PEK BİLİNMEYEN BİR AYRINTI; CUMHURİYETİN İLANINDAN ÜÇ GÜN ÖNCE OYNANAN BİR FUTBOL MAÇI
1923 yılının ilk günleri...Başkumandanlık Meydan Savaşı'nı zaferle sonuçlandıran Mustafa Kemal, çıktığı ilk yurt gezisinde, 16 Ocak günü İzmit'te dönemin önde gelen gazetecileriyle buluşur. Bu gazetecilerin içinde kendisine muhalifler olduğu gibi, sonuna kadar yol arkadaşlığı yapacak kalemler de vardır...
O gün Gazi Mustafa Kemal Paşa, zaferin coşkunluğunu yaşarken aynı zamanda hüzünlüdür de. Çünkü annesi Zübeyde Hanım'ı kaybetmiştir!.. Tarihe geçen o ünlü basın toplantısının sonlarına doğru Mustafa Kemal, gelecekte kurmak istediği yönetime dair ilk işareti verir...Şöyle seslenir gazetecilere: "Esaslı bir program yapmaya mecburuz... Halk Fırkası bu program üzerine teşekkül edecektir..." Bir sonraki gün ise, İzmit halkına hitaben bir konuşma yapacak ve Hilafet'e karşı en sert mesajını verecektir: "Türkiye Büyük Millet Meclisi halifenin değildir ve olamaz..."
Bu sözler, istiklaline kavuşmuş topluma, yeni bir devletin kurulacağının habercisi gibidir.
Ve Cumhuriyetin ilanından birkaç gün önce İstanbul'da Taksim'de bulunan Topçu Kışlası'nın avlusunda, göğüslerine ay yıldız dikili on bir insan arka arkaya sıralanır. Topçu Kışlası'nın avlusu, futbol sahası olarak kullanılmaktadır. Ve o gün sahaya çıkanlar ilk ulusal maçını oynayacak olan futbolculardır...
Rakip Romanya'dır ancak, ev sahibi takımın resmi adı bile henüz tam olarak konulmamıştır... Çünkü maçın oynanacağı gün 26 Ekim 1923'tür. Ayyıldızlı futbolcuların soyunma odasında asılı ceketlerinde bir kimlik dahi yoktur. Zeki Sporel'li, Kelle İbrahim'li, Baron Fevzi'li, kaleci Nedim'li o takım maçı centilmence tamamlamış ve dünya ülkelerine olan kardeşlik duygusu tabelaya "2-2" olarak yansımıştır...
O gün, maça ev sahibi olarak çıkmak üzere sıralanan oyuncuların başında kalpaklı bir adam görülür. Takımın idarecisi olan o adam Ali Sami Bey'dir... Zaten Galatasaray takımının da kurucusu, adı efsaneleşmiş, stadyumlara verilmiş, Kuva-i Milliyeci geçmişi olan bir spor adamıdır. Ali Sami Bey'in ayyıldızlı takıma saha yolunu göstermesinden tam üç gün sonra, Ankara'da Mustafa Kemal, ülkenin gideceği yolu açıklayacaktı... Yani dünyanın tüm haber ajanslarının geçtiği, Asya ile Avrupa arasındaki bu topraklara dair haberde Cumhuriyet'in ilan edildiği duyuruluyordu...
O gün (29 Ekim 1923'te), o ayyıldızlı takım da, savaş yorgunu Anadolu insanı da Mustafa Kemal'e koşulsuz sadakat gösteren yol arkadaşları da, yürekleri yıllar süren işgaller karşısında umutlarla dolu olan milyonlar da bir devlete kavuşuyordu...O devletin başkanı Mustafa Kemal olacaktı...
Aradan kısa bir süre geçtikten sonra Sarayburnu'nda, denizin hemen kıyısına bir heykel konulacaktı. Gazi'nin oluruyla tasarlanan bu heykel, aslında hem o günlere hem sonraki zamanlara hem de bu günlere dair ipuçları taşıyacaktı...Bu ilk Gazi heykelinde Mustafa Kemal'in sırtı Osmanlı'nın Topkapı Sarayı'na çevrilmiş olarak tasarlanacak ve bakışları Cumhuriyet'e el vermiş, kanat germiş Anadolu insanlarını simgelercesine Anadolu'dan yükselen güneşe yönelecekti...Çünkü o güneşin ardında insan öyküleri vardı... Ki bu öyküler yıllar boyu Cumhuriyet'le örülecek, Türkiye Cumhuriyeti'ni örecekti...
(Kaynak: Türkiye'nin Hatıra Defteri - 1923'ten Günümüze, Nebil Özgentürk. DenizKültür Yayınları No:25)
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN... Nice 100 yıllara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder