KIBRIS; TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ VE KKTC / GİRNE'DE GEZİLECEK YERLER
11/15 Kasım 2024 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne turla gezmeye gittim. Kıbrıs'ın kısaca tarihini ve izlenimlerimi yazmadan önce Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyet niteliğindeki vurgulamasından Kıbrıs'ın Türkiye'nin güvenliği ve huzuru açısından taşıdığı hayati öneme dikkat çeken şu sözlerini yazmak isterim:
"Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir..."
Kıbrıs Adası'nın Coğrafi Konumu:
Akdeniz'in Sicilya ve Sardinya adalarından sonra üçüncü büyük adası olan Kıbrıs, Anavatan Türkiye'ye 65 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Adanın kuzeyinde Beşparmak sıradağları, diğer adıyla Girne Dağları 175 kilometre uzunluğu ile bir set halinde uzanmaktadır. Beşparmak dağlarının en yüksek noktası 1024 metre yükselti ile Selvili tepedir. Güney Rum kesiminde yer alan ve Anadolu'daki Toros Dağlarının uzantısı olduğu kabul edilen Trodos sıradağları adanın başlıca yükseltileridir. Trodos sıradağlarının en yüksek tepesi 1952 metrelik yükseltiyle Olimpos tepesidir. Burada bir kayak merkezi bulunmaktadır. Beşparmak sıradağlarına kar yağmazken, Trodos sıradağlarına kar yağdığından adanın güney kesiminde su sıkıntısı çekilmemektedir.
Kıbrıs'ın en büyük ovası adanın orta kesimde bulunan Mesarya Ovasıdır. Kıbrıs adasının iki büyük akarsuyu olan Kanlıdere ve Çakıllı Dere bu ovadan akmaktadır. Mesarya Ovası yıl boyu kurak olduğu için sulu tarım yapılamamakta, daha çok tahıl üretimi yapılmaktadır.
Kıbrıs Adası'nın Kısa Tarihi:
Stratejik konumu nedeniyledir ki, tarih boyunca Kıbrıs adası, sırasıyla Mısır, Hitit, Grek Kolonileri (Aka ve Dor), Fenike, Asur, Pers, Büyük İskender, Roma, Bizans, İslam Devleti, Tapınak Şövalyeleri, Lusignan, Venedik, Osmanlı ve Britanya (İngiliz) devletlerinin himayelerine veya egemenliklerine girmiştir.
Osmanlı Padişahı II. Selim, babası Kanuni Sultan Süleyman'ın vasiyetini yerine getirmek üzere Lala Mustafa Paşa'yı Kıbrıs'ın fethine memur etti. Lala Mustafa Paşa kumandasındaki donanma 1570 yılında başladığı fethi 1571 yılında tamamlayarak adanın tümünü Osmanlı İmparatorluğu topraklarına kattı. 300 yıl Osmanlı toprağı olan Kıbrıs, 93 Harbi olarak adlandırılan Osmanlı-Rus Savaşı sonrası 1878 yılında Ruslara karşı, İngilizlerin teklif ettiği yardımı almak için Padişah II. Abdülhamid tarafından Kıbrıs İngilizlere kiralandı ve idaresi de onlara bırakıldı. Sonunda İngilizler "Ortadoğu'nun anahtarı" gözüyle baktığı Kıbrıs'ı ele geçirmişlerdi.
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin Almanya'nın yanında yer alması üzerine 1914 yılında İngiltere Kıbrıs'ı ilhak etti. Lozan Barış Antlaşmasıyla da Kıbrıs tamamen İngilizlerin kontrolüne bırakıldı.
1960 yılına gelindiğinde adada Türk ve Rumların ortak yönettiği Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Ancak EOKA (Kıbrıs Milli Mücadele Örgütü) isimli Rumların kurduğu örgüt, adada yaşayan Türklere karşı saldırılara başladı.1963 yılına gelindiğinde, 24 Aralık 1963'te Rum çetelerince, askeri doktor Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve üç çocuğunun evlerindeki banyo küvetinde vahşice katledilmesi bardağı taşıran son damla oldu. "Kanlı Noel" olarak anılan bu olayın geçtiği ev bugün "Barbarlık Müzesi" olarak halka açıktır.
1967 yılında Yunanistan'da yapılan askeri darbe sonucu yönetimde bulunan cuntanın desteğiyle, Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak için kurulan EOKA-B adadaki Türklere karşı saldırılarını artırdı. EOKA-B'nin lideri Nikos Sampson gerçekleştirdiği darbeyle 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'u devirdi.
Kıbrıs'ta yaşanan katliamlara dur demek için adada söz sahibi olarak üç garantör devletten (Türkiye, Yunanistan ve İngiltere) biri olan Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasında belirtilen müdahale hakkını kullanarak, 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlattı. O dönemde Türkiye Cumhuriyeti'ni koalisyon hükümeti yönetiyordu. Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı da Necmettin Erbakan'dı. Her ikisine de Allah'tan rahmet diliyorum...
Barış Harekatı'ndan iki gün sonra 22 Temmuz 1974'te Cenevre'de toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi görüşmelerinden bir sonuç elde edilemeyince ikinci harekat başladı. 8 Ağustos 1974'te başlayan İkinci Barış Harekatı neticesinde Ada'nın bugünkü sınırları çizildi. 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Ardından 15 Kasım 1983'te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşu tüm dünyaya duyuruldu. KKTC'ni tanıyan ilk ve tek devlet Türkiye Cumhuriyeti oldu.
Yerel rehberimizin söylediğine göre, KKTC'nin ekonomisi turizm ve üniversitelere bağlı. Dünyanın dört bir yanından üniversite okumak için gelen öğrencilerin ekonomiye katkıları büyükmüş. Çarşıda, pazarda satış yapan ve çalışan öğrenciler, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamak için para kazanıyor, hem de öğrenimlerini sürdürüyorlar.
Yerel tur rehberinden öğrendiğim bir bilgiyi de paylaşmak istiyorum: KKTC'i bayrağını tasarlayan kişinin Necmettin Erbakan olduğunu söyledi. Bunu hiç duymadığım için İnternette araştırma yaptım ve bu bilginin doğru olmadığını öğrendim. Bugünkü hali 7 Mart 1984 tarihinde Cumhuriyet Meclisi tarafından kabul edilen KKTC bayrağını tasarlayan kişi Kıbrıslı Türk ressam Emin Çizenel'miş.
GİRNE
11 Kasım 2024'te Ankara Esenboğa Havaalanından bir saat on dakikalık uçuştan sonra Lefkoşa Ercan Havaalanı'na indik. Havaalanının adı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Barış Harekatı'nın ilk gününde şehit düşen Binbaşı Fehmi Ercan'ın anısına veriliş. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Havaalanında karşıma çıkan fotoğrafıyla şehit Fehmi Ercan'a ve tüm şehitlerimize minnet ve saygılarımı sunuyorum...
KKTC'ne Türk vatandaşları kimlik kartlarıyla giriş yapabiliyorlar. Kontrolden geçtikten sonra alanda bizi bekleyen otobüse binerek Girne'ye doğru yola koyulduk. Lefkoşa'nın İç Anadolu bozkırlarını andıran coğrafyasından geçtikten sonra Beşparmak Dağları ile Akdeniz'in masmavi suları arasında kalan yeşili ayrı güzel Girne'yi uzaktan görünce, güzelliğine hayran kaldım.
Girne'de Gezilecek Yerler
Bellapais Manastırı / Beyaz Giymiş Meryem Ana Kilisesi
Bellapais Manastırı ve Beyaz Giymiş Meryem Ana Kilisesi, Beylerbeyi köyünde bulunmakta ve Girne şehir merkezine beş kilometre uzaklıktadır. Beşparmak Dağları'nın eteklerinde yer alan manastıra varmak için dar ve tarihi sokaklardan tepeye doğru tırmanmak gerekiyor. 13. Yüzyılda inşa edilen manastır gotik mimari tarzının güzel örneklerinden biri kabul edilir. Bu manastırdaki rahip ve rahibeler beyaz pelerin giydikleri için "Beyaz Giymiş Meryem Ana Kilisesi" olarak da bilinmektedir.
Barış Ve Özgürlük Anıtı / Karaoğlanoğlu Şehitliği / Barış Ve Özgürlük Müzesi
Barış ve Özgürlük Anıtı, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında şehit düşen askerlerimizi onurlandırmak ve bağımsızlık mücadelesini simgelemek amacıyla inşa edilmiş. Anıtın hemen alt tarafında Kıbrıs Barış Harekatı'nın ilk gerçekleştiği yer olan Yavuz Çıkarma Plajı yer almaktadır. Yavuz Çıkarma Gemisi ve Barış Harekatında kullanılan helikopter de bu plajda sergilenmektedir. Görüp de duygulanmamak mümkün değil...
Karaoğlanoğlu Şehitliği, Kıbrıs Barış Harekatı'nda şehit düşen askerlerimizin anısına 20 Temmuz 1976'da inşa edilmiş. Şehitliğe, Kıbrıs Barış Harekatı'nda adaya ilk çıkan alay komutanı Albay Halil İbrahim Karaoğlanoğlu'nun adı verilmiş. Şehitlikteki mezar taşlarının beş basamaklı olması havadan indirme yapılan Beşparmak Dağları'nı sembolize ediyor.
Barış ve Özgürlük Müzesi ise, Karaoğlanoğlu Şehitliği ve Barış ve Özgürlük Anıtı'nın orta yerinde bulunmaktadır. Müze olarak açılan bina, 20 Temmuz 1974 gecesi karargah olarak kullanılmakta iken evin girişinde meydana gelen şiddetli patlamada 50. Piyade Alay Komutanı Piyade Kıdemli Albay İbrahim Karaoğlanoğlu, Hava İrtibat Subayı Pilot Binbaşı Fehmi Ercan ve iki er şehit oldu. Müzede 1974 Barış Harekatı'na katılan askerlerin kahramanlıkları ve harekat süreci yazı ve fotoğraflarla anlatılıyor. Müze aynı zamanda tarihi belge özelliği taşımaktadır.
Mavi Köşk / Çamlıbel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder