgünü "Babil Sürgünü" veya "İblislerin Buluşması" olarak nitelendirdiğinden hain ilan edilmişti. Papa XII. Benedictus' un (sürgünden 35 yıl sonra), Roma' ya dönmeye teşebbüs etmediği tek bir gün bile geçmiyordu, ama aklın sesi ona, medeni düzen kurulmadan İtalya' ya geri dönmenin Hristiyanlık dünyasının yönetimini ciddi bir tehlikeye atacağını fısıldıyordu.
Avrupa'da genel durum buydu: Krallıklar arası süren kargaşa ve çatışmalara rağmen, denizcilikte güçlü olan Portekiz ve Kastilya krallarının amacı, okyanusları aşarak Hindistan' a varmak ve oranın zenginliklerinden yararlanmaktı. Bunun için deniz seferlerine diğerlerinden önce çıkmak gerekti. İşte böyle bir çağda, iki insanın yürek burkan aşkı tarihe tanıklık ediyor ve kendi tarihini yazıyor.
Fransa' nın ödüllü yazarı Gilbert Sinoue, "Çarmıhtaki Kraliçe"de Portekiz ve dünya edebiyatına esin kaynağı olmuş delice bir tutkunun efsanevi aşk hikayesini anlatır. İnes de Castro ile Portekiz tahtının varisi Prens Dom Pedro' nun tutku ve bağlılık dolu aşkını; ölümün bile ayırmayı başaramadığı iki insanın macerasını... Bunu yaparken de, Orta Çağ Avrupası'ndaki siyasi entrikaları, iktidar mücadelelerini, baskın tarikatlar arasındaki ayrılıkları, din-yönetim çıkar çatışmalarını ve arka planda da toplumsal ilişkileri tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Kitap (tarihi roman), 254 sahife ve bir solukta okunuyor.
Yıl 1340. Montemor Sarayı. Portekiz Kralı IV. Afonso, oğlu veliaht prens Dom Pedro'nun Kastilyalı bir dükün kızı olan Constanza'yla evlenmesine karar verir. Bilindiği üzere bu tür evlilikler siyasi çıkarlar üzerine kurulduğundan, veliaht prensin hayır deme şansı yoktur.
14. yüzyıl ortaları... Marco Polo' dan, İbni Batuta' ya ünlü gezginlerin yazdığı eserler ve çizdikleri haritalarla coğrafi keşiflerin başladığı bir dönem. Avrupa' daki krallıklar Hindistan yoluna diğerlerinden daha önce ulaşmak için birbirleriyle yarışmaktadır. Marco Polo, Venedik'e dönüşünde, onu kuşkuyla karşılayan Venedikliler, alayla kendisine "milyonları olan adam" adını verdiler. Marco Polo'nun yapıtının başlığı ise, Le livre des merveilles du monde' dur.
İbni Batuta adlı Berberi bir gezgin ise, Mekke'ye bir hac yolculuğu gerçekleştirmek üzere Tanca'dan yola çıkar. 20 yaşındadır ve 29 yıl boyunca, Suriye'den İsfahan' a, Şiraz' dan Musul' a, Afrika' nın doğu kıyılarından Horasan' a yolculuk yapmıştır. Dönüşünde anılarını dikte ettirdiği "Rıhle" sindeki bazı yerler hayal ürünü olsa da, dünyanın birçok yöresinin 14. yüzyıldaki halini en doğru ve açık şekilde anlatan elimize kalmış en önemli kitaptır bu eser.
Ortaçağ'da, 14. yüzyılın başında Kilise'nin prenslerin ve hükümdarların açgözlülüklerinin hedefi olduğu ve papayı kaçmaya zorlayan 'Roma kargaşasından' sonra, Hristiyanlık dünyası önderini eski piskoposluk sarayından ve elbette Tiber kıyılarından çok daha güvenli bir yerde barındırmak zorunlu olmuştu. Bu güvenli yer, Fransa' nın güneyinde yer alan Avignon'du. İtalya'dan bu zorunlu gidiş inanılmaz bir kargaşa yaratmıştı. Aynı zamanda küçük düşürücüydü. İtalyan şair ve yazar Dante Alighieri, bu zorunlu sürgünü "Babil Sürgünü" veya "İblislerin Buluşması" olarak nitelendirdiğinden hain ilan edilmişti. Papa XII. Benedictus' un (sürgünden 35 yıl sonra), Roma' ya dönmeye teşebbüs etmediği tek bir gün bile geçmiyordu, ama aklın sesi ona, medeni düzen kurulmadan İtalya' ya geri dönmenin Hristiyanlık dünyasının yönetimini ciddi bir tehlikeye atacağını fısıldıyordu.
Avrupa'da genel durum buydu: Krallıklar arası süren kargaşa ve çatışmalara rağmen, denizcilikte güçlü olan Portekiz ve Kastilya krallarının amacı, okyanusları aşarak Hindistan' a varmak ve oranın zenginliklerinden yararlanmaktı. Bunun için deniz seferlerine diğerlerinden önce çıkmak gerekti. İşte böyle bir çağda, iki insanın yürek burkan aşkı tarihe tanıklık ediyor ve kendi tarihini yazıyor.
Fransa' nın ödüllü yazarı Gilbert Sinoue, "Çarmıhtaki Kraliçe"de Portekiz ve dünya edebiyatına esin kaynağı olmuş delice bir tutkunun efsanevi aşk hikayesini anlatır. İnes de Castro ile Portekiz tahtının varisi Prens Dom Pedro' nun tutku ve bağlılık dolu aşkını; ölümün bile ayırmayı başaramadığı iki insanın macerasını... Bunu yaparken de, Orta Çağ Avrupası'ndaki siyasi entrikaları, iktidar mücadelelerini, baskın tarikatlar arasındaki ayrılıkları, din-yönetim çıkar çatışmalarını ve arka planda da toplumsal ilişkileri tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Kitap (tarihi roman), 254 sahife ve bir solukta okunuyor.
Yıl 1340. Montemor Sarayı. Portekiz Kralı IV. Afonso, oğlu veliaht prens Dom Pedro'nun Kastilyalı bir dükün kızı olan Constanza'yla evlenmesine karar verir. Bilindiği üzere bu tür evlilikler siyasi çıkarlar üzerine kurulduğundan, veliaht prensin hayır deme şansı yoktur.
Montemor -o- Velho Kalesi. (portekizli.net)
Dom Pedro, yirmi yaşındadır. On yaşındayken evlendiği Kastilyalı Blanca (ki onun yaşı da Dom Pedro' dan büyük değildir) ile olan evliliği, eşinin bedensel ve zihinsel geriliği nedeniyle sonraki aylarda iptal edilmiş. Bu kez, Villena Prensi ve Escalona Dükü Kastilyalı Juan Manuel' in kızı, ondokuz yaşındaki Dona Constanza ile evlenmek zorundadır, ülkesinin çıkarı için. Kastilya ve Leon Kralı XI. Alfonso da, Portekiz Kralı' nın damadıdır. XI. Alfonso, Portekiz Kralı' nın Dona Maria adındaki kızıyla evlidir. İki kral güçlerini birleştirerek Tarifa' da Mağriplilerin (Kara Sultan) ordusunu yenerler. Bu savaştan sonra, adamları IV. Afonso' ya 'O Bravo' adını taktılar. Yani: Cesur. Damadı da hak ettiği unvanı alır: "İntikamcı."
Dom Pedro ile Dona Constanze evlenirler. Düğün gecesi, Constanze'ın beraberinde getirdiği nedimelerinden biri olan İnes de Castro' yu gören Dom Pedro ilk görüşte İnes'e aşık olur. İnes kendi ülkesinde "kuğu gerdanlı" olarak nam salmış çok güzel bir genç kızdır. Dom Pedro, bundan böyle, İnes de Castro'dan başka hiçbir şey düşünemez olur. Çıkar çatışmalarının ortasındaki Portekiz ve Kastilya' ya barış getirmesi için yapılan bu evlilik, ne yazık ki Afonso' nun ülkesine istenen huzur ve barışı getirmez. Dom Pedro, kraliyet çıkarları için evlenmeyi kabul edecek kadar ülkesine bağlı olsa da ilk görüşte aşık olduğu ve babasına "aklımdaki kadın" dediği İnes'i, kendisiyle birlikte tahta çıkarma planları yapacak kadar gözü kara bir aşıktır.
Her şeye rağmen aşklarını dolu dizgin yaşayan Pedro ve İnes'in hayatı, Peder Johannes'in mektubunun çalınmasıyla karışır. Bu mektupta bir deniz haritasından söz edilmektedir ve hem Portekiz Kralı, hem de Kastilya Kralı bu mektup ve haritaya diğerinden önce ulaşmak istemektedir. Rekabet duygusu ve zengin olma hevesi, evlilikle sağlanan akrabalığın önüne geçer. Çünkü bu harita, tüm Avrupa; İtalya' dan Venedik'e, Kastilya ve Papalığa kadar ticaret yollarını değiştirecek bir haritadır. Eğer harita Papalığın eline geçerse, hem birlik beraberlik sağlanacak, hem de zenginlik gelecektir. Kitap, bu kayıp mektupla birlikte İnes ve Pedro' nun aşkı doğrultusunda ilerler.
Babasının ısrarlarına rağmen avlanmaya gitmeyen, şiir okumayı seven ve şiirler yazan büyük babası Kral Dinis' e hayran olan romantik Dom Pedro' nun Constanza' dan bir oğlu olur ama bebek doğduğu gece ölür. Daha sonraki yıllarda Maria adında bir kızı ve Fernando adında bir oğlu doğacaktır. 1345 yılında Fernando' yu doğururken karısı Constanza ölür. Dom Pedro artık özgürdür. Sevdiği, aşık olduğu kadınla rahatça birlikte olabilecek ve onunla evlenecektir. Umduğu gibi olmaz. Babası Kral IV. Afonso, Portekiz'in geleceği için, tahta gayrı meşru çocukların geçmesini önlemek ister ve saraydan 50 fersah(200 kilometre) uzaklıktaki Coimbra da bulunan Chiara Manastırı' na İnes'i, sürgüne gönderir. Aslında kral, İnes'i Kastilya'ya geri göndermek istemiştir; ancak Pedro onunla birlikte gideceğini söyleyince bir orta yol bulunur. Çünkü kral tek varisini kaybetmek istemez.
Sürgündeyken, Dom Pedro İnes'le Bragança Saint Vincent Kilisesinde gizlice evlenir. İnes'le beraber yaşadığı on yıllık bu ilişkiden çiftin üç çocuğu olur. Kral onların arasına çok uzak mesafeler koysa da onlar mektuplaşarak ve uzağı yakın ederek buluşurlar, aşklarını yaşarlar.
Dom Pedro ile Dona Constanze evlenirler. Düğün gecesi, Constanze'ın beraberinde getirdiği nedimelerinden biri olan İnes de Castro' yu gören Dom Pedro ilk görüşte İnes'e aşık olur. İnes kendi ülkesinde "kuğu gerdanlı" olarak nam salmış çok güzel bir genç kızdır. Dom Pedro, bundan böyle, İnes de Castro'dan başka hiçbir şey düşünemez olur. Çıkar çatışmalarının ortasındaki Portekiz ve Kastilya' ya barış getirmesi için yapılan bu evlilik, ne yazık ki Afonso' nun ülkesine istenen huzur ve barışı getirmez. Dom Pedro, kraliyet çıkarları için evlenmeyi kabul edecek kadar ülkesine bağlı olsa da ilk görüşte aşık olduğu ve babasına "aklımdaki kadın" dediği İnes'i, kendisiyle birlikte tahta çıkarma planları yapacak kadar gözü kara bir aşıktır.
Her şeye rağmen aşklarını dolu dizgin yaşayan Pedro ve İnes'in hayatı, Peder Johannes'in mektubunun çalınmasıyla karışır. Bu mektupta bir deniz haritasından söz edilmektedir ve hem Portekiz Kralı, hem de Kastilya Kralı bu mektup ve haritaya diğerinden önce ulaşmak istemektedir. Rekabet duygusu ve zengin olma hevesi, evlilikle sağlanan akrabalığın önüne geçer. Çünkü bu harita, tüm Avrupa; İtalya' dan Venedik'e, Kastilya ve Papalığa kadar ticaret yollarını değiştirecek bir haritadır. Eğer harita Papalığın eline geçerse, hem birlik beraberlik sağlanacak, hem de zenginlik gelecektir. Kitap, bu kayıp mektupla birlikte İnes ve Pedro' nun aşkı doğrultusunda ilerler.
Babasının ısrarlarına rağmen avlanmaya gitmeyen, şiir okumayı seven ve şiirler yazan büyük babası Kral Dinis' e hayran olan romantik Dom Pedro' nun Constanza' dan bir oğlu olur ama bebek doğduğu gece ölür. Daha sonraki yıllarda Maria adında bir kızı ve Fernando adında bir oğlu doğacaktır. 1345 yılında Fernando' yu doğururken karısı Constanza ölür. Dom Pedro artık özgürdür. Sevdiği, aşık olduğu kadınla rahatça birlikte olabilecek ve onunla evlenecektir. Umduğu gibi olmaz. Babası Kral IV. Afonso, Portekiz'in geleceği için, tahta gayrı meşru çocukların geçmesini önlemek ister ve saraydan 50 fersah(200 kilometre) uzaklıktaki Coimbra da bulunan Chiara Manastırı' na İnes'i, sürgüne gönderir. Aslında kral, İnes'i Kastilya'ya geri göndermek istemiştir; ancak Pedro onunla birlikte gideceğini söyleyince bir orta yol bulunur. Çünkü kral tek varisini kaybetmek istemez.
Sürgündeyken, Dom Pedro İnes'le Bragança Saint Vincent Kilisesinde gizlice evlenir. İnes'le beraber yaşadığı on yıllık bu ilişkiden çiftin üç çocuğu olur. Kral onların arasına çok uzak mesafeler koysa da onlar mektuplaşarak ve uzağı yakın ederek buluşurlar, aşklarını yaşarlar.
Saint Vincent Kilisesi
Kral IV. Afonso, İnes'in oğlan çocuğu doğurduğunu öğrenince, sürgüne gönderdiği İnes'i üç adamına vahşice öldürtür. Dom Pedro bu olayı öğrendiğinde katilleri cezalandırır. Pedro bundan böyle acımasızlığıyla nam salar ve babasına karşı isyan bayrağı açarak savaşır. Yıllar önce falcının Pedro' ya fısıldadığı Ateş ve Kılıç kehaneti gerçekleşir. Bütün Portekiz' in yakılıp yıkılmaması için Afonso tahtı oğluna bırakır ve geri çekilir.
İnes de Castro'yla gizlice evlendiğini açıklayan Pedro taç giyer. Ölen karısının lahdini saraya getiren kral, halkın ortasında ona taç giydirir ve tüm soyluları onun lahdinin önünde diz çökerek saygı duruşuna davet eder. Ve İnes, katledilen kraliçe olarak onurlandırılır. On yıl sonra ölen Kral Pedro, İnes'in yanına gömülür. Tahtını, Constanza'yla olan evliliğinden doğan oğlu Fernando'ya bırakır.
Kimilerine göre; "Geç Orta Çağın yedi ayrıcalıklı krallığından biri olmayı başaran Portekiz, 'Çarmıhtaki Kraliçe' sinin hüzünlü aşkını da tarihe kazır."
Kaynak: Gilbert Sinoue, "Çarmıhtaki Kraliçe"
Daha fazla bilgi için ve fotoğrafları görmek için linki tıklayınız.
http://partiupelomundo.com/historia-de-pedro-e-ines-de-castro/