14 Aralık 2022 Çarşamba



KİM MİLYONER OLMAK İSTER? (MİLYONLUK SORUYA FARKLI BİR BAKIŞ)


Kenan Işık'ın sunduğu zamanlarda üç kez başvuru yapıp da yarışmaya çağrılmadığımdan beri, "Kim Milyoner Olmak İster?" yarışmasını izlemiyorum. Ya sorularına verdiğim cevapları beğenmediler ya da son okuduğum kitabın adını. Bilemiyorum ama beni çağırmadılar işte. Zaten konu bu değil; içimde ukde olarak kaldığı için yazıyorum..

İki gündür adı geçen yarışmaya katılan ve bir milyonluk soruyu açtıran, 20 yaşındaki  Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Batu Alıcı ile ilgili sosyal medyada sıkça paylaşımlar yapılıp, Batu göklere çıkarılınca, okuduklarım ilgimi çekti. Ve videodan bir milyonluk soruyu izledim. Keşke izlemez olaydım. Çünkü son soruya kadar gelmiş olan üniversiteli gencimiz, ne yazık ki kendi kültürüne ne kadar da yabancı diye düşündüm ve üzüldüm.

Bir milyonluk soru şöyle:

Hangisi "Dede Korkut Hikayeleri"ndeki karakterlerden biri değildir?

A: Bala Hatun                             B: Banu Çiçek

C: Bamsı Beyrek                        D: Bayındır Han

Düşünceme göre, bir milyonluk soru gerçekten kolay ve makul bir soruydu. Tabii eğer, çocuğunuza dünya masallarının yanında Türk Kültürü'nün temel taşlarından biri kabul edilen Dede Korkut Hikayelerini okuyup ya da anlattıysanız. Bunun yanında da okulda, olmazsa evde kendi tarihimizi ezberletmek yerine doğru düzgün bir şekilde genç nesillere aktarabildiyseniz. O zaman, Bala Hatun'un kim olduğunu bilir, diğer üç şıkkın Dede Korkut Hikayelerinde geçen hayali kişiler olduğunu ayırt edebilirdi.

Dede Korkut hikayelerinin önemine binaen kısa bir bilgi vermeliyim, ki neden tepki koyduğum anlaşılabilsin. 

Dede Korkut hikayeleri, giriş ile birlikte 12 hikayeden oluşmakta ve hikayeler çeşitlilik göstermektedir. Çocukluğumda büyüklerimden dinlediğim, Tepegöz ve Deli Dumrul hikayelerini asla unutmadım. Bu hikayeler, Türk kültürüne ve hayat tarzına ışık tutan ve sözlü olarak nesilden nesile aktarılan tarihi belge niteliğindedir. Dede Korkut, Oğuz Türklerini, onların inanışlarını, yaşayışlarını, gelenek ve göreneklerini, savaşlardaki yiğitliklerini arı bir Türkçe ile dile getirir. Dede Korkut'un kahramanları iyiliği ve doğruluğu öğütler. Türk milletinin birlik ve beraberliğini, dayanışmasını öne çıkarır. 

Dede Korkut'un Türk boyları arasında dilden dile dolaşan hikayeleri XV. yüzyılda Akkoyunlular devrinde Dede Korkut Kitabı adıyla bir kitapta toplanmış, böylelikle sözden yazıya dökülmüştür.

Kültürümüz açısından bu kadar önemli olan Dede Korkut Hikayelerinin bilinmemesini hoş karşılamıyorum. Dolayısıyla, yarışmada bir milyonluk soruyu açtıran ama sorunun cevabını bilemeyen Batu Alıcı adlı gencimizin başarısının abartılacak bir yanı olmadığını düşünüyorum. Bu bağlamda, eğitim sistemimizin nereden nereye geldiğini ya da gelmediğini sorgulamanın tam zamanı diyorum..

Eserlerini Bengal dilinde veren Hintli şair, yazar, ressam ve mistik Hindistan'ın önde gelen yaratıcı sanatçılarından biri olan Rabindranath Tagore için eğitim, kurtuluşun mayasıydı, ama eğitim milleti kökünden uzaklaştırmamalıydı. Batı'nın teknolojisi, tıbbı, fenni alınmalıydı, kültürü değil. Her millet kendi kültürünü yaşamalıydı. Dışarıdan gelen unsur milleti ancak taklitçi yapardı. Bir mektubunda oğluna diyordu ki: "İyilik ve kötülük kavramlarını aklından çıkarma. Başkalarının sözleri, eylemleri seni etkilemesin. Modern dünyanın göz alıcı yapaylıkları seni bozmasın, yalın ve düz bir yaşam sür, zengin sarayına da, yoksulun kulübesine de gönül rahatlığıyla, açık alınla gir. Hindistan'ın dışı yoksul, içi zengindir, ona göre yaşa."

Güzel ülkemizin ise hem dışı hem de içi zengindir. Bu zenginliği bilip, farkında olarak yaşamamız gerekmez mi?


Not: Bir milyonluk, yukarıdaki sorunun doğru cevabı, Bala Hatun'dur. Bala Hatun, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin eşi ve Şeyh Edebali'nin kızıdır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder