15 Şubat 2014 Cumartesi




LADY  MACBETH




İnsan olup da, ihtirası olmayan var mı? Eğer varsa, bu insanların yaşamdan beklentilerinin olup olmadığı sorgulanabilir; çünkü, ihtirası olmayan canlılar yalnızca bitkiler ve hayvanlardır. İnsan, doğası gereği, takdir edilmek, saygı görmek, sevmek ve sevilmek ister. Bu ihtiyaçları karşılandıktan sonra da, ideallerini ve yeteneklerini gerçekleştirmek ister. İşte tüm bu ihtiyaçlar, insanın davranışlarına yön verir. İdealleri ve yetenekleri gerçekleştirebilmenin yolunun başlangıcında ise ihtiras vardır ki, bu güçlü istek olmazsa yolun tamamına ulaşmak neredeyse olanaksızdır. İş ki, başarının kıvılcımını ateşleyen ihtiras "hırs"a dönüşmesin...İhtiras, hırsa dönüşürse eğer, sonu gelmeyen istekleri, öfke ve kızgınlığı da beraberinde getirir çünkü. Bu öfke ve kızgınlıkla, amacınıza ulaşmak için, her yolu mübah sayarsınız. Hırs ve açgözlülük öylesine bürümüştür ki gözlerinizi, insana ait saf duygular da sona ermiştir içinizde. 

Shakespeare ünlü oyunu "Macbeth" de insan hırsının nelere yol açabileceğini, bu uğurda cinayet işlemekten bile sakınmayacağını anlatırken, aynı zamanda evrensel ve ahlaki değerler açısından bakmamızı da sağlıyor Macbeth' e. Oyunun kısaca özeti şöyle: Norveç ordusunu yenip bir isyanı bastıran Baron Macbeth, ülkesine dönerken yolda karşılaştığı üç cadı, onu kral olarak selamlar. Bundan etkilenen Lady Macbeth, kocasını kral yapmaya karar verir ve İskoçya Kralı Duncan' a bağlılık yemini etmiş olan kocasını ikna etmeyi başarır. Karı koca iktidar hırsıyla önce Kral Duncan' ı öldürürler ve Macbeth, İskoçya Kralı olur. Hırs için işlenen cinayet, başka cinayetlere de neden olur. Ancak, bu hırslarının sonucu onlara mutluluk değil, felaket getirecektir.

Macbeth, hırsının esiridir artık ve kötülüğe giden yolda, işlediği her cinayetten sonra azap çekmekte, ahlaki değerlerden ne denli uzaklaştığını bile bile yoluna devam etmektedir. Hırslı, tabuları olmayan, gözü doymayan, başarı için her yolu zorlayan, Kral' ın öldürülmesinden hemen sonra,kocasından daha soğukkanlı olan Lady Macbeth' in de bir vicdanının olduğu oyunun sonunda delirerek, canına kıymasından anlaşılır; O soğukkanlı kadının vicdanı, onu için için kemirir ve uyurgezer olmasına neden olur. Uykusunda gezerken, cinayet gecesini sürekli yaşayan Lady Macbeth, ellerindeki "kan kokusundan" ve aslında var olmayan" kan lekelerinden"  rahatsızdır. Ondaki bu değişim, onun da bir insan olduğu ve sadece hırslarına ve insani zaaflarına yenildiğinin göstergesidir. Şu replik bunu çok güzel açıklar:

" kendini boşa harcamış olur insan
  dilediğine erer de sevinç duymazsa
  yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi
  yıkmakla kazandığın şey kuşkulu mutluluksa"

Lady Macbeth' in vicdanına yenik düştüğü o uyurgezer sahnesini  izlerken, Shakespeare' den iki yüzyıl sonra yaşamış olan Dostoyevski' nin "Suç ve Ceza" romanındaki Raskolnikov' u hatırladım ister istemez. Bu romanın baş kahramanı Raskolnikov da, Macbeth' den farklı nedenlerle, kendisine göre,toplumsal amaçlı olarak cinayetler işler. Raskolnikov' un tefeci kadını öldürme nedeni; toplumu kan emici "bit"lerden kurtarmak, kötü birini ortadan kaldırmak ve onun paralarını alarak yoksul insanlara yardım edeceğine olan inancıdır. Cinayeti gören tefeci kadının masum olan kız kardeşini de kendisini ele verir korkusuyla öldürür. Aylarca vicdan azabı çeken Raskolnikov, vicdan azabına dayanamayarak, suçunu itiraf eder ve cezasını çekmek üzere Sibirya' ya sürgüne gider.Lady Macbeth, kendi cezasını kendisi vererek canına kıymış, Raskolnikov ise cezalandırılmasını ve cezasını çekerek huzura ereceğine inanmıştır.Macbeth' deki cinayetler, bireysel hırs için, Suç ve Ceza' daki cinayetler toplumsal amaç için işlenmiş olsa da sonunda, vicdan azabına dayanamayan insanın vicdanı galip gelmiştir. Çünkü  vicdan, dünyadaki tüm yasalardan, değerlerden üstündür ve çok etkilidir...Her insanın içinde bir "Lady Macbeth" vardır. Akıllı olanlar, vicdan azabı çekmemek için, içindeki "Lady Macbeth" i, dizginleyebilenlerdir.



Görsel, fineartamerica. com adlı web sitesinden alınmıştır.




2 yorum:

  1. Bazen hirsimiza ofkemize gururumuza an ve an yeniliriz.. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru maalesef. İnsan, duygularını dizginleyemiyor bazen. Duygular devreye girdiğinde, akıl ve mantık devre dışı kalıyor...
      Yorumunuz için teşekkürler.

      Sil