13 Temmuz 2016 Çarşamba




CUMHURİYET 'İN BAŞKENTİNİ TAÇLANDIRAN MİMAR: CLEMENS HOLZMEİSTER





Başkentimizin güzel havasının yanında,  caddelerinin genişliğini, Cumhuriyet' in ilk yıllarından kalan mimarisini, özellikle TBMM, Bakanlıklar civarının mimarisini çok beğenmişimdir. Hele Kızılay Meydanı' nda bulunan "Güven Anıtı" adı gibi güven vermiştir bana , geleceğe yönelik olarak. Anıtın etrafında bulunan banklardan birinde oturup güvercinleri izlemek, fıskiyelerden fışkıran su sesini dinlemek ve anıta bakarken içinin umutla dolması ne muhteşem bir duygudur. Güven ve umut ikilisi insanın yaşamda kaybetmek istemeyeceği altın anahtarları değil midir?

TBMM ile Güven Anıtı' nın mimarının Clemens Holzmeister olduğunu biliyordum; merak ettiğimden araştırmıştım. Hatta, 7 Mayıs 2011 tarihli Hürriyet gazetesinde şöyle bir haber vardı: "TBMM, 'Devlet Mahallesi Mimarı' olarak da anılan kendi mimarı Prof. Clemens Holzmeister' e 74 yıl sonra vefa borcunu ödeyecek. İktidar ve muhalefet tarafından ortaklaşa benimsenen Prof. Holzmeister' in anıt heykelinin dikilmesi kararının ardından harekete geçildi, anıtın dikileceği alanda hazırlık başlatıldı. 24. dönemin ilk aylarında açılışı yapılması beklenen anıt heykel, meclis bahçesinde bulunan havuzun yanında yer alacak." Heykelin açılışının yapılıp yapılmadığı hakkında bilgim yok. Ancak, 2008 yılında Çankaya' daki bir caddeye Clemens Holzmeister adının Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla verildiğini biliyorum.  İşte Salzburg gezisinde şehrin içinde  bulunan mezarlıkta mezarları bulunan ünlü kişilerin arasında Clemens Holzmeister' in de yatmakta olduğunu öğrendiğimde, memleketimden çook uzakta başkentimi düşündüm ve başkentimizi mimarisiyle taçlandıran bu değerli mimarı saygıyla anmadan geçemedim. Belki birileri okur, belki tanımayanlar vardır diye kısaca bu ünlü mimarı ve eserlerini tanıtmak istedim. Bunu yaparken, Atatürk' ün sanata ve sanatçıya verdiği önemin, değerin ve ileri görüşlülüğünün bir kez daha altını çizmek istedim ayrıca.

Avusturya' lı mimar ve tasarımcı olan Clemens Holzmeister, 27 Mart 1886' da Tirol' de Fulpmes kentinde (Avusturya) doğdu. Babası Johann Holzmeister kahve ticaretiyle uğraşıyordu. Ailenin bir önceki kuşağı Avusturya' daki kötü ekonomik koşullardan dolayı Brezilya' ya yerleşmişti. Kahve işi Brezilya' dan onlara kalan bir işkoluydu. Clemens Holzmeister, Avusturyalı aktris olan Judith Holzmeister' ın (Doğum Tarihi: 14 Şubat 1920) babasıdır.

1906-1913 yılları arasında Viyana Teknik Üniversitesi' nde Mimarlık eğitimini tamamladı, 1919' da Roma döneminden başlayarak kilise yapımını inceleyen tezi ile doktor ünvanını aldı. Avusturyalı tasarımcı, Avusturya Akademisi mezunu Prof. Clemens Holzmeister, yaşamı boyunca Ankara' da bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisi dahil olmak üzere 673 projeyi gerçekleştirmiştir.

1919-1924 yılları arasındaİnnsbruck' ta Devlet Yapı Sanat Okulu' nda öğretim görevliliğinin yanı sıra kilise yapıları gerçekleştirdi ve Unterberger' de ideal tasarımlar sergisini açtı. Viyana Krematoryumu' nda görevlendirilen Holzmeister, 1924 yılı başlarında tamamladığı bu yapıyla Avusturya' da tanınmaya başladı. Yine aynı yıl Viyana Güzel Sanatlar Akademisi' nde öğretim üyesi ve yönetici olarak göreve başladı. 1933-1937 yılları arasında aynı kurumun rektörlüğünü üstlendi.

1924' te Viyana' da bir toplu konut uygulaması gerçekleştiren Holzmeister 1926' dan 1938' e değin sürecek olan Salzburg Festspielhaus' un yenileme çalışmalarını başlattı. 1928-1933 arasında Viyana' daki akademik çalışmalarının yanısıra Düsseldorf Güzel Sanatlar Akademisi' nde de dersler verdi. Almanya' daki bu akademik çalışmaları sırasında 1929' da daha sonra Hitler rejimince yıktırılan ve mekan açısından dönemin en etkileyici yapılarından biri sayılan Schlageter Anıtı' nı gerçekleştirdi. Almanya va Avusturya' da birçok yapı inşa eden Holzmeister, Hitler rejiminin baskıları nedeni ile 1933' te Düsseldorf' taki akademik görevinden ayrılmak zorunda kaldı.

Holzmeister, yeni TBMM binasının yapımı için 11 Ocak 1937' de çıkarılan bir yasa ile açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi uluslararası mimari proje yarışmasının birincilik ödülünü Atatürk' ten aldığı sırada ve 1938 yılında Avusturya' nın Hitler tarafından işgali nedeniyle ülkesine dönmeyip Türkiye' de yaşamayı tercih etti. Viyana' dan ayrılarak İstanbul' a yerleşti. Holzmeister, bu dönem içinde 1940-1949 yılları arasında (İTÜ) İstanbul Teknik Üniversitesi' nin Mimarlık Fakültesinde profesör olarak görev yaptı, mimarlık dersleri verdi.


Prof. Dr. Clemens Holzmeister' in TBMM binasının proje işleri ile ilgili olarak görevlendirildiğine dair Cumhurbaşkanı Atatürk' ün de imzası olan 21 Mayıs 1938 tarihli kararname. ( Cumhuriyet Müzesi)

Daha önceleri 1927-1938 yılları arasında Viyana' daki bürosunda tasarladığı projeleri gerçekleştirmek için Ankara' ya gelen Holzmeister, Türkiye' nin yeni biçimlenen başkentinde çok sayıda kamu yapısı tasarlayıp gerçekleştirme olanağı buldu.


TBMM binası

Atatürk' ün ölümünden sonra açılan Anıtkabir proje yarışmasında da Holzmeister yer alacaktı. Ama tepkiler üzerine yarışmaya Türk mimarlar da davet edildi.Ve biraz da bu baskının sonucu olsa gerek Emin Onat ve Orhan Arda' nın projesi birincilik kazandı.

Aynı yıllarda, Brezilya' ya giderek; Belo Horizonte Katedrali' ni ve Rio' da Prafektur' u tasarladı. 1951' de Graz Teknik Yüksekokulu'nda şeref doktoru unvanını, 1953' te Avusturya Devlet Mimarlık Büyük Ödülü' nü aldı ve 1950' de Viyana Güzel Sanatlar Akademisi' ndeki görevine yeniden getirildi. 1954-1957 yılları arasında bu kurumda yeniden rektörlük yaptı. 1956-1960 arasında Salzburg' daki Festspielhaus' un 1926' dan beri devam eden yenileme ve geliştirme çalışmalarını tamamlayan Holzmeister, 1961' de akademiden emekli olup ve Salzburg' da çalışmalarına devam etti.

Holzmeister 1947 yılına kadar İstanbul' da sonrasında ise Ankara' da bulundu.1954 yılında ise Viyana' ya geri döndü. 

Çok az sayıda mimarın elde edebileceği bir ayrıcalık olan yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin yönetim merkezinin, en önemli binalarının tasarlanması görevi, Holzmeister'i o yılların en önemli ve en güçlü mimarı konumuna getirdi. Holzmeister, bu kamu yapılarını genç Türk devletinin gücünü ve kararlı kalıcılığını göstermek için; anıtsal klasikçiliğin yanısıra modern mimarlık anlayışı ile tasarlayıp uyguladı.

Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister, iki dünya savaşı arasındaki yıllarda tasarladığı anıtlar, kiliseler, tiyatro yapıları ve opera sahneleriyle ünlendi.Kayda geçmiş 700'e yakın projesini hayata geçirdiği ülkeler arasında en başta Avusturya, Almanya ve Türkiye geliyor. Clemens Holzmeister, Türkiye' de cumhuriyetin kurulduğu yıllarda yönetimin "resmi mimarı" olarak tanındı. 1927-37 yılları arasında gerçekleştirdiği ilk 15 eseri için bakanlıklar bölgesini oluşturan binalar yer alıyor.

Holzmeister 1978' de son olarak Ankara' yı ziyaret edip 1963' te tamamlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının genişletilmesi çalışmalarına katıldı.

Holzmeister 12 Haziran 1983 yılında Hallein-Salzburg, Avusturya' da 97 yaşında vefat etti.

Ödül Aldığı Yarışmalar:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Binası, 1. Ödül, 1938

Projelerinden bazıları:

Milli Savunma Bakanlığı Binası (1927-30)

Milli Eğitim Bakanlığı Binası (1929-34)

Güven Anıtı (1931-36)

Çankaya T.C. Cumhurbaşkanlığı Köşkü (Pembe Köşk) (1931-32) (Anton Hanak ve Josef Thorak ile)

Ulus Merkez Bankası Binası (1931-33)

İçişleri Bakanlığı Binası (1932-34) ve arkasında yer alan Vilayet Meydanı (1933-35)

Yargıtay (İktisat ve Ziraat Vekaleti) Binası (1930-34)

Bayındırlık Bakanlığı (Nafia Vekaleti) Binası (1931-34)

Ulus Emlak Kredi (Emlak ve Eytam) Bankası Binası 81933-34)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Binalar Topluluğu (1938-63)

Avusturya Büyükelçiliği (1936)

Ankara Harp Okulu Binası (1930-35)

Ankara Orduevi Binası (1930-35)

Genel Kurmay Başkanlığı Binası  (Erkan-ı Harbiye Binası) (1930)

Holzmeister' in Ankara' daki önemli eserleridir.

KAYNAK: www.biyografi.net.tr

    

       




2 yorum:

  1. Naçizane dikkatimi çeken kısım şu oldu daha çok: 1926'da başlatılan Festspielhaus'u yenileme çalışmalarının baskıcı rejim uygulamaları sonucu yarım kalmasına rağmen, on yıllar sonra yine Holzmeister tarafından tamamlanması. Çünkü mayasında tıpkı sanat gibi özgürlüğü barındıran ve onunla var olan insanı ayrımlayan/köleleştiren/tüketen rejimler gelip geçiyor, tanrılaştırılanlar zamanla silinip gidiyor ve günün sonunda yaratıcı düşünce ve sanat yine son sözü söylüyor. Bu da, en güçlü faşizmin bile sanatın önünü kesemeyeceğine dair çarpıcı bir mesaj niteliğinde adeta... Genç Cumhuriyete çok sayıda eser kazandıran sanatçıya saygıyla ve anlamlı yayın için teşekkürlerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz, anlamlı ve isabetli analiz için teşekkürler.

      Sil