3 Şubat 2014 Pazartesi




ŞAPKANIN  ALTINDAN  GÖRÜNEN...


Şapka deyip geçmeyin! Onun altından görünen, şapkanın sebep olduğu ne hikayeler vardır; absürd, hüzünlü, komik hikayeler. Benim anlatacağım ise ülkemizde yapılan "Şapka Devrimi" ne karşı isyan bayrağı açarak, ülkelerini terk eden devrim karşıtlarının hikayesi.

Kurtuluş Savaşı kazanılmış, 29 Ekim 1923' te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Sıra, uygar ülkeler düzeyine erişebilmek için yapılması gereken yeniliklere ( devrimler) gelmiştir. Bu devrimlerden birisi de " Şapka Devrimi " dir. Ve bu devrim, çiçeği burnunda Cumhuriyet ülkesinde çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü, adı "Şapka devrimi" olan uygulamayla fes düşmüş, şapka görünmüştür. Mustafa Kemal Atatürk, şapka devrimiyle hem halkın nabzını ölçmeye karar vermiş hem de bu devrimin diğerlerine zemin hazırlayacağını düşünmüştür.

Düşüncesini uygulamak üzere Mustafa Kemal, 23 Ağustos 1925' te Kastamonu' ya düzenlediği gezide, şapkayla halkın arasına girer. Öyle ki, şapka evrensel medeniyete katılma simgesidir ve kafaların içini değiştirmeye işaret etmektedir. Aynı zamanlarda anayurdun dört bir yanında ve özellikle Kastamonu' da " şapka geldi, din elden gidiyor! " çığlıkları başlar. Bir yandan şapka giymek istemeyenlere hafif tedirginlik yaratmak amacıyla havaya sembolik atışlar yapan ve Karadeniz Limanı' na demirleyen Yavuz zırhlısına " Atma Yavuz atma! Vergi de vereceğum, şapka da giyeceğum! " diye tempo tutanlar... Bir yandan da " Gavurun serpuşunu giymek istemeyen arkamdan gelsin! " diyen Kastamonu Küre köyü imamının ardına takılan şapka karşıtları...

İmam ve beraberindekiler, pek çok bölgeden kendilerine katılan insanlarla birlikte Suriye' nin sınır kentlerine kadar uzanırlar. Zorlu bir yolculuktan sonra, önce Fransız himayesindeki Antakya' ya ( Hatay, 1939' da Türkiye sınırları içerisine katılmıştır.), ardından Suriye' ye varırlar imamın kafilesindekiler! İmam, varını yoğunu köylerinde bırakan taraftarlarına, " Padişahımız nasıl olsa geri dönecek, o zaman köylerimize döneriz." diye buyurur. Elbette, gidenler bir daha dönemeyecektir köylerine. Binlerce Cumhuriyet ve şapka karşıtı Anadolu insanı, Şam' ın Etrak, yani Türk mahallesinde o günden bugüne yoksulluk içinde yaşamaya devam ederler! Çocuklara, torunlara karışmış olarak. Şapkanın sürüklediği Osmanlı' nın çocukları olarak...

 Bir süredir, ülkemiz ve dünya gündeminden düşmeyen Suriye ile ilgili haberleri okuduğumda, izlediğimde nedense " Etrak mahallesi " nin hikayesini anımsıyorum. Şapka deyip geçmemek gerek, temsil ettiği simgesel değerler düşünüldüğünde.. Ve diyorum ki, şimdi " Şapkayı önümüze koyup, düşünmek zamanı."


Kaynak: " Türkiye' nin Hatıra Defteri- Nebil Özgentürk " Deniz Kültür Yayınları.No: 25






2 yorum:

  1. Bir ulus düşünün: bir tarafta "imkansız" görülen kurtuluş savaşını kazanmış, ülkesinin bağımısızlığını geri almış, hesapçı kitapçı düşman kuvvetlerini defetmiş olanlar; diğer tarafta ise "vay efendim fesin yerini şapka alırsa vatan, millet, din elden gider" diyerek, düşman kuvvetlerin denetimindeki topraklara o gazla sığınanlar...Allah'ın akıl fikir vermesini temenni etmekten başka yapcak şey yok; ya da "şapkadan tavşan çıkmasını beklemekten" başka ... :)

    YanıtlaSil
  2. Güzel yorumunuz için teşekkürler. İşimiz illüzyona kaldıysa yandık!

    YanıtlaSil