26 Ağustos 2013 Pazartesi




ABD  BAŞKANI  WİLSON  VE  NASREDDİN  HOCA


I. Dünya Savaşından sonra İtilaf Devletleri 16 Mart 1920' de resmen İstanbul' u işgal ettiler. İşgal yazında İstanbul' a iki Amerikan Heyeti gelir. İlki Haziran ayı başında gelen King-Crane Komisyonu' dur. Komisyonun görevi Osmanlı Devleti üzerinde genel bir ABD mandası kurulmasının olanaklarını araştırmak ve Arap vilayetlerindeki kamuoyunun nabzını tutmaktı. Komisyon üyeleri cemaat temsilcileri ve partilerle konuşarak, Amerika' nın bölgede bir baskı kurmayı amaçlamadığını ısrarla belirterek, Türkler talep etmedikçe ABD' nin manda konusunda istekli olmadığını belirtiyorlardı.

King-Crane Komisyonu heyetinden Charles Richard Crane, İstanbul' un önde gelen simalarınca tanınan bir isim olarak sık sık yemek daveti alırdı.

" Türk kültürüne giderek nüfuz eden Richard Crane, Nasreddin Hoca' ya bayılır, onun bütün hikayelerini ezbere bilirdi. Paris' teki Barış görüşmeleri sırasında ABD Başkanı Wilson, Crane' i mutlaka yanında bulunduracak, bunaldığı anlarda ona son duruma en uygun Nasreddin Hoca hikayesini anlattırmayı adet edinecekti. Görüşmelerin sarpa sardığı bir sırada Amerikalı milyoner, Başkan Wilson' a Nasreddin Hoca' nın kuyudan ay çıkarttığı fıkrayı anlatacaktı.

Nasreddin Hoca mehtaplı bir gecede köyüne giderken, bir kuyunun yanından geçer, ayın aksinin kuyunun dibinde olduğunu görür. ' Zavallı ay, kurtarmak lazım' , diyerek kova kova su çekmeye başlar ama ay daima kuyunun dibindedir. Nihayet kova kuyunun kenarındaki bir taşa takılır. Hoca ipi kuvvetle çekince ip kopar ve Nasreddin Hoca' da sırt üstü yere düşer, ayın göklerde olduğunu görür. Çok uğraştım, fakat zavallı ayı kurtardım,' der.

Fıkraya bayılan Wilson, bunun üzerine, " Bizim barış diye Paris' te yapmaya çalıştığımız şey, Nasreddin Hoca gibi ayı kurtarmaya uğraşmaktan ileri gitmiyor," diyecekti. " ( İpek Çalışlar - Halide Edib s: 178-179 )

Acaba diyorum, bizim yöneticilerimiz de bunaldıkları, kendilerini çıkmazda hissettikleri anlarda mizah ve karamizahı içinde barındıran, çoğunlukla yol gösterici olan, güldürürken düşündüren Nasreddin Hoca fıkralarından yararlansalar mı? Sonucun iyi olacağından şüphem yok...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder