Z KUŞAĞI İLE İLGİLİ GÖZLEMLERİM
Son zamanlarda Z kuşağının adını sıkça duyar olduk. Basın-Yayın organlarında Z kuşağı şöyle, Z kuşağı böyle söylemleri almış başını gidiyor. Ee, günceli kaçırmak olmaz dedim ve gözlemlerimi yazmak istedim. Çünkü ailemde ve çevremde Milenyumda doğmuş olan, şimdinin gençleri var ve onlarla sık sık muhabbet eder, internet ve sosyal medya konularında beni bilgilendirmelerini isterim. Başım sıkışınca da yine bu İnternet kuşağı olan çocuk ve gençlerden yardım alırım. Böyle olunca, Z kuşağını yakından gözlemleme şansım oldu. Dolayısıyla, yazdıklarım tamamen kendi gözlemlerime dayanmaktadır. Ancak yaptığımın "kontrolsüz gözlem (yani plansız programsız, tamamen doğal ortamda, doğal olarak gelişen gözlem)" olduğunu da özellikle belirtmek isterim.
Bildiğiniz gibi kuşaklar yıllara göre belirleniyor. Z kuşağı için zaman aralığı tartışmalı olsa da ben, 2000 yılı ve sonrasında doğanları gözlemledim. Dolayısıyla bu gözlemlerime dayanarak, Z kuşağına güvenlerini açıklayan siyasilere bir sorum olacak. Sorum şu:
Gelecek için Z Kuşağından medet umuyorsunuz ya. Bu kuşağın aşağıdaki özelliklerinden hangisine ya da hangilerine güvenip de bunu söylüyorsunuz?
Z Kuşağı;
-Doğayı ellerinde bulunan amoled ekranlar ya da çarşıda, pazarda, yolda gözümüze gözümüze sokulan dijital ekranlardan tanıyıp severler. Bir ağaçtan meyve koparıp tatmamışlardır. Ağaçlar nasıl büyür, nasıl beslenir, nasıl meyve verir bilmezler. Kısacası, dört duvar arasında sıkışıp kalan ama bu sıkışıklığı ekranlarda aşmaya çalışan bir kuşaktır.
-Son derece bencildirler. "Önce ben" demeyi şiar edinmişlerdir.
-Emeğin ne olduğunu bilmedikleri için "emeğe saygı" kavramını anlayamazlar. Oturdukları yerden hiç çalışmadan, yorulmadan çok para kazanmak isterler. "Emeksiz yemek olmaz" dediğinizde, o söz eski zamanlarda geçerliymiş cevabını alırsınız büyük olasılıkla.
-Takım çalışmalarına yatkın değildirler, bireysel davranmayı, kimseden emir almamayı tercih ederler.
-Özgüvenleri çok yüksektir. Onlar için "mümkün değil-imkansız" sözcükleri geçerli değildir.
-Z Kuşağı için dün geçmiştir, gelecek henüz gelmemiştir; öyleyse endişelenecek bir durum yoktur. Yalnızca şu an vardır ve "anı yaşa" mottosunu hayata geçirmeyi severler.
-Fedakarlık mı dediniz, o da neymiş? Bu kelimenin anlamının yanından bile geçmezler.
-Teknolojinin kucağına doğdukları için bilgiye hızlı erişmek isterler. Bu nedenle teknolojik gelişmeleri yakından takip ederler ve ellerindeki aygıtın bir üst modeli piyasaya sürüldüğünde hemencecik ona sahip olmak isterler. Para varmış yokmuş kimin umurunda? Anneler ve babalarının paraları çocukları için emre amade bekliyor nasılsa!
-Tutumlu olmak ne demektir bilmezler. Onlar için önemli olan istediği şeyin yenisine sahip olmaktır. Eskidi mi at çöpe, tamir etmek boşuna zaman kaybından başka bir şey değildir.
-Bir iş yaparken ve de sosyal ilişkilerden(yüz yüze) çabuk sıkılırlar ama isteklerinde sonuna kadar diretirler.
-Toplumun koyduğu kuralları tanımazlar, asi ruhludurlar. Kendi kurallarım var benim; ben topluma değil, toplum bana uysun mantığı içinde hareket ederler.
-Aileleri ile sık sık çatışmaya girerler. Nasihat almaktan hiç hoşlanmazlar. Kendi doğruları vardır ve doğru bildiklerini sonuna kadar savunurlar.
-İnternet üzerinden sosyalleştikleri için hemen her sosyal kesimle iletişim kurmada zorlanmazlar.
Bütün bu gözlem sonuçlarım, diğer kuşaklar için olumsuz nitelikte görülebilir. Peki bu Z kuşağının hiç mi olumlu bir yönü yok diyebilirsiniz. Tabii ki var. Örneğin; Son derece iyimserler. Ayrıca teknoloji sayesinde bilgiye çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyorlar. Hızlı bilgi edinme sayesinde düşünme yetileri gelişmiş. Dolayısıyla, herhangi bir düşünceyi, ideolojiyi sorgulamadan kabul etmeleri oldukça güç. Bu da iyi bir şey.
Kuşaklarla ilgili benim düşüncem; siz siz olun Y kuşağına güvenin derim. Y kuşağı, X ve Z kuşağının ortalaması olmasının yanı sıra her iki kuşağın yaşadığı dönemi de bilirler. Kısacası, eski ve yeni dönem kıyaslaması yapabilirler ve iyi olanın ayrımına varabilirler...